Tarih: 11.08.2018 13:48

Bu, sadece ?ekonomik´ değil, ?müslüman dünyasına açılan savaş´ın bir parçasıdır!

Facebook Twitter Linked-in

Bugün ülkemizin -elbette ekonomik gücünün de payı olsa bile, onun da ötesinde- dünyaya yansıttığı bir ?değerler manzumesi´ hedef alınarak, topyekûn bir savaş anlayışıyla, bütün Müslüman dünyası vurulmak istenmektedir. 

*** 

24 Haziran seçimlerinde pusudalardı, bekledikleri başka idi. Emperial güçler, karşılarında, son 100- 150 yıldır olduğu gibi baş eğen ve ?hizmetçi ve tok esirler´ anlayışında kadrolar bulmayı ümit ediyorlardı. Ellerinde tutukları Pensilvania Şeyhi F.G ve etrafı onlara bu ümidi aşılıyorlardı. İstedikleri olsaydı, ?savaş´ın bu merhalesine gerek kalmayabilirdi. 

Ama başka güçler ve sistemler karşısında ?dikleşmeyen´, ama ?dik duran´ bir Tayyip Erdoğan gerçeği onların hayallerini bir daha karartmıştı.  

*** 

Kapitalist emperyalizm, üç çeyrek yüzyıl hesaplaştığı komünist emperyalizmi yenilgiye uğrattıktan sonra, bir yeni düşman bulmak ihtiyacındaydı. Bunun için, 11 Eylûl 2001 günü, USA sisteminin iç zaaflarından kaynaklanan ve B. Amerika´nın en önemli askerî ve ekonomik merkezlerine yapılan korkunç saldırıyı, derhal bir dış tehlikenin üzerine, İslâm ve Müslümanlar üzerine atmışlardı. Tabiî bu arada, İslam´ı temsilden uzak, ve Müslüman ülkelerinin başındaki veya içindeki güç odaklarını da manipüle ederek ?İslamofobia´denilen bir ?sosyal paranoia´ da çıkardılar ortaya.. O zamandan beri kapitalist emperyalizm, bu yeni bir heyulâ ile korkutmakta dünyayı..   

*** 

Ama bu oyunları Erdoğan Türkiyesi bozuyor, hem ülkesini ekonomik olarak güçlendiriyor, hem de gönül coğrafyasına yansıttığı değerler itibariyle giderek yükselen bir güç odağı oluyordu. O halde, o önlenmeliydi. 

Nitekim, şimdi Trump´ın Ulusal Güvenlik Başdanışmanı olan John Bolton, BM´deki Amerikan Baştemsilcisi olarak ?15 Temmuz kalkışması´nı duyduğu ilk saatlerde, ?Erdoğan devrilirse onun için ağlayacak değilim. O, laik Türkiye´yi İslâm Devleti´ne dönüştürmek istiyordu..´ demişti. 

*** 

24 Haziran seçimleri birçok beklentiyi boşa çıkardı ve düğmeye basıldı. Bu yüzden de, hiçbir ekonomik gerekçe ve izahı olmadığı halde, 3.70 lira civarında olan Amerikan doları şimdi, 6.0´ların üzerine çıkartıldı. Bu bir ?savaş´ halidir. Ve asla, baş eğmemeliyiz. Çünkü haksız bir konumda değiliz. 

Ancak, birkaç nokta mühim.. 

* Başkanlık sisteminde ?Bakan´lar halkın değil Başkan´ın seçtiği ve onun danışmanı durumundadırlar. Halk onların değil, bizzat itimat edip seçtiği Başkan´ı dinlemek ister.   

* Şimdi, savaş ekonomik boyutlarda bu kadar açıkça verilirken, bu ülke ve halkın kaymak tabakasını yiyenlere bir takım sınırlamalar getirilmezse, fukara kesimlerin direnci zayıflar. 

Bu açıdan, bu saldırı atlatılıncaya kadar; meselâ, ticarî vasıtalarda akaryakıt fiyatları artırılmamalı, fiyat artışı başka araçlara ve alanlara yansıtılmalıdır. Aynı şekilde, ticaret, tedavi, tahsil veya ibadet gereği olan seyahatler hariç, yurt dışına çıkanlara, ?yurt dışı çıkış vergisi´caydırıcı olacak şekilde arttırılmalıdır. 

* Ülkedeki Amerikan üslerine ilk planda, on milyarca dolarlık yüksek kira bedelleri getirilmelidir. 

* Halkın temel ihtiyaç maddeleri üzerinde fiyat artışı kesinlikle önlenmeli ve ayrıca, lüks ve gereksiz kamu harcamalarına derhal son verilmelidir. 

* Kamu kuruluşlarında, C. Başkanı´nın maaşı üstünde maaş olmamalı, yüksek maaşlar düşürmeli, elimizi taşın altına hep birlikte koymalıyız. 

* Spor kulüplerinin milyonlarca dolar vererek getirdikleri yabancı oyuncuların sözleşmeleri normalleşmeye kadar dondurulmalıdır. 

* Eğlence merkezlerinde ?vur patlasın- çal oynasın..´ havasına sıkı kontroller konularak oralardaki kişilerin vergilerini verip vermediklerine bakılmalıdır. 

*** 

Bu gibi tedbirlerle, 82 milyonluk bir ülkenin ekonomisi yönlendirilemez elbette. Ama bu tedbirlerin psiko-sosyal etkileri derin olur. Zulüm ve baskı varsa, biz Müslümanlar da dik durmakta varız. 

Haydi, ?Yâ Allah, Bismillah..´




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —