Büyüyor muyuz, küçülüyor, bölünüyor muyuz?

Mehmet GOKTAŞ

Büyüyor muyuz, küçülüyor, bölünüyor muyuz?

Aslında çok önemli ve geniş hacimli bir çalışmanın konusudur bu, bir köşe yazısının değil.

Fakat biz sadece siyasilerin ve halkın söylemlerinden hareket ederek de bir kanaate varılabileceği düşüncesindeyiz.

Siyasileri ve halkın genelini bir müddet dinledikten sonra bir kompozisyon sorusu gibi; ?Söyleyin bakalım şu konuşmalardan nasıl bir sonuç çıkarıyorsunuz, Türkiye büyüyor mu, küçülüyor, bölünüyor mu?? cevaplandırmaya çalışalım.

Önce buna niçin gerek duyduk?

Sayın Cumhurbaşkanı´nın Fransa gezisine bir de bu sorular eşliğinde bakmalıyız. Çünkü Fransa´da yapılan toplantı 1918 Birinci Dünya Savaşının sona erişinin 100. Yıldönümü içindi.

Ve birinci dünya savaşının en önemli ve somut neticesi; Osmanlı İmparatorluğunun yıkılması, dağılması ve topraklarının işgal edilmesiydi. Türkiye bugün bu toplantıya hangi sıfatla katılıyordu. İşgalin hesabını sormak üzere mi, gasp edilen toprakların yeniden verilmesini talep etmek üzere mi, parça parça olmuş halklarını yeniden toparlama talep ve iddiasıyla mı Paris´teydi? Osmanlı topraklarını paylaşan ve ümmeti param parça edenlerden bir hesap sorma adına mı oradaydı Türkiye?

Daha açıkçası; Osmanlının bölünmesi, parçalanması tamamlandı mı yoksa devam ediyor mu, daha da bölünecek ve küçülecek mi?

İşte bu soruların cevabını başta yetkililer olmak üzere ekranların ve diğer medyanın ağzına bakarak cevaplandırmaya çalışalım.

Büyüdüğümüzü, eski günlerimize doğru ilerlediğimizi, Osmanlı hinterlandında yeniden etkin olduğumuzu, ümmeti toparlamaya çalıştığımızı, zaten bundan dolayı bir çok operasyona maruz kaldığımızı yazan ve söyleyenlerimiz var. Doğruluk payı yok değil.

Fakat başkaları değil yine aynı yetkililer ve aynı çevreler; ?Bizi kimse bölemeyecek, şu meseleler, şu sınırlar bizim bekâ meselemizdir, Son Türk Devleti...? gibi sözleri dinleyenler kesinlikle bu ülkenin bölünmeyle, parçalanmayla, gittikçe küçülmeyle karşı karşıya olduğunu düşünmez mi?

İnsanlarının farklı düşünce ve inançlarda oluşunu haydi biraz doğal karşılayalım. Fakat farklı etnik yapıları bir türlü kabullenemeyenler hangi büyümeden bahsedebilir ki? Zaten farklı ırkları kabullenemeyenlerin büyümek gibi bir dertlerinin olmadığını söyleyebiliriz. Ama böyle düşünenle bir hayli yekun tutuyorsa, azgınca üste çıkıyorlarsa hiç şüpheniz olmasın ki Osmanlının parçalanışı devam ediyor, Türkiye küçülmeye devam ediyor.