Bu kez siyasetçiden gazeteciye eleştiri: Herkes tehdit altındaysa, herkes sorumludur

Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, gazeteci Cüneyt Özdemir’in Gelecek Partisi tarafından hazırlanan “Yerli araba ne kadar yerli?”

Bu kez siyasetçiden gazeteciye eleştiri: Herkes tehdit altındaysa, herkes sorumludur

Özdemir, Gelecek Partisi tarafından yerli arabanın aslında çok da yerli olmadığını gösteren görseli eleştirerek “Muhalefet alternatif üretmediği sürece kaybetmeye mahkum. Dost acı söyler” ifadelerini kullanmıştı.

DEVA Partili Yeneroğlu bu video üzerine “Cüneyt Özdemir Bey, dost acı söyler ya, müsaadenizle katkıda bulunayım. Ortaya konuşan arkadaşlarımız da şöyle acı acı aynaya bakması ve benim üzerime ne düşer diye sorması gerekmez mi?” diye sordu ve şöyle devam etti:

“Ülkenin sorunu detayda alternatif değil, hukuk devletinin askıya alınıp en temel hakların insafsız bir biçimde ayaklar altında ezilmesi. Kamu gücüyle başta haber alma özgürlüğünün gasp edildiğini, her gün ‘uçuyoruz kaçıyoruz’ propagandası ile milletin uyutulmaya çalışıldığını görmemek mümkün mü?  Anayasal düzenin tehdit altında olduğu bir ortamda kimsenin sağa sola bakmasına gerek yok, aynaya bakmak yeterli. Ama tüm kuvvetlerin tek elde toplandığı otoriter rejimlerde öyle başka yerde kurtarıcı aramakla yetinilmesi topu taca atmaktır” dedi. Demokrasinin tehdit edildiği ortamda herkes tehdit altındadır. Olağan iktidar-muhalefet süreci işlemez. Herkesin tehdit altında olduğu bir ortamda herkes sorumludur. Bu sorumluluğun gereğini siyasiler kadar aydınlar, gazeteciler ve sivil toplum yerine getirmek durumundadır. En temel kuralların geçerli olmadığı ortamda nötr davranıyorum tutumu güç dengelerine göre hareket eden bir tutum olur. Bu tutum her şeyin bilincinde ve iktidarın mutlak eziciliğini kabullenmiş, önünde eğilmiş, durumu idare eden bir tutumdur. Karanlıkta ıslık çalmakla olmaz. Ben siyasetçi olarak sorumluyum. Ama aydınlar, gazeteciler ve sivil toplum kuruluşlarımız da sorumlu. Hepimiz, hep birlikte bu sorumluluklarımızın bilincinde ve gereğini yerine getirmekle mükellefiz. Demokratik zemini ortadan kaldırmaya çalışanlara karşı hep birlikte güçlü demokratik bir direnç geliştiremezsek, o alternatifleri ne sunacak ortam ne yayacak medya ne de duyacak toplum bulacağız. Sözün özü: Kimse topu taca atmasın lütfen. Hep birlikte bu gidişatı değiştireceğiz.”