Bazı sorular vardır ki bu soruların muhatabı genelde değişmez. İsimler farklıdır ama yaşanan sahne aşağı yukarı aynıdır. Devasa bir kitaplık önünde duran ve kitaplara hayranlık, aykırılık arasında gidip gelen duygularla bakan kişinin; ?Bunların hepsini okudun mu?? sorusu evrenselliğini korumaya devam ediyor.
Bir evde kütüphane olması iyidir. Ev halkının ve özellikle çocukların göz ucuyla bile baktığı bir yerde kitapların olması zihinlerde kitapların yer etmesi için tercih edilmesi gereken bir ayrıntıdır.
Evin düzeni sağlanırken kitaplığın yeri kıyı köşe ya da kuytu odalar değil de evin en görkemli yeri olması kitaplarla sürekli haşir neşir olmayı da sağlar. Kitaplarla her an karşı karşıya olmak bir ünsiyeti de beraberinde getirir.
?Bunların hepsini okudun mu?? sorusuna muhatap olacak bir hacimde kitaplık oluşturmak da kitaplarla irtibatı olan herkesin gizli ya da açık bir hayalidir. Çünkü bu soru öyle rast gele kitaplıklar için sorulacak bir soru değildir. Soru ne kadar abes olsa da kitapların sahibini içten içten mutlu eden bir cazibeye sahiptir bu soru.
Ben bu soru ile on yıl önce muhatap olmaya başladım. O zamanlar altı bin civarındaydı kitaplarım. Cevap bende kalsın ama hoşuma gitti bu soru. Sonraki on yılda kitap sayım on bini geçince seri sorular da devam etti.
Kitabın bana ait olması önemli. Kitabın emanet olanıyla çok bir yakınlık kuramıyorum. Bende olmayan kitapları mecburen ya kütüphaneden ya da bir dostumdan alıp işim biter bitmez emaneti teslim ediyorum.
Kitaplığımdan kitap verme konusunda çok da açık olduğum söylenemez. ?Kalbimi kırabilirsin ama kitaplarımı asla.? sözümü üstüne basa basa söyleyip; ?Kitabın kenarları kıvrılmayacak, kesinlikle kitaba tek nokta dahi konmayacak.? gibi kitap yasalarımı sıralayınca kitabı almayı düşünen kişi ya kitabı almaktan vaz geçiyor ya da kitabı incitmekten korkan bir halde nazik bir şekilde çantasına yerleştiriyor.
Çocuklara seviyelerine uygun kitaplardan oluşan bir kitaplık oluşturma alışkanlığını kazandırmak gerek. ?Benim kitabım? diyen çocukların sayısı artarsa bu çocukları kitaplarla buluşturmak daha kolay olacaktır. ?Hepsini okudun mu?? sorusunu sormaya gerek yok. Onların kendi beğenileri ile oluşturdukları kitaplıklarıyla ilgileniyor olmaları bile onları sanal dünyanın karmaşasından biraz olsun uzaklaştırmak için önemli bir adım olacaktır.
Sadece kitaplığı alıp bırakarak değil, kitapları birlikte seçerek onlara destek olmak çok önemli. Kitabın bir zenginlik olduğunun farkına varan çocuklarımız zaman gelecek kimseden bir işaret almadan beğendiği kitabı edinip kütüphanesine koyacaktır. Tecrübe ile sabit.
Buyrun ?Türkçenin Göklerinde? Bir Seyahate
Adem Yazıcı´nın yeni şiir kitabının adı Türkçenin Göklerinde. (Şule Yayınları-2018)Kitapta Türkçenin Göklerinde isimli bir şiir yok ama kitabı okurken Türkçenin göklerinde seyahat ettiğinizi hissettiriyor şair. Dize hakimiyeti ve bütünlüğü Yazıcı´nın şiirinde en dikkat çekici noktalardan. ?geç fark edilmiş bir anlam daralmasıdır nefes almak?, ?evimizde başlayan telaş akrebi kıskandırıyor?
Adem Yazıcı şiirleri özgünlük sınırlarını şairden yana kullanan bir sese sahip. Sıradan gibi görünen bir söyleyişi şair sıralanan dizelerle besleyerek kendi sesine çekiyor şiiri. ?ilahi bir emirle hareket ediyordum sanki / elektrik de su da ses de öyleydi / statik diye bir şey yoktur vesselam?
Adem Yazıcı sadece şiirinde değil dünyaya bakışında da sorgulayıcı bir üsluba sahip. Akıp giden düzene kapılmak yerine düzenin tavrına karşı duruşunu alıyor. ?bugün büyük türk şiiri konuşmaları başladı kuzeyde / bugüne yemin olsun ki hür olmak güzeldir / kamuflajım eskimişti bırakmıştım halbuki / kelimelerin coşkusunu dünyanın yavaş yavaş dönüşünü / bir karıncanın boynunda inceldiğini ellerimin?
Adem Yazıcı şiirinde herkes olması gerektiği gibi yaşıyor ve dünyadaki yerini alıyor. Şair olup bitene karşı kendi sözü ve bakış açısıyla bir ahenk vermek istiyor. Bu da Yazıcı´nın şiirinde çok iyi duruyor. ?ey ellerimin çizeni, yorumcusu / onlara fer veren / ey kudüs´ü mukaddes yapan / allah´ım / bizi / koru?
Türkçenin Göklerinde kitabı ile kitaplığınızda Adem Yazıcı´ya da yer ayırın ve günümüz şiirine dair içinizde umutların canlı kalmasına izin verin.