Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, medya kuruluşlarının temsilcileriyle dış politika vizyonunu paylaşmak üzere toplantı düzenledi.
Çavuşoğlu, Atatürk´ün "Yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesinden şaşmadıklarını kaydederek, Türkiye´nin girişimci ve insani dış politika yürüttüğünü bildirdi.
Milli menfaatlerin esas olduğunu, 2017 yılının aktif geçtiğini ifade eden Çavuşoğlu, 2018 için planlar ve hedefler hakkında da bilgi verdi.
Çavuşoğlu, "Medeniyetler İttifakı´nı 2018 içinde tekrar canlandırma konusunda İspanya ile teyitleştik. Bu yılın sonunda yeni bir genel sekreter ataması olacak. Genel sekreterliğe de eski İspanya Dışişleri Bakanı (Miguel Angel) Moratinos aday. Medeniyetler İttifakı´na her zamankinden fazla ihtiyacımız olduğu açıktır. Artan ırkçılık, yabancı düşmanlığı, nefret, hoşgörüsüzlük özellikle Batı dünyasında hat safhaya geldi." diye konuştu.
"Dünya adeta birleşti, buna da Türkiye öncülük etti "
ASEAN, Balkanlar ve Kafkasya´da Türkiye´nin yoğun çalışmalar yürüttüğünü belirten Çavuşoğlu, ABD yönetiminin Kudüs´ü "İsrail´in başkenti" olarak tanıması kararının dünyada şok etkisi yarattığını hatırlattı.
Çavuşoğlu, "Her şerde bir hayır vardır diyoruz. Böyle bir adıma karşı dünya adeta birleşti. Buna da Türkiye öncülük etti. Bu açıklamaya karşı en net duruş sergileyen ülke Türkiye oldu. Türkiye yalnız kalmadı. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ve Sayın Cumhurbaşkanımızın girişimiyle Vatikan´ın da Batı ülkelerinin de tüm İslam dünyasının da desteği alındı." dedi.
Suriye´de siyasi çözüme ağırlık verilecek
Suriye krizinin çözümü için 2017´de samimi gayretlerin neticesini aldıklarını vurgulayan Çavuşoğlu, çatışmasızlık bölgelerinin oluşturulması için atılan adımların sonuçlarının alındığını söyledi.
Çavuşoğlu, "2018 içinde siyasi çözüme ağırlık vereceğiz; bir taraftan Astana ve Soçi, diğer taraftan Cenevre sürecinin tekrar canlandırılması ama sonuç alıcı şekilde canlandırılması." ifadesini kullandı.
Suriye´nin yeniden inşası
Çavuşoğlu, "Şimdi çözüm sonrasında Suriye´nin yeniden inşası için AB başta olmak üzere katkı sağlayabilecek tüm aktörlerle görüşmelere şimdiden başladık. Şimdiden planlayalım ki siyasi bir çözüm olduğunda hızlı şekilde Suriye´yi yineden inşa edelim." dedi.
IKBY´deki gayrimeşru referandum
Irak´taki gayrimeşru referandumu hatırlatan Çavuşoğlu, Türkiye´nin başından beri niye karşı olduğunu net şekilde izah ettiğini dile getirdi.
Çavuşoğlu, "Erbil´de Mesut Barzani´nin kendisine bugünkü yaşadıklarının hepsinin gerçekleşeceğini tek tek söyledik ama kime inandılarsa, kimin aklına uydularsa bundan vazgeçmediler. Masada güçlü olurum dedi. Masaya bile oturamadı." diye konuştu.
IKBY ile ilişkilerin nasıl ilerleyeceği sorulan ve Neçirvan Barzani´nin görüşme talebinde bulunduğu hatırlatılan Çavuşoğlu, şunları söyledi:
"Esasen Kürt yönetimi ve oradaki Kürtler bir şeyi gördüler. Baştan sona samimi davranan ve kendilerine doğruları söyleyen bir ülke varsa o da Türkiye idi. Türkiye olmadan Irak Kürt Bölgesel Yönetimi´nin bir anlamı yok. Her şeyleri bize bağlı. Bölgenin dünyaya açılan kapısı Türkiye. Bizim iznimiz olmazsa dışarıda gidemezler. Bizimle ilişkileri tekrar düzeltmek, geliştirmek istiyorlar. Biz de bazı şeylerden emin olmalıyız. Tabii ki talepler var ve bunlar değerlendiriliyor."
Gabriel ile görüşme
Çavuşoğlu, 6 Ocak´ta Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel ile Hannover yakınında küçük bir şehirde görüşecekleri bilgisini verdi.
"Almanya ile hiçbir problemimiz yok ama Almanya´nın bizimle problemi var." diyen Çavuşoğlu, Almanya ve bazı ülkelerin sorunlarının ne olduğunu söylemesi gerektiğini belirtti.
FETÖ ile mücadelenin artırıldığını, birçok uluslararası kuruluşta terör örgütü ilan edilmesini sağladıklarını aktaran Çavuşoğlu, sıranın Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatına (AGİT) geldiğini, burada da çalışmanın devam ettiğini söyledi.
