Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Bu toplumun yarısı hain mi?

Abdülkadir Özkan yazdı;

Bu toplumun yarısı hain mi?

Çocukluğumdan beri rahmetli dedemin etkisiyle olsa gerek hep bir siyasi mensubiyetim oldu. Bu siyasi mensubiyetim sebebiyle 1960 darbesi ve arkasından gelen yargılamalar benim ve dedem için büyük acılara vesile oldu. Radyodan yayınlanan Yassıada Yargılamaları sırasında iktidar sahiplerinin sergilediği tavır ve ithamlar sebebiyle Demokrat Parti’ye gönül vermiş olanlar memlekette kendilerini dışlanmış hissetti. Bunun da ötesinde vatan hainleri olarak nitelendirilmeleri sebebiyle kendilerini vatanlarında/memleketlerinde bu vatanın sığıntıları gibi hissettiler. Bu his sebebiyle mensubiyet duyguları daha da pekişti. Bu pekişme sebebiyle daha sonraki yıllarda kendilerini topluma Demokrat Parti’nin devamı olarak takdim edenler yıllarca sırf bu takdim sebebiyle iktidar oldular. Darbenin yanında yer alan siyasi kadrolar ise kısa bir süre dışında halkın oyları ile iktidar olamadılar. Ne var ki, Demokrat Parti’nin devamı olduklarını söyleyerek halkın oylarını alanlar bir süre sonra kendilerini bu ülkenin vazgeçilmezi olarak görmeye başladılar. Bunun sonucu ülkede kamplaşma dönemi başlamış oldu.

Bu kamplaşma öyle bir noktaya vardı ki, birbirinden net bir şekilde ayrışmış sağcılar ve solcular çatışmasını gündeme getirdi. Daha sonraki yıllarda iki taraf birbirini komünist ve faşist olarak nitelendirmeye başladılar. Özellikle gençler birbirlerine karşı giderilmesi mümkün olmayan cepheler oluşturdu. Sokaklarda karşı karşıya geldiklerinde bir taraf, “Komünistler Moskova’ya” diye bağırırken, diğerleri, “Kahrolsun faşistler” diye tempo tuttular. Ne var ki 12 Mart 1971 muhtırası ve ardından gelen 12 Eylül 1980 darbesi her kesimin önde gelenlerini hapse tıkıp gençlerin 10 yılı mahkeme ve cezaevlerinde geçti. Bu arada bölücü terör kök salmaya başladı. Sonuçta bu defa eskinin sağ-sol ayrımının yerini vatanseverler ve hainler aldı. Gelinen noktada 28 Şubat sürecinin ardından Türkiye’de yeni bir siyasi yapı oluştu. Özellikle de başkanlık sistemi ile seçim ittifakları mecburi hale gelince bu hainlik suçlamaları giderek yaygınlık kazanmaya başladı. Şimdilerde ise vatan haini ve ithamları siyasileri de aşarak iş aşı karşıtlığının hainlik olarak nitelendirmesine geldi dayandı. Böyle olunca insanın aklına, “Bu ülkenin yarıya yakını hain mi?” sorusu geliyor.

Demek istediğim o ki, bugün yaşanan kamplaşma aslında ülkemizde yıllar önce ortaya çıktı, giderek kullanılan terimlerde bir takım değişiklikler olmanın ötesinde fazla bir şey değişmedi.

Dün komünistlik ve komünizm propagandası yasalarla yasak idi bu gün de terör yanlısı ya da hain olmak yasalarımızca suç olmasına rağmen bu konuda hükmü yargının vermesi gerekirken siyasiler veriyor, insanlar ağır suçlarla suçlanabiliyor. Bu ise toplumdaki ayrışmayı ve kamplaşmayı giderek artırıyor.

Kısacası, siyasi tarihimdeki bu yanlış aklımın erdiği 60 yıldan bu yana sürüyor. Ve bazı siyasiler bu ayrışmayı kullanarak iktidar koltuğunu ya korumak ya da iktidar olmak için kullanıyorlar. Sonuçta bundan insanımızın ve ülkemizin bir yararı olmuyor. Kazananlar sadece her dönemin adamı olmayı başaran, rüzgârın çocukları diye nitelendirmenin mümkün olduğu kesim bundan çıkar sağlıyorlar. Hâlbuki bu ülke hepimizin. Kol kola girerek ülkemizin güçlenmesi için çalışmak, ülkenin kalkınmasına katkı sağlayacak düşüncelerimizi topluma sunmak gerekiyor. Sanıyorum işin bu boyutu siyasilerin  zoruna gidiyor  ve onlar kamplaştırmayı tercih ediyorlar. Bu ise toplumun büyük bir kesimini geriyor ve huzursuz ediyor. Buna hiç kimsenin hakkı olmaması, bu ülkede hainlerden, terör örgütlerinden yargının hesap sormasının önü açılması gerekiyor.



Anahtar Kelimeler: toplumun yarısı ?

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER