Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Gana Dışişleri ve Bölgesel Entegrasyon Bakanı Shirley Ayorkor Botchwey ile İstanbul Maslak Hilton Otel’de basın toplantısı düzenledi.
Çavuşoğlu, yaptığı konuşmada, Gana ve Afrika ile ilişkilere büyük önem verdiklerini, ilişkilerin her geçen yıl geliştiğini ifade etti. Bu yılın ilk yarısında 3. Türkiye-Afrika Birliği Zirvesi’ni gerçekleştirmek istediklerini belirten Çavuşoğlu, Gana’nın Sahraaltı Afrika bölgesinde Türkiye’nin üçüncü ticaret ortağı olduğuna dikkati çekerek, “Müthiş bir potansiyeli olan ülke. Enerji alanında, madencilik, birçok alanda iş birliğimiz var, gelişiyor. Ama bu potansiyeli çok iyi değerlendirmemiz lazım.” dedi.
Bakan Botchwey ile ikili ilişkilerin nasıl geliştirileceğini ve hangi alanlara önem verileceğini konuştuklarını anlatan Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Birçok kurumla da görüşmeler gerçekleştirecekler. Bunlardan bir tanesi de Maarif Vakfı. Maarif Vakfı Başkanımız da bugün aramızda. Maarif Vakfı şimdiden iki okul açtı ama Gana genelinde bu okul sayımızı artırmak istiyoruz. FETÖ ve FETÖ okullarının sadece bizim için değil, Gana ve Afrika için de ne kadar tehlikeli olduğunun bilincindeyiz. Afrika’da bu konuda çok önemli adımlar atıldı. Gana’da da aynı adımların atılacağından şüphemiz yok.”
Gana’nın Afrika’da bağımsızlığını ilan eden ilk ülke olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, ülkenin Afrika’nın istikrarında oynadığı rolün altını çizdi. Türkiye ile Gana arasındaki mekanizmaları düzenli şekilde kullanılması ve toplantıların yapılması gerektiğini belirten Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
“Sadece DEİK veya İş Konseyi değil, Karma Ekonomik Komisyonun toplantısını kısa süre içinde gerçekleştireceğiz. Karşılıklı ziyaretlere önem veriyoruz. Cumhurbaşkanı düzeyinde ziyaret sırası Gana’da. Yani ev sahipliği sırası bizde. Bunun ne zaman gerçekleştirilebileceğini ve ziyaret marjında da neleri konuşabileceğimizi bugün birlikte değerlendirdik. Aynı şekilde siyasi istişareler dahil birçok mekanizmamız var, daha etkili kullanmamız lazım. Ticareti artırmak için ürün sayısını artırmamız lazım, yani çeşitlilik. Yatırımları da artırmamız gerekiyor. O zenginliklerin Gana ve Afrika’da hayata geçirilmesi, Afrika ve dünyanın geleceği için çok önemlidir. Kazan kazan anlayışıyla bu konuda iş birliğimizi artıracağız. Bugün bile ilgilendikleri bazı şirketlerimizle telefon diplomasisini yürüttük ve o alanlarda Gana’yı desteklemeye devam edeceğiz.”
Bakan Mevlüt Çavuşoğlu, müzakere edilen anlaşmaların bir an önce imzalanması gerektiğini vurguladı. Daha önce imzalanan anlaşmaların bazılarının her iki tarafta henüz onaylanmadığına işaret eden Çavuşoğlu, o anlaşmaların hayata geçmesinin yatırımcıları teşvik edeceğini söyledi.
Ticareti dengelemek istediklerini, Gana’nın Sahraaltı Afrika’da Türkiye’nin üçüncü ticari ortağı olduğunu belirten Çavuşoğlu, 1 milyar dolar hedefine yönelik çalışmaların hızlandırılması gerektiğini kaydetti.
