HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Diyarbakır Nevruz Park’ta konuştu. “Nevruz, diriliştir. Nevruz aynı zamanda umuttur. Nevruz aynı zamanda kardeşliktir, barıştır, cesarettir.” diyen Buldan, şunları söyledi:
“Nevruz bu kadim topraklarda yüzyıllardır kutlanan bir bayramdır ve bu bayramın bizlere, halkımıza, hepimize barışı, adaleti, demokrasiyi getirmesini yürekten temenni ediyorum. Nevruz, ulusal birlik iradesinde bütünleşmektir aynı zamanda. Nevruz, kadındır, kadınlardır. Nevruz, gençlerdir, gençliktir. İşte bir kez daha hepimizin bayramı kutlu olsun.
Bugün Amed halkı bir kez daha tarih yazdı. Sizler, bir kez daha Nevruz’da hiç kimseye boyun eğmediğinizi gösterdiniz. Bir tarih yazdınız. Bu tarih, elbette ki demokrasinin, barışın, adaletin bir yol haritasıdır. İşte bu yol haritasına hep birlikte sahip çıkacağımızı ve asla adaletten, barıştan, demokrasiden vazgeçmeyeceğinizi sizler bir kez daha bugün ilan ettiniz. Barışta, eşit, ortak yaşamda sonuna kadar, onurlu bir yaşamda sonuna kadar kararlı olduğunuzu bir kez daha dünyaya, Türkiye halklarına gösterdiniz. Herkes bu meydana iyi baksın.
Barıştan başka da bir çıkar yol olmadığını iyi biliyoruz. Türkiye’de siyaset yapan herkesin öncelikli gündeminin barış olmasını bir kez daha ifade ediyoruz. Siyaset, parlamento bunun için vardır. Herkes elini taşın altına koymalı ve bu ülkenin büyük barışı için mücadele etmeli.
Bugün bu ülkenin en büyük sorunu Kürt sorunudur. Ancak ‘Kürt sorunu yoktur’ diyerek bu sorun çözülmez, bu sorunu ‘çözdük’ yalanlarını söyleyerek bu sorun elbette ki çözülmez. Korkarak, silerek değil cesaretle, umutla ve Türkiye halklarının geleceği için, Kürtlerin geleceği için Kürt sorununun acilen çözümüne ihtiyaç var. Bizler, Kürt sorunun da Türkiye’deki diğer sorunların da kadınların, gençliğin sorunlarının da bir bütün olarak yaşanan bütün krizlerin çözümü için elimizi taşın altına koymaya hazırız.
Kürt sorunu şiddetle, inkarla, çözdüm demekle çözülmez: Çözüm için anahtar partiyiz
Bizler Kürt halkı olarak, Türkiye halkları olarak, HDP olarak barışın ne kadar elzem olduğunu, sadece Türkiye’nin değil tüm dünyanın bir gerçeği olduğunu bir kez daha ilan ediyoruz. Ukrayna savaşı bizlere bir kez daha barışın aciliyetini göstermiştir. Bunun için HDP olarak diyoruz ki büyük barışlara ihtiyaç var ve bu büyük barışlar sadece Türkiye’de değil dünyanın her yerinde hayata geçmek zorundadır. Bizler büyük barış için, halklarımızın ortak geleceği için her türlü sorumluluğu almaya hazırız.
Barışın etrafında büyük bir kenetlenmeye ihtiyaç olduğunu ilan ediyoruz. Türkü ile Kürdü ile Alevisi ile Ermenisi ile Süryanisi ile Lazı ile Çerkezi ile bu topraklarda yaşayan bütün halklarla birlikte büyük barışın aciliyetini vurguluyoruz. Barış bu ülkeye geldiği zaman, bütün ülkelere geldiği zaman arkasından nelerin geleceğini biliyoruz. Savaşlar acıdır, kandır, gözyaşıdır; barışlar ise umuttur, gelecektir. Bunun için diyoruz ki büyük barışın tam da zamanıdır. Şimdi barış, hemen barış, büyük barış diyoruz.
Barıştan başka da bir çıkar yol olmadığını çok iyi biliyoruz Türkiye’de siyaset yapan herkesin öncelikli gündemi barış olmalıdır. Siyaset bunun için vardır, parlamento bunun için vardır. Herkes elini taşın altına koymalı ve bu ülkenin büyük barışı için mücadele etmelidir. Bunun altını önemle çizmek istiyorum. Bizler biliyoruz ki bugün bu ülkenin en büyük sorunu Kürt sorunudur. ‘Kürt sorunu yoktur’ diyerek bu sorun çözülmez, ‘bu sorunu çözdük’ yalanıyla bu sorun çözülmez.
Ama korkarak ve sinerek değil; cesaretle, umutla ve Türkiye halklarının geleceği için, Kürtlerin geleceği için Kürt sorununun acilen çözülmesine ihtiyaç var. Bizler Kürt sorununun da Türkiye’deki bütün diğer sorunların da kadın sorununun da ekoloji sorununun da ekonomik sorununun da, yani yaşanan bütün krizlerin çözümü için elimizi taşın altına koymaya hazırız.
HDP anahtar partidir; şu anda ülkedeki kilitlenmiş bütün sorunları çözmek için sorumluluk almayı bilen, üstlenen bir partiyiz. Bunu da hayata geçireceğimizi özellikle ifade ediyoruz. Biz biliyoruz ki inkarla, baskıyla, cezaeviyle bu sorunlar çözülmez. Eğer bir halkın iradesini cezaevine koyarsanız, bir halkın iradesini kayyımla gasp ederseniz, bir halkın iradesine siz eğer dil uzatırsanız Kürt sorunu çözülmez. Birbirimizi anlayarak, birbirimize güç vererek sorunları temel noktalarda ortaya koyup muhataplarıyla birlikte çözmek en doğru yoldur. Bu yol ülkeyi büyük barışlara götürür.”