Arapça öğrenmek isteyenlerin başvuracakları temel metinler kitaplarında hoş bir hikaye vardır. Adı ?Kıssatün lâ tentehi?´ Türkçesi ?bitmeyen hikaye´ demek?
Hikayeyi aklımda kaldığınca aktarayım: Yüzbinlerce karınca bir su birikintisinin önünde toplaşır? Karşı kıyıya geçmeleri gerekmektedir? Bunu sağlayacak küçücük tek bir yaprak vardır, üzerine ancak iki karıncanın sığabileceği kadar küçücük? İki karınca o yaprağa biner ve karşı tarafa geçerler? Biri orada iner, diğeri tekrar ilk kıyıya gider ve karşı tarafa götürmek üzere bir karınca daha alır? Karşı tarafta karıncalardan biri iner, diğeri tekrar ilk kıyıya döner ve yeni bir karınca daha alır?
Yüzbinlerce karınca için aynı işlemin yapıldığını düşünün?
Böyle devam edip gider hikaye?
Ne zaman 31 Mart günü sandık başına giderek oy kullandığımız seçim üzerinde düşünecek olsam, uzun yıllar önce okuduğum bu hikaye aklıma geliyor son günlerde.
Karıncalar sayısınca aynı cümlenin tekrarlanması gerekecek bir bıktırıcılık?
Oysa böyle mi olmalıydı?
Kitap projem
Seçim ufukta görünüp önümüzdeki günleri o konu üzerinde yazarak geçireceğimi düşününce, seçim yazılarımı sonrasında kitap haline dönüştürme hevesine kapıldım.
Yazılarımı ayrı bir dosya içerisinde biriktirip sonunda herbirinin üstünde yazıldığı günün tarihi de yer alacak biçimde, bir günlük gibi, kitap haline getirip okurlarla paylaşacaktım.
Bilgisayarımda dosyayı açtım da.
?Kitabı satışa sunmayayım, yazdıklarımı her gün aksatmadan okuyup yorumlarıyla katkıda bulunma zahmetine katlanan okurlara hediye olarak göndereyim? diye de planlamıştım.
Tabii her yazının altında okur yorumlarından bir demet seçki de yer alacaktı.
Bugünün teknolojisinde kitap yayınlamak eskisi kadar zor değil.
Çok eski bir kitabıma aynı konuda bir eser hazırlığı içerisinde bulunan bir yabancı meslektaş ilgi duymuş, ?Nerede bulabilirim?? diye sormuştu. Bendeki tek nüshayı verecek değildim. Yayıncısı Beyan Yayınları´na başvurdum. Onlarda da kalmamış kitap. ?Üzülme? dedi Ali Kemal Temizer ve birkaç gün sonra bastırdığı her şeyiyle orijinalinin aynısı dört adet kitabı elime ulaştırıverdi.
Projem suya düştü
Şimdi az sayıda kitap basmak hiç sorun değil. Seçim yazılarımı sadık okurlara hediye olarak sunmak bu düşünceyle gözüme iyi bir proje olarak görünüyordu.
Theodore White gibi?
Amerikalı gazeteci White (1915-1986) izlediği ilki 1960´tan sonucusu 1980´e kadar olan tam altı başkanlık seçimini ?Making of the President´ ortak ismini taşıyan ve herbiri o seçimin tarihi ile diğerlerinden ayrılan kitaplarına konu etmişti. Onlardan 1972 seçimine ait olanı çok sonraları satır satır okuduğumu bugün gibi hatırlıyorum.
Bu seçim yazılarını bir kitapta toplayarak değerlendirme düşüncem biraz ona özenmemden?
İyi de, bugün aldığı biçimle tam anlamıyla bitmez tükenmez karınca hikayesine dönüşen seçim süreci okunmaya değer olmaktan her geçen gün biraz daha uzaklaştı.
Seçimin en önemli isimlerinden biri, kazanamadığı iyice anlaşılan bu yarış için ?murdar´deyimini bile kullanabildi.
?Murdar´, yani leşe dönüşmüş?
Kim murdar haline dönüştürdü bu seçimi?
Neden murdar haline dönüştü?
İstanbullular demokratik haklarını kullandılar. Sandık başına kadar giderek kentlerini kimin yönetmesini istiyorlarsa o kişiye oy verdiler. Oylar defalarca sayıldı ve adaylardan birinin diğerinin önünde çıktığı tereddütsüz görüldü.
Peki böyle bir seçim için ?murdar oldu´ denmesinin sebebi ne?
Bir seçimi murdar hale dönüştürmek övünülecek bir şey midir?
Seçimin ?murdar hale´ geldiğine inanmıyorum. Seçim daha önceki seçimler gibi yapıldı ve yine daha önceki seçimlerde alınan sonuçlardan biçimsel olarak farkı bulunmayan bir sonuç da verdi.
Neresi murdar bu seçimin?
Theodore White´a özenmekle onun ABD´de yaptığını burada yapmaya kalkışmak, görüldüğü gibi, istenilen sonucu almaya yetmiyor.
Galiba murdar olan, daha doğrusu murdar edilen, benim konuya ilişkin yazılarımı bir kitapta toplamam projesi?
Ayıp ettiniz Binali Bey?