Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli Savunma Üniversitesi Kara Astsubay Meslek Yüksek Okulu Komutanlığında düzenlenen "1518 Muvazzaf Astsubay Adayının Mezuniyet Töreni"ne katıldı.
Törendeki konuşmasına tüm katılımcıları selamlayarak başlayan ve 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında yeniden yapılandırılan Kara Astsubay Meslek Yüksek Okulunun ilk mezunlarının verildiğini anımsatan Erdoğan, darbe girişiminin ardından yeniden yapılandırma süreciyle tüm askeri okulları Milli Savunma Üniversitesinde bir araya getirdiklerini anımsattı.
Kara, deniz, hava harp okulları ile astsubay meslek yüksek okulları ve 10 enstitüyü bünyesinde toplayan üniversitenin 31 Temmuz 2016´da faaliyete geçirildiğini hatırlatan Erdoğan, "Esasen tüm askeri okulların aynı çatı altında toplanması düşüncesi eskiden beri vardı. Çeşitli sebeplerle bir türlü hayata geçirilemeyen bu reformu, 15 Temmuz´un ardından süratle gerçekleştirerek, ülkemiz askeri eğitim-öğretiminde yeni bir dönemi başlattık." diye konuştu.
´Bu reform süreci başarıyla tamamlanmıştır´
Darbe girişimi sebebiyle tamamı boşaltılan okullara, ara sınıflara öğrenci alınarak sistemin kesintisiz devamının sağlandığını dile getiren Erdoğan, bu yıl da hazırlık sınıfına ve ilk sınıflara öğrenci alımıyla yeni sistemin tam manasıyla işler hale getirildiğini ifade etti.
Okulların müfredatının Türkiye´nin ihtiyacı olan kaliteli ve kabiliyetli subay ve astsubay yetiştirilmesini sağlayacak şekilde baştan sona yenilendiğini belirten Erdoğan, Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu ve ekibini kısa sürede elde ettikleri başarı için tebrik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekim ayında Özel Kuvvetler Komutanlığında görev yapacak 155 teğmen ve 168 astsubayın, perşembe günü Ankara´da 855 teğmenin mezuniyet sevincini paylaştıklarını anımsatarak, bugün de bin 518 astsubayın mezuniyeti vesilesiyle bir arada olduklarını dile getirdi.
Yeni bir anlayışla ele aldıkları kurmaylık eğitimini de 23 Ekim´de başlattıklarını belirten Erdoğan, "15 Temmuz darbe girişimi öncesi askeri okullarımızda 10 bin 328 öğrencimiz eğitim görüyordu, şu anda askeri okullarımızda eğitim-öğretim gören öğrenci sayısı 10 bin 348´dir. Dolayısıyla hiçbir boşluğa ve zafiyete mahal vermeyecek şekilde bu reform süreci başarıyla tamamlanmıştır. Elbette bu önemli değişimi gerçekleştirirken, çeşitli engellerle karşılaştık ama kararlı tutumumuzla hepsinin de üstesinden geldik." diye konuştu.
´Misak-ı Milli´yi bir kenara atabilir misiniz?´
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"1909 yılında astsubay okullarının ilk nüvesi olan küçük zabit mektepleri açılmasına karar verildiğinde, yedi bölgede faaliyet gösterilmesi kararlaştırılmıştı. Bu bölgeler İstanbul, Konya, Selanik, Erzincan, Halep, Bağdat ve Yemen. Dikkat ederseniz sadece bir asır öncesinden bahsediyor olmamıza rağmen bu yedi bölgenin dördünün bugünkü sınırlarımızın dışında kaldığını görürsünüz. Şimdi biz bu tarihi hakikatleri bilmezsek Suriye politikamızı, Irak politikamızı, Balkanlar, Kafkaslar, Orta Asya politikamızı nasıl oluşturabiliriz? Bu coğrafyaların hiçbiri bizim için yerlerden bir yer değildir, hepsi de canımızdan bir parçadır. İnsan vücudunun hangi organı zarar gördüğünde tepki göstermeden durabilir?
