Burundi hükümeti, Birleşmiş Milletler´in (BM) ülkede 2016-2018 yıllarında insanlığa karşı suçlar işlendiğine yönelik raporuna sert tepki gösterdi.
İnsan Hakları Bakanı Martin Nivyabandi, yerel basına yaptığı açıklamada, BM Soruşturma Komisyonu tarafından 5 Eylül´de yayımlanan raporu kesin bir şekilde reddettiklerini belirtti.
Raporun Burundi´deki insan hakları durumuna dair korkunç bir tablo sunduğunu ifade eden Nivyabandi, bunun önceki BM raporları gibi siyasi bir amaç taşıdığını savundu.
Nivyabandi, ülkedeki insan hakları durumu istenilen seviyede olmasa da komisyonun bazı gerçekleri gizleyerek yanıltıcı bir rapor ortaya koyduğunu kaydetti.
Bakan Nivyabandi, "Burundi´den bir heyet BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet ile görüşecek ve insan hakları durumunu en iyi hale getirmenin yollarını arayacak." ifadesini kullandı.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği ve BM Burundi Soruşturma Komisyonu tarafından çarşamba günü açıklanan raporda, Burundi´de 2016-2018´de iktidar partisinin gençlik kanadı, istihbarat teşkilatı ile polis tarafından insanlığa karşı suçlar, yargısız infazlar, zorla kaybetmeler, keyfi tutuklamalar, işkence ve diğer acımasız, insani olmayan, küçültücü muameleler işlendiği ileri sürülmüştü.
Raporda, bu eylemlerin kurbanlarının genelde hükümet karşıtları olduğu iddia edilmişti, insan hakları ihlalleri ve buna karşı alınan önlemlerin yetersizliğine dikkat çekilerek, BM İnsan hakları Konseyi´in komisyonun görev süresini uzatması istenmişti.
Komisyon, BM İnsan Hakları Konseyi tarafından 2016´da ülkedeki hak ihlallerini incelemek için kurulmuştu.
Burundi hükümeti, Komisyonda yer alan müfettişlerle işbirliği yapmayı reddetmiş, Ekim 2017´de de Uluslararası Ceza Mahkemesi´nden çekildiğini duyurmuştur.
Bujumbura yönetimi, BM İnsan Hakları Yüksek Komiserinin ülke hakkında aleyhinde raporlar hazırlamakla suçlayarak, Komiserin ülkedeki ofisiyle işbirliğini sonlandırmıştı.
Burundi, 13 yıldır iktidardaki Devlet Başkanı Pierre Nkurunziza´nın, hükümetle silahlı gruplar arasında Ağustos 2000´de imzalanan Aruşa Anlaşması´nda yer alan "devlet başkanının yalnızca iki kez seçilebileceğine" ilişkin maddeye rağmen Nisan 2015´te üçüncü kez devlet başkanlığı için adaylığını açıklamasının ardından başlayan siyasi kriz ve şiddet olaylarıyla mücadele ediyor.
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği´nin 31 Ağustos tarihli son verilerine göre, şiddet olaylarında binden fazla insan ölürken, 400 bin kişi de evlerini terk etmek zorunda kaldı.