Medeni´nin Doha´dan Uluslararası Cezayir Havalimanı´na getirilen cenazesi ailesi tarafından teslim alınarak, Belkur eş-Şabi Mahallesi´ndeki evine götürüldü.
Medeni´nin naaşı, Nadi el-Islah Camisi´nde, aralarında eski FIS yetkililerinin de bulunduğu binlerce kişinin katılımıyla kılınan cenaze namazının ardından Sidi Muhammed Mezarlığı´nda toprağa verildi.
Belkur eş-Şabi Mahallesi´nde kurulan taziye çadırına sabah saatlerinden itibaren yüzlerce kişi akın etti. Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Sekreteri Abdullah Caballah ve Cezayir Müslüman Alimler Birliği Başkanı Abdurrezzak Kasum da taziye için çadıra gelenler arasındaydı.
Cezayir´in gönüllü sürgündeki mücahidi: Abbasi Medeni
Abbasi Medeni (88), ülkenin Fransız sömürgeciliğine karşı yürütülen özgürlük devrimine katılan ve 90´lı yıllarda rejime muhalefet eden ender İslami eğilimli siyasetçileri arasında yer aldı.
1975-1978 yıllarında İngiltere´de eğitim bursu aldı ve "karşılaştırmalı eğitim" alanında doktorasını tamamlayan Medeni, başkentteki Cezayir Üniversitesi 2´de öğretim görevlisi olarak çalıştı.
Sömürgeciliğe karşı ilk nesil mücahitlerden
Medeni, Cezayir´de Fransız sömürgesi döneminde siyasi hayata atıldı ve 1948´de Cezayir Ulusal Hareketi´ne katıldı.
Cezayir, Fransa´nın 1830´larda başlayan sömürgeci işgaline karşı, 1 Kasım 1954´te bağımsızlık mücadelesine başladı. O sırada 23 yaşında olan Medeni, daha ilk gününde bağımsızlık mücadelesinde yer aldı.
Bağımsızlık mücadelesinin başlamasından 20 gün sonra gözaltına alınarak hapse atılan Medeni, işkence gördü. Yıllarca hapis yatan Medeni, Cezayir´in 1962´de bağımsızlığına kavuşmasının ardından serbest kaldı.
Medeni, 1978´de İngiltere´den dönmesinin ardından siyasi hayata atıldı. Ülkede İslami yönetim çağrılarında bulunan Medeni´nin bu çağrıları 80´lerde eski Cumhurbaşkanı Şazeli bin Cedid döneminde hapse girmesine mal oldu.
Abbasi Medeni, 1988´de ülkede reform ve siyasi çoğulculuk talebiyle Ali Bilhac ile FIS´ı kurdu. FIS, 1990´daki yerel ve 1991 sonlarındaki genel seçimlerin birinci turundan büyük başarıyla çıktı. Ancak genel seçimlerin ikinci turuna az bir süre kala anayasal darbe olarak nitelendirilen bir girişimle yönetime el konularak parti kapatıldı. Medeni ve bazı arkadaşları tutuklandı.
Ordunun darbesi sonrasında Cezayir "kara dönem" diye anılan kanlı bir iç savaşa sürüklendi. Eski Cumhurbaşkanı Şazeli bin Cedid 11 Ocak 1992´de istifa ederken bu süreçte 200 bin kişi hayatını kaybetti.
Medeni, partisinin kazandığı seçimlerin ardından ordunun müdahalesi karşısında her yolla mücadele çağrıları yaptı. Medeni, "ülkenin güvenliği için tehdit oluşturmak" suçlamasıyla 1992´de askeri mahkeme tarafından 12 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 1997´de sağlık durumu nedeniyle cezası ev hapsine çevrildi ve 2004 yılına kadar ev hapsinde kaldı.
Ayrıca Medeni ve Bilhac´ın seçme ve seçilme hakkı dahil herhangi bir siyasi faaliyette bulunmaları yasaklandı. Daha sonra tedavisi için ülkeden ayrılma izni verilen Medeni önce Malezya´ya ardından Katar´a gitti.
Medeni, "gönüllü sürgün" olarak tercih ettiği Katar´a yerleşerek ömrünün sonuna kadar orada yaşadı.
Vefatı
Uzun yıllardır ikamet ettiği Katar´ın başkenti Doha´da birkaç gün önce mide ve tansiyon rahatsızlığı nedeniyle hastaneye kaldırılan Medeni 24 Nisan´da Çarşamba günü vefat etti.
Medeni´nin naaşı bugün vatanı Cezayir´e getirilerek binlerce kişinin katılımıyla kılınan cenaze namazının ardından "Sidi Muhammed" mezarlığına defnedildi.
Cezayir´in İslami eğilimli en büyük partisi Barış Toplumu Hareketi Başkanı Abdurrazzak Mukri, Medeni´nin vefatıyla ilgili Facebook´taki hesabından yaptığı açıklamada, Medeni´nin İslami uyanışta, topluma bilinç kazandırılmasında, seküler fikirlerin ikna edici ve bilimsel bir şekilde eleştirilmesinde büyük katkısı olduğunu belirtti.
Eski Yatırım Bakanı Abdulkadir Semari de Abbasi Medeni´nin ülkede özgürlük ve İslami yönetim çağrılarında bulunan ender kişilerden olduğunu, Cezayir´de İslami bilincin yayılmasına katkı sağladığını ifade etti.