Gana tarafının çalışmalarla ilgili, “Dengeleyelim” dediğini aktaran Çavuşoğlu, “Türkiye’nin lehine bir açık var. Onda da haksız değiller ama bunu dengelemenin yöntemi daha fazla yatırım, daha fazla ürünler ve diğer alanlarda iş birliği. Türk Havayolları seferleri devam ediyor. Türk Havayolları’nın daha iyi işleyebilmesi için bazı konuları ele aldık. Eğitim alanında sadece Maarif Vakfı’nın okulları açması değil, Türkiye burslarının sayısını artırma konusunda kararlıyız.” dedi.
Çavuşoğlu, ileriki yıllarda Ganalı öğrencilere verilen Türkiye burslarının sayısını artıracaklarını, bu yıl belirlenen kontenjanı yeterli bulmadıklarını dile getirdi.
Bakanlıklar arasındaki iş birliğinin gelişmesinden duyduğu mutluluğu dile getiren Çavuşoğlu, siyasi istişarelerle ilgili mutabakat zaptının da hayata geçirilmesi gerektiğini kaydetti.
Ganalı diplomatlar için önceki yıllarda eğitim programları düzenlediklerini anlatan Çavuşoğlu, genç diplomatlar programına da Ganalı 9 diplomatın katıldığını söyledi.
İmzalanan mutabakat zaptı gereği, Türkiye’nin bilişim teknolojileri ve dijital arşiv konularındaki tecrübesini Gana ile paylaşacaklarını belirten Çavuşoğlu, “Geçtiğimiz yıl ağustos ayında Büyükelçiler Konferansı’nda yeni inisiyatiflerden birisi olarak dijital diplomasiyi açıklamıştık. Bu sene Antalya Diplomasi Forumu’nun ana temalarından bir tanesi olacak. Dolayısıyla Dışişleri Bakanlığı olarak biz, dijital diplomasiyle tüm dünyadaki gelişmelerin yakından takip edilmesi ve dış politika konusunda adımların zamanında atılması konusunda kararlıyız. Bu alanlardaki tecrübelerimizi tüm dostlarımızla paylaşmaya da hazırız.” diye konuştu.
Basın toplantısında her iki bakan Bilişim Teknolojileri ve Diplomatik Arşiv alanlarında iş birliği mutabakat muhtırasını imzaladı. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Libya konusundaki soru üzerine, 8 Ocak’ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir araya geldikleri zaman ikili ilişkilerin yanı sıra ABD-İran gerginliği, Suriye’deki durum, İdlib’deki ateşkesin temin edilmesi ve Libya’da siyasi çözümde ilerleyebilmek için bir ateşkesin sağlanması konularını ele aldıklarını hatırlattı.
İki devlet başkanının görüşmelerinin ardından Dışişleri ve Savunma Bakanlarıyla bir araya geldiklerini anlatan Çavuşoğlu, Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile alınan kararları basınla paylaştıklarını anımsattı.
Bu açıklamayla bu gece itibarıyla ateşkesin sağlanması konusunda iki devlet başkanının çağrıda bulunduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
“Yine buradaki mutabakata göre, Türkiye olarak biz şu andaki tek meşru yönetim olan Serrac’ı ve Serrac yönetimini bu çağrıya destek vermeleri konusunda ikna edecektik, Rusya tarafı da Hafter’i aynı şekilde bu çağrıya destek verme konusunda ikna edecekti. Biz üzerimize düşeni yaptık, hemen Trablus ile temasa geçtik, Serrac, Dışişleri Bakanı ve oradaki yetkililerle temaslarımızı sürdürdük ve daha o akşam Serrac yönetimi o ortak açıklamayı desteklediklerini güçlü bir şekilde vurgulayan açıklamalar yaptılar. Ama Hafter’den böyle bir açıklama gelmedi. Basına yansıdığı kadarıyla tam tersi açıklamalar geldi. Burada Rus dostlarımızdan beklentimiz; iki devlet başkanının mutabık kaldığı gibi ve onların da söz verdiği gibi Hafter’i bu konuda ikna etmeleridir. Bunu bozmaya çalışan bölgede diğer ülkeler de var. Bazı komşu ülkeler bunu bozmaya çalıştı. Avrupa’dan da zaten Fransa özellikle kendisinin içinde olmadığı her çabayı baltalamak için adeta çaba sarf ediyor. Bugün Libya’daki durumun sorumlularından birisi kim, Fransa. Kaddafi döneminde bombalamalar yapılarak çekilmesini sağlayan Fransa. Şimdi ise meşru olmayan bir yönetimi silah dahil her türlü desteği vererek Libya’da kaosun devam etmesine sebep olan yine Fransa. Bir bakıyorsun Fransa AB’ye gidiyor, ‘Hadi Türkiye aleyhine bir karar alın.’ Sonra Mısır’a gidiyor, bazı ülkeleri topluyor ‘Hadi Türkiye’yi eleştirelim.’ En son İtalya Dışişleri Bakanı’nın katılmadığı toplantıdan bahsediyorum. Sanki tüm olumsuz çabaları sarf eden onlar değil de bizmişiz gibi aleyhimize kararlar çıkartmaya çalışıyor. Bunların bir faydası yok.”
