CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, "HDP'ye bakanlık verilebilir" sözlerinin ardından İYİ Parti'den kendisine yönelik gelen tepkileri eleştirdi. CHP'li Tekin, partisi ile Millet İttifakı'nı oluşturan İYİ Parti'ye "Kendi iç hesaplarını benim üzerimden götürmesin" diyerek seslendi.
Halk TV yazarı İsmail Saymaz, Tekin'e siyasetin gündemine oturan sözleriyle ilgili sorular yöneltti.
Saymaz'ın söyleşisi şöyle:
Bu cümlelerinizle tam olarak neyi kastettiniz?
Anayasa ve yasalar ortada. Her parti seçim kazanırsa bakanlığı hak edebilir. “Bakanlık vereceğiz” demedim. Kimim ben? Siyaset o kadar kirlenmiş ki, 1,5 yıl önceki cümlelerin aynısını bugün kullanıyorum. Fırtınalar kopuyor. Fırtınaların neden koptuğunu biliyorum.
Neden?
Herkesin bir hesabı var.
Ne gibi?
Parti içi hesaplaşmaların kavgasını benim üstümden götüremezler.
İyi Parti için mi söylüyorsunuz?
Kim üstüne alınacaksa. AK Partili, İyi Partili, MHP’li, CHP’li, bütününe soruyorum. Bir yıl önce TBMM’de idare amirini seçerken kim oy verdi? Bütün partiler HDP’nin grup başkanı için oy verdi mi? Verdi. Bütün partiler HDP’nin TBMM başkan vekilini seçti mi? O oyları verdiğinizde aklınıza terör ilişkisini gelmedi mi?
Şöyle bir fark var: Biri anayasanın hükmü gereği yapılıyor. Diğeri tercihen kabineye HDP’li bakan almak.
Efendim, Anayasa şu an bu partiyi kapatmış mı? Şu an bu parti görevini yapıyor mu? Yapıyor. Niçin seçime giriyor partiler? Ülkeyi yönetmek için. Madem ki bu kadar hassasiyetiniz var. “Anayasa emretse de terörle ilişkili partinin grup başkan vekilini, idare amirini, meclis başkanını seçemeyiz” dediniz mi? Demiyorsunuz. Bu neyin nesidir Allah aşkına?
Kastedilen şu: HDP, Millet İttifakı’nda yer alırsa ve Millet İttifakı iktidar olursa HDP’ye bakanlık verecek.
Ben “Bütün partiler hak ediyor” diyorum. Kaldı ki altılı masanın sözcüsü müyüm? Bir milletvekiliyim. Ben kışlada değilim. Sayın genel başkanıma ve sayın Akşener’e saygımdan ötürü cevap vermiyorum. Zahmet edip tamamını dinlemiş olsalar saçma sapan bir sürü fırtına kopmamış olacaktı.
Soru öyle sorulmuş olsa ne derdiniz?
Onun da cevabını verdim. Dedim ki: “Altılı masa bir ittifaktır. HDP ile çeşitli partiler ittifak oluşturdu zaten, bizim birbirimizle ilgimiz yok.” Ama anayasanın emrini kabul etmeyecek durumda değilim. Madem öyle seçime sokmayın.
HDP, Millet İttifakı’nda yer almalı mı?
Altılı masada HDP’nin olması mümkün değil. Olmaz. Neden olmaz? Bu kadar birbirine benzemeyen altı partinin olduğu yerde HDP ile enfekte olur. Bunu bildiğimiz için zaten olmadı. Baştan itibaren tavrımız net. İki gündür kopan fırtına, sanki süreci enfekte etmişiz gibi… Hayır, kardeşim. İç hesaplarınızı benim üstümden götüremezsiniz.
Şunu anlıyorum: “İyi Parti kendi iç hesaplarını benim üzerimden götürmesin.”
Başka nasıl bir izahı olabilir.
İyi Partililer de sizi AK Parti’ye koz vermekle suçluyor.
Nasıl koz vermiş olabilirim? HDP için “Sürecin parçası olsun” demedim.
Koray Aydın, “Millet İttifakı ruhunu zedeler” diyor. CHP’lilerin sık sık HDP ile yan yana gelmeyi dillendirdiğini ifade ediyor.
Bizim ve yapacağımızı başkalarının tarif etmesi doğru değildir. Biz siyam ikizi değiliz. Ne için bir aradayız? Demokrasi ve rejimin değişimi için. Rejimin değişimi konusunda CHP ciddi özveride bulundu. Bugüne kadar genel başkanımıza, parti yöneticilerimize sarf edilen cümlelere; sağır mıyız, dilsiz miyiz, korkak mıyız; sürece zarar vermemek için sesimizi çıkarmadık. Yani masada oturan başka bir partinin mezhebini, ideolojisini, inancını mı sorguladık? Demokrat bir insan olarak soruya cevap vermişim. Bu soruya 1,5 yıl önce de cevap vermişim. 1,5 yıl önce niye rahatsız olmadılar?
Yavuz Ağıralioğlu “Kimse sordunuz da neyi veriyorsunuz” diyor.
Kimseye bir şey verdiğim yok; böyle bir şey olabilir mi! Hangi karar mekanizması içindeyim? Cumhurbaşkanı adayı mıyım? Bakanlık dağıtan birim miyim? Bu cümleler doğru cümleler mi? Bu cümleleri Akşener’e havale ediyorum. Kırk yıldır siyasette pırıl pırıl durmaya çalışan bir insanım. Döneme göre davranan biri değilim. Her şeyi bilerek söylüyorum. Bugün aynı noktadayım. Ben HDP’yi de acımasızca eleştiren bir insanım.
Cümleleriniz HDP’yi olumlama ya da normalleştirme diye eleştiriliyor.
Niye TBMM’de oy kullandınız? Normalleştirmeyin kardeşim. Protesto edin. Terörle ilişkisi olan bir partinin TBMM başkanına, grup başkanına, idare amirine niçin oy verdiniz? İşinize gelince Anayasa, burada değil yani. Kimi kandırıyorsunuz? Ayıptır, günahtır ya.
AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, “Oldu olacak, Demirtaş’ı Sezai Temelli’yi eşbaşkan yapın, rahatlayın” demiş.
Biz infaz listelerindeyken, onlar aynı masada oturuyordu. Beni konuşturmasınlar. Kimse bize ders vermeye çalışmasın.
Kaldı ki HDP’liler daha önce bakan oldu.
Evet, ikisi oldu. E aynı anayasa yürürlükte değil mi? Anayasayı mı değiştirdiler, haberimiz olmadı. Bunlar teflon tava gibi. Hiçbir şey üstlerinde durmadığı için… 2014’te TV’de demişim ki “Çözüm süreci yanlış, terörle müzakere olmaz.” Kan emiciler, bilmem ne. Ne diyeceğimizi bilmiyoruz. İki doğru var, ikisini de bunlar söylüyor.
O gün barış düşmanı…
Bugün de demokrat bir duruş sergiliyorsunuz, yine infaz ediliyorsunuz.
Tanju Özcan, partinizin belediye başkanı. O da eleştirmiş.
Tanju, CHP’li değil şu an, üyeliği askıya alınmış. CHP ile ilgisi yok Tanju’nun.
Halk TV
Kaynak: İndependent Türkçe