TBMM´de 2019 yılı bütçesi, 335 oyla kabul edildi. Bütçe içeriği olarak temel öne çıkan, denk bütçe yapılmasının önündeki engel, faiz giderleri oldu. 117 milyar faiz ödemeyi ön gören bütçe, bu faiz ödemesi ile bir sonraki oluşturulacak olan bütçeyle de aynı borçlandırma yapısını sürdürebilir kılmakta. Tabi mevcut bütçede aynı mantık içinde faiz ödemeleri ile bütçe açıklarına neden olarak bugüne kadar geçmişten gelmişti.
Bütçenin oluşturulmasında emeği olan bürokratlar, teknokratlar hepsi bulundukları kurum yapısı içinde faizci kabul bir zihniyet yapısı ile bütçelerini oluşturarak genel bütçenin oluşmasını sağlamaktadırlar.
Bu insanlar kimimizin kardeşi, kimimizin oğlu, kimimizin babasıdır. Toplum içinde bunların konuştuğu dil başka, devletin kurallarının işleyişi içinde konuştukları dil başkadır. Toplum içinde doğru dediklerini kurumlar arası işleyiş ve ilişkiler içerisinde yanlış diyebilmektedirler. Ve kurumsal sorunlarımız onları idare eden, bütçelerini düzenleyen bu insanlar vasıtası ile son şeklini halk nazarında almaktadır.
Cumhurbaşkanlığı sisteminde yeni oluşturulan kurumlar, ilk ciddi sınavını 2019 bütçesi sonrası verecektir. Eğer bu kurumlar mevcut kurumlardan farklı olmak istiyorsa, kurumlarda karar alıp uygulayacak yönetimin, mevcut şikayet edilen kurumsal zihniyet ve işleyiş biçiminden farklılıklar ortaya koymak zorundadır. Aksi taktirde yeni bir kurum yeni bir isimle oluşturulmanın ötesine geçilemeyecektir.
Buradaki işlevsizlik kurumsal bazda hem devlete bir yük olacak hemde Cumhurbaşkanlığı sistemine ciddi bir darbe vurmuş olacak.
Şimdi gelelim tekrar bütçe konusuna...
Bu bütçeyi tanımlamak gerekirse; borç ekonomisinin, para ve maliye politikalarının borç bütçesidir. Bu bütçeyi oluşturan bürokrasideki kafa yapısı elini taşın altına koyma taraftarı değildir. Seçilmiş iradenin önüne denk bütçe çözüm önerileri getirmesi gerekirdi. Seçilmiş iradeye bu manada alternatif öneriler getirmesi gerekirken, mevcut durum daha çok borçlandırılarak sürdürülmektedir.
Peki milli irade 117 milyar gibi bir faizi bu bütçeyle milletin cebinden alıp, faizci zalim hortumculara yasal olarak aktaracak mı?
Bu olabilir de olmayabilir de. Olmaması için; bütçe gelir kalemlerini değiştirecek, temel bir paradigma vergi modeli kurulması gerekir. Bu vergi modelinin kurgulanması, para politikalarıyla da eş zamanlı yürütülmeli. Bunun gerçekleşmesi mevcut yasalaşmış bütçenin dışında da mümkündür. Mevcut ekonomi kuruluna bu görev verilebilir.
Burada gelir kalemlerinin değiştirilmesinin nasıl olacağı, bu vergi modelinin değişikliği ile nasıl halkın üzerindeki vergi baskısının kaldırılacağı, üretimin sırtındaki vergi engellerinin nasıl kaldırılacağı çalışılarak, 6 ay gibi kısa bir sürede tatbik edilebilir.
Bu bugüne kadar yapılamayan vergi reformunun tam bir değersayım değişimi ile gerçekleşmesi için bir fırsat olabilir. Detayların ise oturulup çalışılması gerekir.
Artık devlet felsefesi, vergi toplama temeli üzerinde kurgulanamaz. Vergi, halk arasında mal ve hizmetlerin dağılımı ile ilgili, adaleti sağlama noktasında kamu gücü tarafından gerçekleştirilen bir paylaşımdır. Bugün ise vergiler, zulüm aracı olan faizleri besler niteliktedir. Uygulanan vergi politikaları, gelir politikaları faizin politik kabullerini besler niteliktedir.
Vergi modelindeki değişiklik faizlere en ciddi darbeyi vuracaktır. O halde vergi gücünün kaynağı, vergiyi toplama gücüne yönelik olarak yeni bir yapılanmaya gitmek zorundadır.
Verginin kaynağı halk olarak görülmemelidir. Bu ifade ettiğimiz şeyi ancak ciddi bir paradigma değişimi ile anlaşılabileceğinin altını çiziyor denk ve faizsiz bütçe yapabilmenin mümkün olduğunu hatırlatıyorum.
Selam ve dua ile....
Kaynak: yenisoz.com.tr