Çavuşoğlu, örgütün okullarına karşı Maarif Vakfına destek verdiklerini, birçok ülkeden çok sayıda örgüt üyesinin Türkiye´ye getirilip yargıya teslim edildiğini bildirdi.
İran´daki olaylar
İran´da 28 Aralık 2017´de başlayan ve yayılarak süren olaylar hakkındaki bir soru üzerine Çavuşoğlu, "İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif´in söylediğine göre durum o kadar kötü değil." ifadelerini kullandı.
Zarif´in kendisiyle İran´daki olaylarla ilgili bazı verileri paylaştığını belirten Çavuşoğlu, "Zarif, İran yönetiminin bu göstericilere karşı dikkatli davrandığını ve bazı grupların ellerinde silahlar, bıçaklar ve molotofların olduğunu söyleyerek, bunların esasen saldırıp sağa sola ateş ettiklerinden dolayı bazı insanların ve güvenlik güçlerinin öldüğünü söyledi." diye konuştu.
Çavuşoğlu, İran´ın barışçıl gösterilere itiraz etmediği ve sorunların da diyalog yoluyla çözülmesi yönünde yaptığı açıklamanın önemine dikkati çekerek, "Açıklamalarında devletin demir yumruğunu göstermiyoruz diyorlar." değerlendirmesinde bulundu.
İran´da yaşanan olayların ilginç olduğuna ve bu olayların arkasında kimin olduğu konusunda da çok şeyler söylendiğine işaret eden Çavuşoğlu, "Ama ortaya net deliller çıkmadan şu var, bu var demek doğru değil. Bakıyoruz, takip ediyoruz." şeklinde konuştu.
Çavuşoğlu, protesto olaylarına başta karşı olan bazı etnik grupların sonradan destek açıklamalarında bulunduğunu hatırlatarak, "Buralarda yönlendirme mi var? Ne var? Bunları iyi değerlendirmek lazım fakat bu sürece destek veren iki kişi var. Birisi İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, birisi ABD Başkanı Donald Trump." dedi.
Türkiye´nin bu tür dış müdahalelere karşı olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, başka dünya ülkelerinin de İran´daki bu gösterilere dikkatli yaklaştığını ve ABD ile İsrail haricinde bir ülkeden destek açıklamalarının gelmediğini belirtti.
ABD ile ilişkiler
ABD ile ilişkilerde geçen yılın sorunlu geçtiğini dile getiren Çavuşoğlu, FETÖ elebaşının iadesi için taleplerin karşılanmadığını hatırlattı.
Soruşturma ve iade sürecinin başlatılması için gerekli delilleri ilettiklerini bildiren Çavuşoğlu, "Darbe girişiminde rol alan kişilerin ABD´ye gidip FETÖ´den talimat aldığını herhalde ABD bizim kadar biliyordur. Esasen ABD´nin ilave herhangi bir belgeye ihtiyaç duymaması gerekir." diye konuştu.
Çavuşoğlu, örgütün ABD´de ciddi suçlar işlemesine rağmen soruşturma başlatmamasının Türk milletinin kafasındaki soru işaretlerini güçlendirdiğini söyleyerek, "2018 içinde ABD´nin bu konuda samimi davranmasını beklemek bizim hakkımızdır, milletimizin de talebidir." ifadesini kullandı.
YPG´ye silah yardımı
ABD´nin terör örgütü PYD/YPG´ye silah vermesinin güven bunalımına yol açtığına işaret eden Çavuşoğlu, Fırat Kalkanı operasyonu sonrası 100 bini aşkın Suriyelinin evlerine döndüğünü belirtti.
Çavuşoğlu, Türkiye´de Suriyeli 300 bin Kürt yaşadığını ve YPG´nin Suriye topraklarının yüzde 25´ini kontrol etmesine rağmen bu kişilerin oraya dönemediğini çünkü YPG´nin kendi ideolojisinde olmayan Kürtleri sürgüne gönderdiğini aktardı.
Çavuşoğlu, "Irak´ta ´Biz bunları göremedik.´ diyen ABD´nin yarın aynı şeyi söyleyeceğini adımız gibi biliyoruz ama iş işten geçiyor." dedi.
Rusya ile ABD arasında YPG´yi kullanma konusunda bir rekabet olduğunu fakat Rusya´nın ABD gibi YPG´ye tam olarak destek vermediğini belirten Çavuşoğlu, "Rusya eskisine göre bizim çizgimize daha yakın. Rusya en azından bizim hassasiyetimizi anlıyor. Müttefikimiz ABD´ye bu hassasiyetimizi anlatamadık." diye konuştu.
Çavuşoğlu, ABD Başkanı Trump´ın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı telefon görüşmesinde bir daha YPG´ye silah verilmeyeceği sözünü hatırlattı.
YPG´ye ABD´nin silah yardımının devam edip etmediğinin sorulması üzerine Çavuşoğlu, "´Bir daha vermeyeceğiz.´ dediler. Ondan sonra somut bir yardım gelmedi." dedi.
Rusya
Rusya ile ilişkilere değinen Çavuşoğlu, durumun artık tamamen normalleştiğini, ticaret ve vize konularında bazı adımlar atılması gerektiğini bildirdi.
Çavuşoğlu, Rusya ile Suriye konusundaki iş birliğinin 2018´de süreceğini, bunun İran için de geçerli olduğunu söyledi.
Rusya ile Türkiye arasındaki S-400 mutabakatını hatırlatan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Bazı ülkelerden tepki geldi. Biz bu savunma sistemini müttefiklerden de almak istedik ama basit silahların bile satılmasında Türkiye´ye engel çıkaran ülkelerden bu savunma sistemini alamayacağımız yaptığımız müzakerelerle ortaya çıktı. Hem Türkiye´ye destek vermeyeceksiniz hem de başka ülkeden alınca tepki göstereceksiniz. Türkiye neticede NATO üyesidir ama bağımsız bir devlettir."
"Norveç olayı bireysel"
Norveç´teki NATO tatbikatında Atatürk ve Cumhurbaşkanı Erdoğan´ın hedef gösterildiği olayı hatırlatan Çavuşoğlu, hedefin Türkiye olduğunu, hem NATO´nun hem de Norveç´in özür dilediğini dile getirdi.
Çavuşoğlu, "Norveç hadisesinin bireysel olduğunu düşünüyoruz. Soruşturmalar yapıldı, yapılıyor. NATO ve Norveç yöneticilerinin bilgisi dışında olduğunu düşünüyoruz." açıklamasını yaptı.
AB ile ilişkiler
AB ile ilişkilerin inişli çıkışlı olduğunu anımsatan Çavuşoğlu, bazı ülkelerdeki seçimlerin bittiğini, bundan sonra daha önce hazırlanan eylem planının nasıl uygulanacağı üzerinde çalışma yürütüldüğünü söyledi.
Çavuşoğlu, "2018´de AB, Türkiye´ye biraz daha saygı duymayı öğrenirse ve eşit ortak olarak görürse ve değerlendirmelerini AB üyelik kriterleri içinde yaparsa ilişkilerimiz daha sağlıklı yürür. En önemlisi AB´nin Türkiye´ye saygı duymayı öğrenmesi gerekecek çünkü Türkiye ve Türk milleti bunu hak ediyor. Artık o patronluk taslama devri bitti." dedi.
Avusturya sürprizi
Avusturya´da yeni hükümet kurulduktan sonra güzel bir sürprizle karşılaştığını dile getiren Çavuşoğlu, ülkenin aşırı sağcı parti kontenjanından atanan yeni Dışişleri Bakanı Karin Kneissl´ın kendisini aradığını söyledi.
"Doğrudan Türkçe olarak ´İyi akşamlar, nasılsınız?´ dedi. Şaşırdım tabii." diyen Çavuşoğlu, Kneissl´ye, iki ülke arasındaki ilişkilerin iyi gitmediğini, buna neden olarak Avusturya´nın yaptığı çirkinlikleri gösterdiğini anlattı.
Çavuşoğlu, görüşmede, Türkiye´nin Avusturya´da yeni kurulan hükümetinin programında yeri olmaması gerektiğini belirttiğini aktararak, "Bizim Avusturya ile sorunumuz yok." ifadesini kullandı.
"Rumların mentalitesi değişmeyecek"
Çavuşoğlu, Kıbrıs konusunda ise müzakerelerin başarısız olduğunu hatırlatarak, Türk tarafının yapıcı tutumunun herkes tarafından görüldüğünü ve takdir edildiğini vurguladı.
KKTC´de bu ay yapılacak seçimi anımsatan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Seçim bitince KKTC ile oturup konuşacağız. O günkü parametrelerde sıkıntı yoktu, o parametrelerle Rum tarafı çözüm istemedi ve bir şeyi anladık ki bu parametrelerle 10 yıl da müzakere etsek Rum tarafı çözüme yanaşmayacak çünkü Rum tarafının tanınmış devleti var, AB´ye üye, ekonomisi görece olarak biraz daha iyi, her ne kadar açık biraz kapansa da. Dolayısıyla niye yönetimi paylaşsın, gücü niye paylaşsın. Hatta diyorlar ki ´Bizim hastaneler daha iyi, niye hastaneleri paylaşalım, ekonomiyi niye paylaşalım.´ Bu mentalitenin değişeceğini zannetmiyorum."
"Soçi´ye PYD´nin katılmasına karşı çıktık"
Çavuşoğlu, Rusya´nın Soçi kentinde düzenlenecek Suriye Ulusal Diyalog Kongresi´ne terör örgütü PYD/PKK´nın katılımı hakkında değerlendirmelerde bulunarak, "İran´la birlikte biz YPG´nin katılmasına karşı çıktık." diye konuştu.
Rus ve İranlı mevkidaşlarıyla Antalya´da bir araya geldiklerinde Soçi´ye kimlerin katılacağı konusunda taslak hazırladıklarını ifade eden Çavuşoğlu, "Liderler için bir taslak hazırladık. ´Soçi´ye kimlerin katılacağını üç ülke birlikte istişare eder ve karar verir´ ve bu ibare zirve deklerasyonunda yer aldı." dedi.