Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi´nde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan´ın eşi Emine Erdoğan tarafından verilen "Sıfır Atık" temalı yemekli toplantıda konuştu.
Çevreyle ilgili konuların dünya ve insanlığın geleceğini ilgilendiren en önemli gündem maddeleri arasında yer aldığını belirten Özhaseki, çevre kirliliğine ilişkin hükümet olarak son 15 yılda müthiş bir mücadele verdiklerini söyledi.
Özhaseki, bugün artık yavaş yavaş "sıfır atığa" doğru geçmenin altyapısını oluşturan gayretin içinde olduklarını ifade ederek, "İnşallah hedef koyduğumuz 2023 yılına kadar tüm Türkiye´de görev birliği içinde buna inanarak devam ettiğimizde sıfır atığa geçmiş oluruz." değerlendirmesinde bulundu.
Bunun dışındaki alanlarda da birçok çalışmanın bulunduğuna değinen Özhaseki, Türkiye´de şu anda hava kalitesinin 300 noktada takip edildiğini anlattı.
Özhaseki, deniz kirliliğinin eskiden sadece 26 noktada izlendiğini, bugün 276 noktada deniz kirliliğini takip ettiklerini kaydetti. Şu anda 290 limanda gemi atık alım hizmetlerinin verildiğine değinen Özhaseki, "Bu çalışmalar neticesinde de şu anda ülkemizde 450 tesisimizde ´mavi bayrak´ dediğimiz plajlarımız var. Bu noktada da dünya üçüncüsüyüz, inşallah birinciliği de alırız." dedi.
"Bin 440 ağacın kesilmesini önledik"Özhaseki, sıfır atık konusuyla ilgili olarak israfın önlenmesi, açığa çıkan atığın yeniden geri dönüşümünü hesapladıklarını söyledi.
En büyük şanslarının da çabalarına teveccüh gösterip, projeyi himayesine alan Emine Erdoğan´ın kendilerine yaklaşımı olduğunu belirten Özhaseki, "Bütün kurumlara mektup yazarak, takip ederek, bakanlığımızdaki arkadaşların çalışmalarını da yakından denetleyerek bizleri motive ediyor, hem de gündemde tutarak tüm Türkiye´ye yaygınlaştırmamızı sağlıyor. Ben kendilerine bir kez daha şükranlarımı sunuyorum." diye konuştu.
Özhaseki, "Sıfır Atık" uygulamasını bakanlıkta başlattıklarını anımsatarak, şunları söyledi:
"Bizim bakanlığımızda yaklaşık 3 bin 500 kişi çalışıyor. Her gün 750 kilogram kadar çöpümüz çıkıyor. Bunu bir kamyon alıyor ve götürüyordu. Şimdi aylardır bize çöp kamyonu uğramıyor. Ne yapıyoruz? Önce koyduğumuz kumbaralarda, bütün arkadaşlarımızın odalarından çöp sepetini kaldırdık, kağıtları dışarıya atıyorlar. Oradaki kumbaralarda ellerindeki petler, cam şişeleri, pilleri... Ne varsa kumbaralara atıyorlar. Yemekhanemizde biriken atıkların da neredeyse tamamını kompost tesisimize götürüyoruz, orada küçük bir işlem sonrasında dışarıya gübre olarak hazırlanmış oluyor."
Bu 9 aylık çalışmaları neticesinde 84 ton atık kağıdın toplandığı bilgisini paylaşan Özhaseki, "20 ton plastik atık, 4,5 ton cam atık, 2 tondan fazla metal atık toplamış oluyoruz. Bunun bir faydası da bir ton kağıt için tam 17 ağaç kesiliyor. Bizim topladığımız kağıt atıklarıyla şu anda tam bin 440 ağacın kesilmesini önlemiş oluyoruz. 16 ton sera gazı salımını önlemiş olduk. 320 varil petrol karımız oldu, aynı zamanda bir tondan fazla da kompost gübre elde ettik." ifadelerini kullandı.
