Daktilo1984 Youtube kanalı Masa programının bu haftaki konuğu, LDP Eski Genel Başkanı Cem Toker oldu.
Cem Toker, seçim güvenliğinden 6’lı Masa’nın stratejilerine, muhalefetin olası ortak adaylarından Erdoğan’ın kazanma ihtimaline kadar siyasetin gündemindeki birçok konuya değindi.
“BİRLİKTEN KUVVET DOĞAR, MUHALEFET İYİ ORGANİZE OLABİLİRSE BU SEFER SANDIKLARI KORUYABİLİR”
Cem Toker 6 partinin bir araya gelerek oluşturduğu muhalefet bloğunun doğru dürüst bir strateji, taktik ve görev dağılımı yaparsa sandık güvenliğini sağlayabileceğini belirtti:
"Geçmiş seçimlerdeki kadar sandık ve pusula güvenliği açısından fiyasko olacağını sanmıyorum. Ancak ne kadar ellerinden geleni yaparlarsa yapsınlar ciddi bir sorunla karşı karşıyalar. AGİT bile referandum ve sonraki seçimleri şüpheli olarak değerlendirdi.
Eskiden seçimden önce üç bakan istifa ederdi. Bugünkü bakanlar Bekir Bozdağ, Süleyman Soylu ve Adil Karaismailoğlu. Seçim bu bakanlara emanet. Böyle bir handikap var. 2. İstanbul seçimi gibi iyi organize olup pusulaların, çuvalların üzerine yatabilirler ve bunu tüm Türkiye’de yapabilirlerse o zaman seçimde bir şey değişebilir."
“KILIÇDAROĞLU’NUN KAZANMASININ ÇOK ZOR OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM”
"Aritmetiğe ve Türkiye’nin seçim yapısına bakarak sağdan bir adayın daha mantıklı olduğunu düşündüğünü belirten Cem Toker, 1950 seçimlerinden bu yana, Ecevit dönemi hariç seçmenlerin yüzde 70’e yakınının sağa oy verdiğini söyledi: Her unsur göz önüne alınmalı.
Mademki bu Türkiye’nin kader seçimi, seçmen profiline göre Kılıçdaroğlu’nun veya soldan bir adayın ne kadar oy alabileceği de düşünülmeli. Kılıçdaroğlu’nun popülizmi, tutarsızlığı ve bugüne kadarki seçimlerde gösterdiği performans düşünüldüğünde seçimi kazanmasının çok zor olduğunu düşünüyorum.
“TÜRKİYE’DE SEÇMEN KİTLESİ OSMANLI’DAN KALMA LİDERE OY VERME DAVRANIŞINI SÜRDÜRÜYOR”
"Altılı Masa’da topluma heyecan veren, Türkiye’yi düzlüğe çıkarır diye görülen bir lider yok. Bakanlar Kurulu’nun adayla birlikte açıklanması kulağa çok güzel geliyor. Ancak altı partinin ideolojileri çok farklı ve sadece konu başlıklarında hemfikir gibi görünüyorlar. Toplumu ilgilendiren somut konulara henüz girmiyorlar.
Söylem ve görüş birliği sağlayabilecekler mi seçimden önce? Sağlayamazlarsa ben Erdoğan’ın yerinde olsam çıkarım meydanlarda “Şunların haline bak, milleti en çok ilgilendiren konularda görüş birlikleri yok” derim. Millet İttifakı’nın böyle bir handikabı da var. Ancak bu milletin AKP’den kurtulması lazım. 20 sene yeter. Babamın oğlu da olsa 20 sene yönetmemesi lazım.
“BU PAZAR SEÇİM OLSA ERDOĞAN CUMHURBAŞKANLIĞINI TEKRAR KAZANIR, MECLİSTE İSE MUHALEFET ÇOĞUNLUĞU ALIR.”
Toker olası seçim senaryolarını da değerlendirdi: Eğer Cumhur İttifakı 360’tan az vekil kazanarak meclisi kaybederse meclisin anayasa değişikliklerini referanduma götürme imkânı olur. Bu Türkiye için en istenmeyen sonuç olarak önümüzde duruyor. Ekonomi daha da batar.
Ben 27 sene ABD’de yaşadım. Başkanın bir partiden kongrenin diğer partiden olduğu durumlarda hükümetin nasıl kitlendiği biliyorum. Ama o kitlenmede demokratik süreçte, seçmene hitap ederek ve seçmen korkusuyla tarafların nasıl uzlaştığını gördüm.
Millet İttifakı’nı çok eleştirdik ama bir de artısını söyleyelim. Kılıçdaroğlu’nu tebrik etmek lazım. Tarihte görmediğimiz birçok farklı ideolojilerden partiyi bir masada tuttu ve hayati bir seçim olan yerel seçimleri kazanma başarısı gösterdi. Bu nedenle belki de seçimlerden sonra Türkiye’de de demokratik kültür yerleşmeye başlar.
Kaynak: karar.com