03. 08. 2018 Cuma
Zor ve kritik bir dönem. Daralan bir çember var. Bu, kimi zaman kendi elimizle oluşturduğumuz bir açmazımız. Kimi zaman da dışımızda gelişen büyük oyunun bir sonucu. Müslümanlar açısından genel bir sorun.
Müslümanlar genel anlamda birbirlerine karşı sorunlu. Bunu özelde, Türkiye açısından ele alırsak bir bütünlükten söz edilemez. En kritik zamanlarda bile giderilemeyen bir durum. Siyasal, mezhepsel, ideolojik ve ırka dayalı ayrışmalarla çok parçalı hâle gelinmiş. Üstesinden gelinemeyecek kadar uçurum büyük ve derin. Nefret ve öfke o denli geniş boyutlarda ki ülke söz konusu olsa bile bir araya gelinemeyecek bir durum var. 15 Temmuz olayında iyi kötü bir yakınlaşma sağlanmışken siyasal parti kampları açısından sürdürülmesi pek işe gelmedi, içlerine sindirilmedi. Konumlar ancak nefret ve öfke ile korunabiliyor. Ülke bir felâketin eşiğinde, kimin umurunda. Birbirlerine rakip olanlar bertaraf olsun da ne olursa olsun düşüncesi var ne yazık ki.
?Arap Baharı? açmazından beri Müslümanlar daha çok parçalandı. Bu da ırkçı, evangelist emperyalizmin işini kolaylaştırdı. Saltanatlarını yitirince gerek yeni gerek eski krallar emperyalizmin kumpası ile iyice teslim oldular. Asıl odak noktası olan bölgede kaos ve karmaşa sürüyor. Suriye merkezli, Türkiye, Irak, İran kazanı kaynıyor ve giderek de önü alınmayacak bir sürece itiliyor.
Türkiye´nin Suriye olayını durup dururken müdahil olması, bu karmaşaya itilmesi, olayın bir parçası hâline gelmesi, getirilmesi krizlerin büyümesine neden oldu. Türkiye hem yalnız kaldı hem de oyunun küçük bir aktörü oluverdi. İşin içinden çıkılmayacak bir sona sürüklendi.
Olayların veya gelişmelerin hiç biri rastlantı değil. Hemen hepsi bir kurgunun sonucu. Suriye çıkmazı, karmaşası, güneyde güvensizliğin oluşumu, Türkiye´nin olayların içine girmesi ya da çekilmesi hiç de hayırlı olmadı. İki ülkenin gerilimi daha derin boyutlarda bir sürece eneden oldu. Mezhep gerilimi, ırk gerilimi ve tabiî çıkar gerilim. Arap ülkeleri şu başlarına sarmal olan dalgadan sonra tam anlamıyla Siyonizm´e teslim oldular. Karşılarında blok olarak tek cephe var gibi ise de İran, Türkiye ve yeniden Irak sorunu. Ve tabii asıl merkez Suriye. Irkçı emperyalizmin amaçları karşılık buluyor. Önce bu karmaşada ve etkisiz kılınan Müslüman dünyada gözlerin içine bakıla bakıla Kudüs İsrail´in başkenti ilân ediliverdi. Sadece onlarla sınırlı kalmadı. Haçlı Avrupa´sı bu oyuna dâhil oldu. İslâm İşbirliği Teşkilâtı´nın birlik ve bütünlük sağlamadan Doğu Kudüs´ün Filistin´in başkent ilan edilmesinin hiç de bir karşılığı olmadı. Olsa ne olacak? Filistin´e gitmek isteseniz İsrail´den vize almak zorundasınız. Görünürde var gibi olan ve olmayan bir Filistin var. Bir avuç Filistinlinin onurlu direnişi dışında var olan bir şey yok.