Haberlerde ayrıca Ceza İnfaz Kurumu’nun tanzim ettiği vukuat raporundan bahsedilmekte, bu raporda Yılmaz EKİNCİ’nin psikolojisinin bozuk olduğunun, masaları yıktığının, koğuşta huzursuzluk çıkardığının, koğuştaki herkese küfür ettiğinin ve koğuştakilere bağırıp, çağırdığının, bunun üzerine müşahade odasına alındığının, akabinde de müşahede odasında 1.48 cm lik demire kendini asarak intihar ettiğinin söylendiği iddia edilmektedir. Yine basın yayın organlarına yansıyan haberlere göre soruşturma kapsamında ifade veren tanık beyanlarının Ceza İnfaz Kurumu’nun açıklamalarını yalanladığı, koğuşların çok kalabalık olduğu, Yılmaz EKİNCİ’nin kalabalıktan rahatsız olarak koğuş değişikliği talebinde bulunduğu, bu talep üzerine gardiyanlarla tartıştığı ve gardiyanlar tarafından darp edildiği belirtilmektedir. Ayrıca EKİNCİ’nin psikolojik sorunlar yaşamadığı, düzenli spor yapan biri olduğu ve ölümünün şüpheli görüldüğü dile getirilmektedir. Ayrıca haberlerde, müşahade odasının kapısını gören kamera kayıtlarının paylaşılmadığı yönünde ailesinin itirazlarına yer verilmektedir.
Daha önce de Silivri 5 nolu Ceza İnfaz Kurumunda Ferhan YILMAZ’ın 10 Nisan 2022 tarihinde şüpheli ölümü ve Halil KASAL’ın açıklamaları (1), Manisa T Tipi Cezaevi’nde hükümlü bulunan Nusret Muğla’nın 13 Şubat 2022 tarihinde hastanede hayatını kaybetmesi, Kırıklar F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Yusuf BEKMEZCİ'nin 20 Şubat 2022 tarihinde hayatını kaybetmesi, Şebinkarahisar K2 Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bulunan mahpus Mustafa KABAKÇIOĞLU'nun 29.08.2020 tarihinde tek kişilik bir hücrede vefat etmesi (2) ve Kandıra Cezaevinde hükümlü bulunan Garibe GEZER’in 09.12.2021 günü hücre cezası sırasında şüpheli şekilde intihar etmesi (3) ve bu olaylara her gün yenilerinin eklenmesi, cezaevindeki sorunların kronik bir hal aldığını ve cezaevlerindeki mahpusların yaşam haklarının tehlikede olduğunu göstermektedir (4).
Devlet, cezaevinde meydana gelen her şüpheli mahpus ölümüne dair iddiaların birinci dereceden sorumlusudur. Türkiye’nin karanlık yıllarından kalma alışkanlıkları hatırlatan uygulamaların iddia boyutunda gündeme gelmesi bile kabul edilemez. Böyleyken vahim iddialara ve şüpheli ölümlere durmadan yenileri eklenmekte, cezaevlerinde şüpheli ölümler sıradan bir hal almaktadır.
Ölümlerin sıradanlaşmasındaki temel sorunun baştan savma soruşturmalar olduğu açıktır. Mahpuslar, üniforma korumasını arkasına alan gardiyanlara karşı korunmalıdır. Vahim şüpheler karşısında sadece soruşturma başlatmak yeterli değildir. Bakanlığın, önleyici mekanizmalar yönünden acilen çalışma yapması gerekmektedir. Ceza ve Tevkif evlerindeki bu ve benzeri şüpheli ölümlerin önüne geçmek için gardiyanlara yaka kamerası takılması artık bir gereklilik olmuştur. Acilen bu yönde gerekli tedbirler alınmalıdır.
MAZLUMDER olarak Adalet Bakanlığını acil bir şekilde bu konuları araştırmaya ve gerekli önlemleri almaya davet eder,
- Cezaevlerinde hayatını kaybeden Yılmaz EKİNCİ ve benzer tüm şüpheli ölüm vakalarının cinayet soruşturması titizliğinde soruşturulmasını,
- Aydın Ceza İnfaz kurumunda önlem alamayan cezaevi idaresi hakkında idari ve cezai yönden soruşturma başlatılmasını ve işkence(darp) iddialarında adı geçen personelin derhal açığa alınarak görevden uzaklaştırılmasını,
- Cezaevlerinin mahpuslar için insan onuruna yaraşır yaşanabilir yerler haline getirilmesini
- Ceza ve Tevkif Evlerinde bu ve benzeri şüpheli ölümlerin önüne geçilebilmesi için gardiyanlara yaka kamerası takılması yönünde çalışmalar başlatılmasını
kamuoyu adına talep ederiz.
MAZLUMDER Cezaevi Komisyonu
