CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Fox TV´de İsmail Küçükkaya´nın sunduğu canlı yayına katıldı, soruları cevapladı.
CHP Kurultayına yönelik soru üzerine, kurultayda 5 temel sorun alanını ortaya koyduklarını ve bütün partililere 6 temel görev verdiklerini belirten Kılıçdaroğlu, Türkiye´nin gittiği yol, izlediği yöntemle ilgili sorunların bulunduğunu ve bunların aşılması gerektiğini ifade etti.
"Türkiye´de Türkiye´nin sorunlarının en net ve yalın haliyle belirleyen parti biziz." diyen Kılıçdaroğlu, çözüm üreten partinin de CHP olduğunu savundu.
Kılıçdaroğlu, "Biz Adalet Yürüyüşü´nde geldik Maltepe´de duvarın önüne. Şimdi o duvarı yıkma zamanı. O duvarı yıkacağız. Adaletsizlik, hukuksuzluk duvarı, o duvarı yıkmak zorundayız. Bu ülkede herkesin huzur içinde yaşaması lazım. Kavga ediyoruz. Sokakta insanlar birbirlerinin yüzüne bakmıyorlar. Türkiye böyle bir Türkiye mi?" diye sordu.
Türkiye´nin kurucu değerlerinin özünde ortak mücadelenin, bağımsızlığın, vatan sevgisinin olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, amaçlarının birlikte, huzur içinde yaşamak olduğunu dile getirdi.
"Muharrem Bey bizim değerli bir arkadaşımız"
"Bir ülkeyi sevmek sizce nedir?" sorusu yöneltilen Kılıçdaroğlu, bir ülkeyi sevmenin o ülkenin bayrağına, insanına sahip çıkmak, ülkeyi çağdaş uygarlık seviyesine taşımak, herkesi dost olarak görmek, bütün komşularıyla barış içinde yaşamak, üretmek ve insan haklarına değer vermek anlamına geldiğini belirtti.
Kurultay sonrasında partide yapılan değişikliklerin ve bu konudaki taleplerin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, değişim talebinin olmadığı bir siyasal partinin ayakta kalma şansının da olmadığını söyledi.
"Muharrem İnce´nin konuşması heyecan yarattı, beğenildi de. Siz nasıl buldunuz?" sorusuna karşılık, "Gayet güzel" yanıtını veren Kılıçdaroğlu, bundan sonraki sürecin nasıl olacağı, İnce´nin partinin içinde nasıl konumlandırılacağına ilişkin soruya, şu yanıtı verdi:
"Muharrem Bey daha çok partinin iç işlerine yönelik olarak konuştu. Tabi partinin içiyle ilgili haberler, söylemler ilgi duyar ama ben tam aksine Türkiye´nin sorunları ve bu sorunlardan çıkma konusuna değinmiştim. Muharrem Bey bizim değerli bir arkadaşımız. Elbette o da parti için, iktidar için çalışacak, mücadele edecek. Muharrem Bey de çalışacak, Muharrem Bey´e imza veren arkadaşlar da çalışacaklar. Sonuçta bizim bir ortak hedefimiz var. Türkiye´yi aydınlığa çıkarmak, içinde yaşadığı sorunlardan Türkiye´yi kurtarmak. Bu sorun sadece benim, Muharrem Bey´in de değil, bu sorun hepimizin ortak sorunu."
Kılıçdaroğlu, "Muharrem İnce´nin aldığı oyu yüksek buldunuz mu?" sorusu üzerine, "Yok. Yani sonuçta delegeler kendi özgür iradeleriyle gittiler, oylarını kullandılar. Dolayısıyla herkese saygı göstermemiz lazım." dedi.
"Şu anda Enis Bey boşuna yatıyor"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Enes Berberoğlu´nun 5 yıl hapis cezası aldığının hatırlatılarak değerlendirmesinin sorulması üzerine, "Yargılama var ama adalet yok." ifadesini kullandı.
Berberoğlu´nun gözaltına alınmasından itibaren yaşanan süreci anımsatan Kılıçdaroğlu, "Şu anda Enis Bey boşuna yatıyor. Enis Bey´i gerçekten mahkum edecek en ufak bir delil yok." dedi.