"Bütçeyi ailelere ve belediyelere doğru yönlendireceğiz"Özhaseki, ilerleyen günlerde ilk etapta TBMM ve Başbakanlık´ta uygulamayı devam ettireceklerini bildirerek, 2018 yılı hedeflerinin de Ankara´daki kamu kurumları, hastaneler, okullar, yurtlar, alışveriş merkezleri ve havalimanı gibi yerlerde bu işi neticelendirmek olduğunu söyledi.
Bu yılki hedeflerinin başında Ankara´daki bin 500 kadar kurumda sıfır atık uygulamasına geçmek olduğunu vurgulayan Özhaseki, "İkinci etapta tüm Türkiye´de Ankara´da yapmış olduğumuz işin tekrarını da yapmak. İki yıl içinde bunu tamamlamak, sonra da 2023 yılına kadar tüm Türkiye´de sıfır atığa geçmek. Neticede inşallah dünyada bir ilk olup, Türkiye, Sıfır Atık Projesi´ne geçmiş olacak." dedi.
Özhaseki, aslında şimdiye kadar kendi içlerinde yaptıkları bazı hatalı uygulamalardan da vazgeçmiş olduklarına işaret ederek, şunları kaydetti:
"Yani yetkilendirdiğimiz, lisans verdiğimiz kuruluşların dışarıda güya topladıkları o ambalaj atıkları gibi konularda çok başarısız olduklarını görüyorum. Tersine çeviriyoruz şimdi. Elimizde bir bütçe var, bu bütçeyi ailelere ve belediyelere doğru yönlendireceğiz.
Ailelerden kağıt, şişe, cam şişe getirenler mahallesindeki bakkallarla anlaştığımız kişilere götürdüklerinde parasını alacaklar. Bütün ailelerin çocukları harçlık almak için o kağıtları toplayıp sokağa atmayacaklar, bakkal amcalara götürecekler ve oradan bu parayı alacaklar. Dışarıda yetkilendirdiğimiz kuruluşların bu konuda başarılı olamaması, bizi belediyelerle ve ailelerle birebir çalışmaya itti."
"Sadece sıfır atık konusunda yardım vermeyi düşünüyoruz"Özhaseki, uygulamanın ahlaki, insani ve ekonomik bakımdan dönüşü bulunan büyük bir proje olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Hiçbir belediyemiz, 21 yıl belediye başkanlığı yapan bir arkadaşınız olarak söylüyorum, bu konuda ne yapacağını tam olarak bilmiyor. Bu işi bildiğini söyleyen arkadaşlar geliyor, onların yönlendirmesiyle hareket ediyorlar. İçimizde mesela hiç para vermeden, ödemeden birilerine teslim edip ve orada belediyeyi hiç masrafa sokmayanlar olduğu gibi, bir tarafta yakma tesislerine milyonlarca dolar vermeye hazırlanan da var. Bunlara katlanamayız, bunlar doğru şeyler değil.
O açılan alanların tamamı neredeyse orman alanı. Ağaçları kesiyoruz, çukurlar kazıyoruz, atıklarımızı oraya dolduruyoruz, neticesinde de çok büyük felaketler orada bekliyor bizi. Halbuki bunu çok daha akılcı bir yöntemle bir lira cebimizden çıkmadan toplayıp, ekonomiye de gönderebiliriz. Nihayetinde hiçbir belediyeye yük de olmaz."
Belediye başkanlarına özellikle bakanlıkta bulunan çevre yönetimiyle temasa geçip, beraber hareket etmeleri çağrısında bulunan Özhaseki, "Bu konuda istekli olan arkadaşlarımız proje yaptıklarında, bakanlık olarak daha önce belediyelere çöp aracı gibi verdiğimiz araçları durdurup, sadece sıfır atık konusunda yardım olarak vermeyi düşünüyoruz." dedi.