Suriye’de çözüm için ABD ile başlangıçta bir anlaşmaya varıldığı havası esiyordu. Ancak, birden işler değişti, adeta çözümsüz bir noktaya gelindi. ABD bu sonucu bilerek oluşturdu. Türkiye hava savunma sistemine ihtiyacı olduğunu belirterek Patriot almak için ABD’nin kapısını çaldığında oyalama taktiğine başvuruldu. Sonuç olarak Türkiye bu ihtiyacını Rusya’dan karşılamak için harekete geçti. ABD, Türkiye’nin kendilerine gözdağı vermeye çalıştığını, Patriotların yerine S-400 almayacağını düşünmüş olacaklar ki, işler birden bire karıştı. Bir yandan bir takım ekonomik yaptırımları devreye sokulurken öbür yandan da Suriye’de Türkiye’nin tekliflerine masa başında olumlu karşılanırken, arazide farklı davranılmaya başlandı. Kısacası, Türkiye aylarca oyalandı.
Özellikle Suriye konusunda ABD ile aramızda bir görüş birliğinin sağlandığını söylemek mümkün değil ama havada ve karada ortak devriyeye çıkılmaya başlandı. Bu ortak devriyeye çıkılması Türkiye’nin isteklerinin karşılanmasına giden yolda ne kadar sonuç verecektir bunu da şimdiden söylemek mümkün değil. Çünkü ABD’nin söylediklerine inanmak mümkün değil.
Emekli Tümgeneral Beyazıt Karataş bu konu ile ilgili olarak, “ABD ile attığımız her adıma dikkat edelim” uyarısında bulunuyor ve şöyle devam ediyor:
“ABD ile helikopter ve uçaklarımız devriye uçuşuna çıktı, kara devriyesi var. Sonuç ne olacak? Kuzey Suriye’de daha sonra ABD’nin kurmak istediği yapıya hizmet ediyor olabilir mi?”
Benzer soruları çoğaltmak mümkün. ABD’nin özellikle de Trump’ın uluslararası ilişkileri hep maddi çıkar açısından değerlendiriyor olması da atılan yeni adımlar konusunda çeşitli sorular oluşturuyor. Söz gelimi birden bire ABD ile ticaret hacmimizin 100 milyar dolara çıkartılmasını öngören görüşmelerin böylesine sıkışık bir zamanda araya sokuşturulmuş olmasının da doğru değerlendirilmesi gerekiyor. Bir gazetemiz bu gelişmeleri, “İş geldi paraya dayandı” başlığı altında veriyor ve şöyle deniyordu:
“ABD yeni F-35 teklifi ve iki ülke arasındaki ticareti 100 milyar dolara çıkaracak bir paketle Türkiye’nin kapısını çalacak.”
Aslında kapı çoktan çalındı ve kısa süre önce bir ABD heyeti Türkiye’ye gelerek görüşmeler yaptı. Bundan sonra yapılacak olanlar bunun devamı niteliğinde olacak.
Aynı konu bir başka gazetemiz tarafından, “Amerikan çözümü, daha fazla ticaret” başlığı altında veriliyor ve şöyle deniyordu: “Ankara ile kriz başlıklarının masada durduğu süreçte Washington’dan sürpriz hamle. ABD’nin F-35 ve Patriot satışını içeren 100 milyar dolarlık bir ticaret anlaşması hazırladığı ortaya çıktı.”
Bu gelişmeler ilişkileri yumuşatma adımı olarak nitelendirilebileceği gibi, Türkiye’nin ciddi bir maddi taahhüt atına girmesi anlamına da gelir. Buna rağmen Türkiye’nin Suriye’de istediği sonucu alıp alamayacağı da belli değildir. Yıllardan beri sergilenen ikiyüzlü tavırdan sonra ABD ile yapılacak şeyler konusunda ciddi bir güven sorunu ortaya çıkmıştır.