Kılıçdaroğlu, Berberoğlu´nun, "Gizli belgeleri açıklamak" suçundan yargılandığının anımsatılması üzerine, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Hangi gizli belgeler? 18 internet kanalında yayınlandı. Gizli belge dediğiniz bu mu? Bu Hollanda Parlamentosunda görüşüldü, tartışıldı, konuşuldu. Bu olaylardan çok önce, bırakın Türkiye´yi, Hollanda Parlamentosu... Bu mu gizli belge? Her şeye karşı adaletten umudumuzu kesmeyeceğiz, göreceksiniz Enis Berberoğlu beraat edecek sonunda. Yani vicdanlı bir hakimin önüne gittiği zaman bakacak, ´kardeşim nedir burada olay?´ diyecek. Herkesin bildiği olay devlet sırrı mı olur. Kaldı ki o bilgilerin Enis Bey tarafından paylaşıldığına dair hiçbir veri de yok."
İlker Başbuğ´un açıklamaları
"Dün İlker, Başbuğ bütün grup konuşmalarında gündeme geldi. Sayın Cumhurbaşkanı çok sert tepki gösterdi." denilerek, Başbuğ´un Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan´a verdiği yanıtın hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, "Diplomatik bir yanıt vermiş. Aslında olaya belki şuradan başlamak lazım. İlker Başbuğ´u ´terörist´ diye hapse atmadılar mı? Bir ülkenin Genelkurmay Başkanı´nı." dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Kim attı?" sorusuna karşılık, şu görüşlere yer verdi:
"Az önce İlker Başbuğ´la ilgili sert eleştirileri yapan ve Cumhurbaşkanlığı makamında oturan, orayı işgal eden zat yaptı. FETÖ yaptı, FETÖ´ye en büyük desteği bunlar vermediler mi? En büyük desteği verdiler. FETÖ soruşturmasını yapan savcıya kurşun geçirmez makam arabasını tahsis ettiler. Her türlü imkanı sağladılar. ´Türkiye bağırsaklarını temizliyor´ diye dünyaca laflar ettiler. Pek çok komutanı idama mahkum ettiler. Sonra bir baktılar ki ´Yanlış yapmışız, orduya kumpas kurulmuş´ dediler."
Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan´ın, Başbakanlığı döneminde Başbuğ´un tutuklanmasından rahatsızlık duyduğunu açıkladığının hatırlatılması üzerine ise bu açıklamanın çok sonra yapıldığını bildirdi.
Kılıçdaroğlu, Küçükkaya´nın Başbuğ´la ilgili yargılamanın Yüce Divan´da hala devam ettiğini belirterek, bu davanın neden hala karara bağlanmadığını sorması üzerine, şu ifadeleri kullandı:
"Bir tehdit ve şantaj unsuru olarak ellerine tutmak istiyorlar o davayı. Sadece o değil, Balyoz, Ergenekon´da da pek çok şey duruyor. Yani ´Konuşmayın, bakın ha yarın yargıya talimat veririz, farklı bir süreç yaşayabilirsiniz´ diye böyle bir tehdit ve şantajla gidiyorlar.
Gelelim bu olaya. Ne diyor İlker Başbuğ? ´Afrin´de kahraman ordumuz terör örgütleriyle çatışıyor, terör örgütlerini yok etmek istiyor ve mücadele ediyor. Bunu siyasallaştırmayın´ diyor. Bu doğru değil mi? Doğru. Giden ordu bir partinin ordusu mu? Erdoğan´ın ordusu mu giden ordu? Giden ordu Türk milletinin ordusu, Türk ordusu, adı üstünde zaten. Hepimizin çocukları orada, askerlik yapıyor, vatan, bayrak, hepimiz için mücadele ediyorlar. Bunu söyledi diye ´Hesabını vereceksin...´ Ne hesabını verecek... Önce sen hesabını ver. Balyoz´un, Ergenekon´un hesabını verdin mi sen? Orduyu, kozmik odayı FETÖ´ye kim teslim etti?"
