İleri yaşlarda size tahsis edilen zamanınızın azaldığını daha yoğun hissediyorsunuz. Bu yüzden okumalara ayrılan zamanı dikkatle seçmek gerekiyor. Şükrü Bilgiç, yumuşacık bir kaleme sahip. Son kitabı "Çaylak Sosyolog"elime geçince, okuyup okumamak arasında gittim geldim. Okumasam olmazdı. Önce sayfa sayısına baktım, cesaret geldi. Peyderpey okurum diye düşündüm. Öyle olmadı, başladım ve bitirdim.
Bir sosyoloğun“çaylak" bir uzman olarak başladığı görevdeki ilk günü ile ilgili yazı, çok şey ifade ediyor. Çaylak sosyolog, çok da hazır olmadığı bir göreve atanıyor ve ilk gününde "saha"yı ta içinden kavrıyor. "Saha" neresi? Cezaevler... Bir yandan suçluların kim olduğunu yakından müşahede ediyor, diğer yandan hayata yeniden kazandırılmaları için gayret gösteriyor. Metinler an-hikaye biçiminde ve samimi bir üslupla anlatılmış. Ben de samimi olarak söyleyeyim:
“Nasıl başlayacağım?" diye düşünürken, kendimi son sayfayı okurken buldum. İntihar için kalanlara bir mesajdır derler; mahpushaneler ise sosyal hayatın nabzının tutulabileceği yerlerdir. Şükrü Bilgiç, bunu yapmıştır. devamını dileriz.