Cephede Namaz

Yavuz Bahadıroğlu- 17.02.2018

Cephede Namaz

Afrin Operasyonunda görevli Mehmetçiklerin, mermiler altındaki cephede namaz kılan görüntüleri yayınlanınca, Ahmed Nedim´in Çanakkale Savaşları günlerinde yazdığı ?Cephede Namaz? isimli şiirini hatırladım (Harb Mecmuası)?

Bir kere daha anladım ki, ha Çanakkale, ha Afrin:?Mehmedçik? dün ne idiyse bugün de odur. 

Ahmed Nedim´in şiirini yer darlığından dolayı kısmen kısaltarak paylaşıyorum?

***

İngiliz´in, vakit vakit gemilerden, siperden,
Yine bolca gülle, bomba savurduğu bir gündü?
Hızlı hızlı geçiyordum, tehlikeli bir yerden
Birden bire gözlerime büyük bir şey göründü.

Böyle büyük görünen şey küçücük bir insandı,
Fakat bana çok dokundu, ayaklarım bağlandı.

Ateşlerin yaladığı bu düzlükten geçenler,
Güllelerin cehennemlik yağmurundan kaçarken?
Yolun biraz kenarında, tek başına bir nefer,
Pervasızca bombalardan, ateşlerden, her şeyden..
Kendisine, süngüsünden bir mihrabcık kurmuştu,
Sonra onun karşısında namazına durmuştu.

Ne havada ıslık çalan ve düştüğü yerlere,
Kızgın çelik dahmelerle ölüm saçan gülleler;
Ne semâda ifrit gibi, vızıldayan tayyâre,
Ne dünyalık bir düşünce, ne bir korku, ne keder:
Onun demir yüreğini oynatmaktan âcizdi,
Sanki toplar, şarapneller tehlikesiz, sessizdi!

Potinleri yanındaydı; onun büyük saygısı,
Kunduralı ibadeti görmüyordu muvâfık.
Böyle bir yüreğin bütün işi, kaygısı,
Elbet Hakk´ın rızasına olmalıydı mutâbık.

Bir çam, ona gölgesinde yapmış idi seccade,

Sanki tekbir alıyordu vakit vakit top sesi?
Gözlerinin sade akı beyaz kalan yüzünde,
Parlıyordu o sarsılmaz imanının gölgesi.

Bir Müslüman nasıl olur? Bu levhadan anladım,
Hürmetlerle -yavaş yavaş- sokuldum beş on adım;

Başındaki kabalağın gölgesine gömülen,
Süzük gözler, dikilmişti o süngüden mihrâba
Hakk´ın büyük divanında, eli bağlı, dururken,
Artık o, can kaygısını almıyordu hesaba.

Allah Allah, bu ne yüksek bir imandır yâ Rabbi!..
Bir Müslüman, ne büyük bir kahramandır, yâ Rabbi!

Kahramandır, çünkü toplar etrafında patlarken,
Zerre kadar titremedi, namazını bozmadı?
Dört yanına ateş saçan türlü türlü âfetten,
Sanki onu koruyordu bir meleğin kanadı.

Ey medenî İngilizler! Daha varsa getirin,
İnsanları, göme göme öldürecek şeyleri?
Getirin de şu cenneti, cehenneme çevirin,
Bakın onlar korkutur mu, bir Müslüman neferi?