"Afrin operasyonu gerekli"
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Afrin operasyonunu nasıl görüyorsunuz?" sorusu üzerine, "Afrin operasyonu gerekli. Tıpkı İdlib gibi. Oraya da gidildi, orada da belli bir yerde silahlı kuvvetlerimiz konuşlandı, belli bir güvenli bölge yarattılar. Afrin operasyonunda da güvenli bir bölgeye ihtiyacımız var. Evet, gidilecek oraya, ordumuz o güvenli bölgede Türkiye´nin geleceği, güvenliği açısından ordumuz o güvenli bölgede konuşlanacak." diye konuştu.
Bu süreçte ABD, Rusya, İran gibi aktörlere de bilgi verildiğini belirten Kılıçdaroğlu, Afrin´de güvenliğin nereye kadar sağlanacağının, nereye kadar girileceğinin önemli olduğunu, buna ordunun karar vermesi gerektiğini bildirdi.
Kılıçdaroğlu, "Afrin´den çekilecek miyiz?" sorusuna karşılık, "Çekileceğiz tabi. Siz başka bir ülkenin, devletin toprağını işgal edemezsiniz zaten. Bir süre sonra çekileceğiz." dedi.
Orada ev, okul, yol gibi ihtiyaçların yapılarak Türkiye´de yaşayan Suriyelilerin yerleştirilebileceğini ve güvenliğini sağlayabileceğini aktaran Kılıçdaroğlu, güvenlik alanı olarak sağlanan bu alanda Türkiye´nin de ´bir tek terör örgütü üyesini Türkiye´ye sokmayacaksınız´ isteğinde bulunabileceğine işaret etti.
Bunu söylediği için kıyametin koptuğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Afrin ayrı, Afrin´in merkezi ayrı. Afrin´in merkezine girmenin hiçbir anlamı yoktur ve doğru da değildir. Afrin´de belli bir alan içinde Türkiye´nin güvenliğini sağlamak, oraya Suriyelileri yerleştirmek... İdlib´de öyle yaptık." ifadesini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, buna dünyanın da destek verdiğini kaydetti.
"Ben uyarımı yapmış olayım"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan´ı herkesin aldattığını bir tek kendisinin aldatmadığını belirten Kılıçdaroğlu, "ne söylediyse doğru çıktığını" savundu.
Fırat Kalkanı Harekatı ve Rakka´ya girilmesi konusunda söylediklerinde haklı çıktığını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Ben uyarımı yapmış olayım, o istiyorsa gitsin. Hükümeti yöneten o, ben değilim ama tarih onu değil, beni haklı çıkaracak." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, egemen güçlerin karşıt grupları veya herhangi bir grubu silahlandırmasının hem Ortadoğu hem de Türkiye için büyük risk olduğuna dikkati çekerek, "Bütün samimi Müslümanlara sormak istiyorum, silahları veren kim, orada hayatlarını kaybedenler kim? Silahları veren egemen güçler, hayatlarını kaybedenler Müslümanlar. Neden? Bizim üstümüze düşen temel görev şu olmalı, biz dünyayı, Amerika´yı uyarmalıyız. Amerika PYD´ye niçin destek veriyor, neden para veriyor, neden silah veriyor?" ifadelerini kullandı.
Genel Başkan Kılıçdaroğlu, "PYD terör örgütüdür müdür?" sorusuna "Evet" karşılığını verdi.
Mahkeme kararına rağmen PYD terör örgütü lideri Salih Müslüm´ün Ankara´ya davet edildiğini belirten Kılıçdaroğlu, kendi açıklamasından sonra Salih Müslüm´ün terör listesine alındığını söyledi.
Salih Müslüm´ün Ankara´ya gelişine ilişkin Erdoğan´a soru sorduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, "Soruya cevap vermek yerine her türlü hakareti yaptı." şeklinde konuştu.
"Salih Müslüm" açıklaması üzerine AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal´ın "Devlet işleri ayrıdır, siyaset işleri ayrıdır. Sayın Kılıçdaroğlu bu ikisini ayırt edemiyor." sözlerini sarf ettiğinin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, devlet ile hükümetin ayrı olduğunu, devlet ile siyasetin ayrı olmadığını söyledi.
Kemal Kılıçdaroğlu, "Devlet siyaset üzerine inşa edilir. Mahir Ünal onu da bilmiyor. Demek ona da anlatmak lazım. Hükümet ayrıdır, devlet ayrıdır. Devlet bakidir, hükümet devleti yönetmek üzere gelir." değerlendirmesini yaptı.
ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson´un Türkiye´ye geleceği anımsatılarak, "ABD´nin Türkiye´ye tavrı nasıl olmalı?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Türkiye en sert tepkiyi göstermeli. PYD bir terör örgütüdür, terör örgütünü silahlandıramazsın, benim sınırlarımda konuşlandıramazsın tepkisini vermeli. Bunu yaparsa, bu Türkiye ile Amerika arasında oluşan bütün bağları koparır. Türkiye´nin çok açık ve net tavır koyması lazım. Bu konuda alınacak her tavra, her türlü desteği veririz." cevabını verdi.
"Suriye´nin bu hale gelmesinin ana sorumlusu Erdoğan"
"Ortadoğu bataklığına Türkiye´yi sokmayın." uyarısı yaptığını dile getiren Kılıçdaroğlu, Suriye´nin bu hale gelmesinin ana sorumlusunun Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu iddia etti.
Kılıçdaroğlu, "Silah gönderdi. ´24 saatte gideceğiz, Emevi Camisi´nde namaz kılacağız.´ dedi. Süleyman Şah Türbesi´ni kaçırmak zorunda kaldı. IŞİD´in doğmasına, El Nusra´nın doğmasına sebep oldu." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan´a, 2013´te Suriye sorununu çözmek için bir konferans düzenlenmesi talebini içeren bir mektup yazdığını aktaran Kılıçdaroğlu, tarafların katılmasını istediği konferans talebinin kabul görmediğini, konferans yapılmadığı için çözüm üretilemediğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan´ın, eline bir milyondan fazla insanın kanının bulaştığı Suriye Devlet Başkanı Beşar Esed´le görüşmek istemediğinin anımsatılması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"İyi de Soçi´de nasıl görüşüyorlar? Esad´ın adamları orada. Bizimkiler de orada. Milleti kandırmanın bir alemi yok ki, niye kandırıyorsun? Sen Suriye´nin toprak bütünlüğünü istiyor musun? İstiyorsun. Suriye´de terör bitsin istiyor musun? İstiyorsun. Müslüman kanı akmasın diyor musun? Diyorsun. O zaman kiminle konuşacaksın. Birleşmiş Milletler´de kim temsil ediliyor? Suriye temsil ediliyor. Temsilcisi var mı? Var. Dünyanın hemen hemen bütün ülkelerinde büyükelçilikleri var mı? Var. Siyasette düşmanlık olmaz."
Hükümetin, dolaylı yollardan Esed yönetimiyle görüştüğünü iddia eden Kılıçdaroğlu, "Zaten görüşüyorlar, bakmayın. Söylediklerinin tamamı yalan, zaten görüşüyorlar. Kim dedi görüşmüyorlar diye. Devleti yöneten en yetkili ağızdan bana ifade edildi bu, zaten görüşüyorlar." diye konuştu.
"Erken seçim olur mu?" sorusuna Kılıçdaroğlu, seçimin büyük bir ihtimalle zamanında olacağı cevabını verdi.