Bölgemizde yaşanan hadiseler sebebiyle birilerinin çıkarları güçleniyor veya zayıflıyor olabilir ama bizim canımız yanıyor. Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal´in ifadesiyle Misak-ı Milli´yi bir kenara atabilir misiniz? Soruyorum sizlere, orada bizim şehitlerimizin kanı var, canı var öyleyse bizim de hem aklımız hem ruhumuz var. Bunu unutmayalım. Daha dün bu astsubay okulumuzun bir benzerini kurmaya çalıştığımız yerler harap olurken, orada yaşayan kardeşlerimiz zulüm görürken, biz onlara nasıl sırtımızı dönüp kendi işimize bakabiliriz. Fırat Kalkanı Harekatı´nın ne olduğunu acaba anlayabiliyor muyuz? Şu anda 2 bin kilometrekarelik alanda niye olduğumuzu anlayabiliyor muyuz? Evet, bizim oralara yönelik hassasiyetimizin altında işte bu tarihi gerçekler yatıyor."
´Elimizden geleni yapmak boynumuzun borcu´
Türkiye´nin diplomasisiyle insani yardımlarıyla ve elbette gerektiği yerde askeri gücüyle çevresine destek olacağını belirten Erdoğan, bir kardeşin bir kardeşe yardım etmesinden daha doğal ne olabileceğini söyledi.
Erdoğan, her işin kendi gönüllerinin istediği şekilde yürümediğine değinerek, şöyle devam etti:
"Bu durumda da işin oluru neyse, ona bakıyoruz. Geçtiğimiz günlerde Soçi´de düzenlenen zirve, Suriye konusunda işte bu anlayışla insani trajedileri önlemeye ve bölgenin geleceğini mümkün olan en adil şartlarda oluşturmaya yönelik çabaların bir ürünüdür.
Bir terör örgütü eliyle ve bu örgüt bahane edilerek, yerle yeksan edilen medeniyetimizin kadim şehirlerindeki yıkımları durdurmak, oluk oluk akan Müslüman kanını engellemek için elimizden geleni yapmak boynumuzun borcudur. İşte buyurun, dün cuma namazında Mısır´da DEAŞ terör örgütünün namazda yaptığı katliam. 250´yi aşkın Müslüman orada şehit edildi. Bunlara nasıl Müslüman deriz? Bunlar katil, bunların İslam´la yakından uzaktan alakası yok. Bu gerçekleri bilmemiz lazım. Ve işte bütün bu bölgede yeni terör oluşumlarının ortaya çıkmasını engellemek için de biz bu hamleleri yapmak mecburiyetindeyiz.
Bizden, gözümüzün içine bakıla bakıla 911 kilometre Suriye sınırı, 350 kilometre Irak sınırı boyunca bir terör koridoru oluşturulurken, kenara çekilip beklememizi isteyenler olabilir. Onların ne istedikleri değil, bizim ülke ve millet olarak ne istediğimiz önemlidir. Bunlarla ilgili kararı birileri bizim adımıza veremez. Bu kararı biz veririz. Onun için de bu kararı biz, tüm üst yönetici kadrolarımızla, komuta kadrolarımızla oturuyoruz, değerlendiriyoruz ve adımlarımızı da buna göre atıyoruz."
´Varsın onlar kendi hesaplarını yapsınlar´
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye´nin Soçi zirvesi başta olmak üzere bölgeyle ilgili tasarruflarını bu anlayışla yürüttüğüne dikkati çekti. Erdoğan, "Maruz kaldığımız çok yönlü saldırıların, bizi oyundan çıkartıp yedek kulübesine bile değil, sahanın tamamen dışına atmaya matuf hamleler olduğunun farkındayız. Varsın, onlar kendi hesaplarını yapsınlar. Biz ülkemize güvenimizle, milletimizin desteğiyle ordumuzun gücüyle bu oyunu kendimiz ve kardeşlerimiz için en hayırlı neticeye ulaştıracak şekilde yönlendirmekte kararlıyız." ifadesini kullandı.