Çavuşoğlu, geçmişte Rusya ile Türkiye olarak Suriye konusunda çabalar sarf edildiğini, Soçi, Astana süreçleri, anayasa komisyonunun kurulması gibi konularla çalışmalar yapıldığını söyledi.
Türkiye’nin Hafter’i yok saymasının da söz konusu olmadığını dile getiren Çavuşoğlu, Libya’da bir aktör olan Hafter’in meşruiyetinin bulunmadığını anlattı.
Çavuşoğlu, geçmişte Hafter tarafı Akile Salih’i Türkiye’ye davet edip taraflarla bir araya getirdiklerini, amaçlarının Suheyrat Anlaşmasının başarılı bir şekilde uygulanması ve yeni bir konferansta da bu anlaşmada yer almayanları da katarak herkesin dahil olduğu kalıcı bir barış, sonrasında da siyasi süreç ile Libya’da birlik ve beraberliği sağlamak olduğunu vurguladı.
Mevlüt Çavuşoğlu, Serrac’ın Suheyrat Anlaşmasıyla meşruiyetinin olduğunu belirterek, “İlişkilerimizde meşru tarafı tercih ederiz. İş siyasi sürece ve çözüme geldikten sonra herkesin işin içinde olması konusunda sıkıntımız yok, buna Hafter de dahil ama önce Hafter ateşkese riayet edecek, saldırganlığını durduracak, ondan sonra siyasi sürece gideceğiz.” diye konuştu.
Bu çabalarla Berlin sürecine de katkı sağlandığını anlatan Çavuşoğlu, alternatif bir inisiyatif olma dertlerinin bulunmadığını, tam tersine ateşkes için ikili ve çok taraflı düzeyde üstlenilen görevi sürdüreceklerini, bir an önce ateşkes ve sonrasında başarıyla sonuçlanacak bir siyasi süreç için ne yapılması gerekiyorsa yapacaklarını kaydetti.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, iki devlet başkanının İdlib’de artan gerginliğin ve rejimin saldırganlığın durdurulması ve ateşkesin tekrar tesis edilmesi konusunda mutabık kaldıklarını anımsatarak, öncesinde de milli savunma bakanları, istihbarat başkanlarının muhataplarıyla toplantılar yaptıklarını, sonrasında da bunun devam ettiğini anlattı.
Bu çabaların neticesinde bu gece yarısı itibarıyla ateşkesin sağlanacağı açıklamasının yapıldığını ifade eden Çavuşoğlu, “Umarım bu sefer kalıcı olur. Umarım Rusya rejimi kontrol altında tutabilir ve umarım rejimi siyasi çözümün tek çözümü olduğu konusunda ikna edebilirler. Askeri çözümle pek bir yere varılmayacağını rejimin de anlaması gerekiyor. Bu gece ilan edilecek İdlib’teki ateşkes inşallah kalıcı olur. Umarım, Rusya Hafter’i ikna eder bu geceden önce veya gece yarısından sonra da en kısa zamanda Hafter de bu çağrıya destek verir ve Libya’da da barış, birlik ve beraberlik yolunda önemli bir adımı atmış oluruz.” şeklinde konuştu.