"Bu bir ortak mücadeledir"
Kılıçdaroğlu, seçim ittifakıyla ilgili bir soruyu yanıtlarken, kim demokrasiden, insan haklarından, kim adaletten, haktan, hukuktan yanaysa onunla ortak mücadele edeceklerini söyledi. Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Buna a partisi b partisi bağlamında bakmak yanlış. Bu bir ortak mücadeledir. Diyelim ki Akşener de bu şekilde bir tavır takınıyor ve bunun mücadelesini yapıyorsa biz de aynı tavrı takınıp mücadeleyi yapıyorsak... Referandumda ne yapıldı? Her partinin kişiliği, kimliği ayrıydı ama demokrasi konusunda ortak bir tavır vardı. Benzer bir tablo çıkacak ortaya, demokrasiye sahip çıkılacak. Şu tablo netleşmeden bir şey söylemek için erken. Siyasi partiler arasında iş birliği nasıl olacak? Bu daha netleşmedi. Yüzde 10 seçim barajı duracak mı? Netleşmedi. Gerçi ´baraj bundan sonra 50+1´ oldu deniyor. 50+1 olduğuna göre partilerin tamamını kapatmak lazım. Bunu geçen bir parti yok. Bu tablo netleşmeden, bu yasalaşmadan farklı yönlere çekilebilecek bir yorumu doğru bulmuyorum."
Kurultay´da Muharrem İnce´nin "Kürtler doğru söyleyemez mi, niye çekiniyoruz ki?" dediği hatırlatılarak, bir kaygısının olup olmadığı sorulan Kılıçdaroğlu, "Niye kaygımız olsun, niye çekinelim. Birisi doğru söylüyorsa doğru, yanlış söylüyorsa yanlış söylüyor diyeceğiz. Biz siyasetimizi kendi parti programımız çerçevesinde yaparız." sözlerini kullandı.
Genel Başkan Kılıçdaroğlu, "HDP´ye baktığınızda ne görüyorsunuz, nasıl bir parti sizce?" sorusu üzerine HDP´nin Siyasi Partiler Yasası´na göre kurulmuş, grubu bulunan, kendi siyasi görüşlerini açıklayan bir parti olduğunu söyledi.
HDP ile ilgili, "Terör örgütüyle arasına mesafe koyamıyor" eleştirilerinin sorulması üzerine de Kılıçdaroğlu, "Benim, siyasi partiler ve terör konusundaki düşüncem çok net. Hangi siyasi parti olursa olsun, adı ne olursa olsun, her siyasi parti çok açık, çok net, terör ve terör örgütlerine karşı açık ve net tavrını ortaya koymalıdır." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, bu açık tavır konmadığı için pek çok sorunun gelip Türkiye´nin gündemine oturduğunu belirtti.
FETÖ´nün bir terör örgütü olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Bilmeyen mi var? Hükümeti defalarca uyardık, yanlış yapıyorsunuz diye. Orduyu, Milli Eğitim Bakanlığını teslim ettiler. Kim yaptı? Bunlar yaptı. Çıkıp milletten özür dilediler mi? Hayır, özür dilemediler. Siyaseten bedelini de ödemediler. Böyle bir acı bir tabloyla karşı karşıyayız. Bütün siyasi partiler olarak yapmamız gereken, terör örgütlerine karşı açık net tavır koymak. Bunun adı PKK olur, YPG olur, FETÖ olur, IŞİD olur, El Nusra olur. Bakın El Nusra terör örgütü müdür diye sordum, yarım ağızla ´Terör örgütüdür´ dedi. Putin´le yaptığı bir görüşmeyi basın mensuplarına anlatırken, ´Putin bizden ricacı oldu El Nusra şu bölgeden çekilir mi diye, bizde arkadaşlarımıza söyledik El Nusra o bölgeden çekildi.´ Ne demek bu? ´Terör örgütüyle bizim ilişkimiz var.´ demektir."
Kılıçdaroğlu, 2019 ve sonrası için ne gördüğünün sorulması üzerine, hiç kimsenin kaygılanmaması gerektiğini vurguladı.
Türkiye´nin çok gerildiğini ve bundan kurtulması gerektiğini öne süren Kılıçdaroğlu, sözlerine "Bir ve beraber kalacağız hiç kimsenin endişesi olmasın, biz güçlü bir ülkeyiz. Kurtuluş Savaşı´nı verdik, dolayısıyla hiç kimsenin ümitsizliğe kapılmasına gerek yok. Hiç kimse en ufak endişe yaşamasın, biz ülkemizi çağdaş uygarlığa taşıyacağız." dedi.