´Ordumuz en değerli ve kıymetli varlığımızdır´
Yaşanılan her hadisenin Türkiye´nin güçlü olduğunu ve güçlü olmaya mecbur olduğunu bir kez daha gösterdiğini vurgulayan Erdoğan, şunları aktardı:
"Siyasette, diplomaside, uluslararası ilişkilerde güçlü olmak zorundayız. Geçmişte en çok kaybettiğimiz alanların bunlar olduğunu görüyoruz. Geçmişte bize hep ´savaş alanlarında kazanıp, masa başında kaybeden bir ülke´ olduğumuz söylendi, bunun doğru olmadığını biliyoruz. Ama artık kimsenin aklına böyle bir ihtimali getirmemesini sağlamakla da mükellefiz. Uluslararası siyasette güçlü olmanın yolu, güçlü bir ekonomiye ve yüksek teknolojinin imkanlarıyla desteklenmiş güçlü bir orduya sahip olmaktan geçiyor."
Hedeflerinin şimdi Türkiye´yi, dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirmek olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Ordumuz bizim tarih boyunca gurur duyduğumuz en değerli ve en kıymetli varlığımızdır." dedi.
´Türkiye´nin birliğine yönelik her saldırı can evimizden vurmayı hedefliyor´
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında birlik ve beraberlik vurgusu yaparak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Türkiye´nin birliğine, beraberliğine, kardeşliğine yönelik her saldırı, bu iklimi bozmaya yönelik her söz, ister içeriden olsun isterse dışarıdan her tutum, her adım doğrudan bizi canevimizden vurmayı hedefliyor demektir. Ha ülkemizin ortasına bir atom bombası atmışsınız ha ülkemizin birliğine, beraberliğine yönelik bir fitneyi ateşlemişsiniz. Bizim gözümüzde ikisinin arasında fark yoktur. Bunun için biz sınırlarımızın güvenliğine, sınır ötesindeki çıkarlarımızın korunmasına ne kadar önem veriyorsak birliğimize, beraberliğimize, içinde bulunduğumuz kardeşliğimize o kadar önem veriyoruz."
´Hepsinin foyası ortaya çıktı´
Birilerinin, milletin içine fitne sokmanın gayreti içinde olabileceğini, geçmişte FETÖ´den PKK´ya pek çok örgütün, diğer hain eylemlerin yanı sıra bu yöntemi denediklerini belirten Erdoğan, hepsinin de foyasının ortaya çıktığına işaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu:
"Milletimizden ve devletimizden hak ettikleri şamarı yiyip yerlerine oturdular. Şimdi başka birileri farklı görünümler altında aynı misyonu üstlenmeye çalışıyor. İnşallah onlar da başarılı olamayacak. Bugüne kadar bu milletle, bu milletin değerleriyle, bu milletin sinir uçlarıyla oynayıp da iflah olan kimse hatırlamıyorum.
Milletimizin hangi kökenden, hangi mezhepten, hangi görüşten olursa olsun mutabık kaldığı, bizim Rabia´mız olarak ifade ettiğimiz şu dört ilke geleceğimizin en büyük güvencesidir, tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Biz 80 milyonuyla tek milletiz. Bizi kimse ayıramayacak. İki, rengi şehidimizin kanı, hilal bağımsızlığımızın ifadesi, yıldız her şehidimizin ta kendisidir. Var mı böyle bir bayrak? Tek bayrak. Bizi paçavralar ilgilendirmiyor. Kimse de bunlarla karşımıza çıkmasın. Üç, 780 bin kilometrekareyle tek vatan. Bu vatan toprakları üzerinde kimse operasyon düşünmesin, aklından böyle bir şey geçirmesin. İşte o zaman Tendürek´te F-16 oluruz, Cudi´de F-16 oluruz. Bestler Deresi´nde F-16 olur, bombalarla onların üzerine yağarız."
´Türkiye kardeş Mısır halkının yanındadır´
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Mısır´da terör örgütü DEAŞ tarafından düzenlenen terör eylemi nedeniyle derin üzüntü duyduğunu belirtti. Erdoğan, "Kalleş saldırıda şehit olan tüm kardeşlerimize Allah´tan rahmet, yaralılara acil şifa temenni ediyorum. Mübarek cuma günü ibadetlerini yerine getiren kardeşlerimizi hedef alan bu kalleş saldırı, DEAŞ terörünün insanlık dışı, İslam dışı yüzünü bir kez daha göstermiştir. Türkiye, kardeş Mısır halkının yanındadır, acısını paylaşmaktadır." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tören alanına gelişinde "Milli Savunma Üniversitesi Kara Astsubay Okulu öğrencileri, merhaba" diyerek öğrencileri selamladı.
Törene, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli ile Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu da katıldı.