Tarih: 17.06.2019 06:01

Bu akşam televizyonda gladyatörler mi savaşacak, yoksa ilimizi yönetmeye talip nezih siyasiler mi bizleri iknaya çalışacak?

Facebook Twitter Linked-in

Bu akşam İstanbul belediye başkanlığına talip iki adayın, tekrarlanan seçim öncesinde televizyon ekranında buluşması var. Bir gazeteci moderatörün kendilerine yönelteceği sorulara cevap verecek iki aday. 150 dakika sürecek ve isteyen her kanalın yayınlayabileceği programda taraflara her bir soruya cevap için üç dakika mühlet tanınacak.

Adaylar İstanbul´u yönetmeye talip olduklarına göre sadece bizim kentin sakinlerinin merak etmeleri beklenecek türden sınırlı ilgiye muhatap sıradan bir olay işte.

Öyle mi? Değil elbette. Günlerdir bu olay üzerinde yoğunlaşan ilgi yüzünden, ikili tartışma bu güne kadar televizyon programlarının hiçbirine nasip olmamış bir izleyici sayısı yakalayıp rekora ulaşabilir.

Herkes ilgili

Yaşı ileri olanlar, iki ülke arasındaki saat farkı sebebiyle Türkiye´de gece yarısından sonra izlenebilen ABD´deki Muhammed Ali´li boks maçlarını hatırlayabilirler. Gösterim saatinde kalkılır, televizyon karşısına oturulur ve artık kaç raund sürecekse, o maç başından sonuna dikkatle izlenirdi.

Bu siyasi karşılaşma da işte öylesine bir ilgiye muhatap.

En son Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da ilgiyi biraz daha artırmaya yarayacak sözler sarf etti karşılaşma için.

Tacikistan´da yapılan bir toplantı sonrasında, dönüş yolunda, gezisini izleyen partisi tarafından itibar edilen gazeteci grubuna karşı şunları söyledi Cumhurbaşkanı:

?Yıldırım-İmamoğlu televizyon buluşması: Adayların yapacağı ortak yayının sonuca ciddi etkileri olabilir. Zira vatandaş kimin kim olduğunu tam manasıyla bilmiyor. Kampanyasını yalan üzerine bina edenler var, bir de gerçekler üzerine bina edenler var. Şimdi vatandaşın da bunu görmesi lazım. Halkımız yalan üzerine kampanya inşa edenlere haddini 23 Haziran´da bildirecek. Bunun için de aydınlatılması gerekir.?

Kimin kim olduğunu izleyerek öğreneceğiz.

Yalanlardan haberdar olacağız.

Aydınlatılacağız.

Eğer şimdiye kadar AK Parti´ye oy verme kararına varmamış olanlar varsa, TV buluşmasında gerçeklerle tanışacakları için, onlar da 23 Haziran´da had bildirenler arasına katılacaklar.

Cumhurbaşkanının beklentisi bu.

Ne yalan söyleyeyim, kendimi AK Parti adayının yerine koyduğum zaman, hani bu aslında sanal bir yerine koyma olayı olduğu halde, tüylerimin diken diken olmasının önüne geçemiyorum.

Bu denli büyük bir beklentiye Roma İmparatorluğu´nun büyük hatibi Cicero olsa cevap veremez çünkü.

Cicero Roma´nın söz ustasıydı. Fazla uzun sürmeyen, sonu da hayırlı gelmeyen hayatında, konuşmaları ve yazdıkları ile sonraki asırları bile etkilemiş bir tarihi figürdü. Latin kökenli bütün diller ve Batı uygarlığının başlangıcı sayılan Rönesans ona çok şey borçludur.

Bu akşam görücüye çıkar gibi televizyon ekranından hepimizi etkilemeye çalışacak AK Parti adayının yerinde o bile olsaydı, partisinin ve liderinin kendisinden beklentilerini karşılamakta gerçekten zorlanırdı.

Oysa AK Parti adayı, biliyoruz ki, bir Cicero değil. Söz ustalığı konusunda iddiası bulunduğu bile bilinmeyen biri. Tane tane konuşur, çoğu kez, ne dediği ilk cümlesinden anlaşılmadığı için söylediklerini açmak üzere bir daha bir daha aynı şeyleri söylemek zorunda kalır.

Profesyonel bir ekibin bu akşamki karşılaşmaya kendisini hazırladığını biliyorum.

Devletin bütün imkanları da, özellikle rakibini gözden düşürmeye yarayacak belge ve bilgiler, program içerisinde yerini düşürüp kullanması için, kendisinin emrine verilmiş olmalı.

/resimler/2019-6/17/0604105683583.jpg

Dövüşecekler mi dersiniz

Cicero ve Muhammed Ali örneklerim biraz da bu yüzden aklıma geldi. Akşamki atışmanın, Cicero´nun yaşadığı dönemin gladyatörlerinin biri diğerini öldürene kadar süren Collessium´daki karşılaşmalarına veya Muhammed Ali´nin rakiplerini nakavt ettiği boks maçlarına dönmesi ihtimali büyük.

Ancak televizyon özellikle böyle bir amaçla kullanılmaya kalkışıldığında, buna teşebbüs eden için çok tehlikeli bir mecra. Karşı tarafı zora düşürmeyi amaçlayan saldırıların izleyecilerdeki algısı yüzünden ters tepme ihtimali de büyük.

Gördüğüm kadarıyla, bu akşamki karşılaşmada AK Parti adayından daha fazla merak edilen CHP adayının neler söyleyeceği ve nasıl söyleyeceği? O da, kendi çevresinin dolduruşuna gelir ve aşırı itham edici bir üslup benimser mi? Muhatabının yaralayıcı ifadelerine karşı o da benzer çıkışlar yapar mı? Akşam izleyeceğimiz tartışma ikili atışmalar sebebiyle bir kördövüşüne dönecek mi?

İyi de, biz adayların hangisi daha iyi dövüşüyor, buna bakarak oyumuz hakkında karar vermeyeceğiz ki?

Umarım, beklentilerin aksine seviyeli bir program olur ve bundan sonraki seçimler öncesinde de bu tür karşılaşmaların tekrarını isteriz.

Taraflara tecrübeye dayalı tavsiyem basit: Televizyon ekranında nezih görüntü veren kazanır.

????




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —