Tarih: 29.01.2020 10:30

Bölgemizi bekleyenlerin farkında mıyız?

Facebook Twitter Linked-in

Aslında bölgemizde yaşananların farkına varılmayacak, bilinmeyecek bir yanı yok. Sadece, başlıkta bölgemizde açıktan oynanan oyunlara dikkat çekmeye çalıştım. Eğer İslam dünyasının vurdumduymazlığı böyle devam ederse bir süre sonra bölgenin tek hâkim devleti İsrail olacak. Sadece, 40 yıldan beri Afganistan’da çatışmaların son bulmadığı, Pakistan’da adeta patlamaya hazır bir bomba görüntüsünün devam ediyor olması, Irak’ın ABD tarafından işgalinden bu yana kan ve gözyaşının son bulmadığı, her gün yeni bir olayla karşı karşıya kaldığımız, Suriye’de birden bire iç karışıklıklar çıkarıldığı ve ABD’nin burada PKK/YPG ile çalıştığı, bundan da vazgeçmeyeceğinin anlaşıldığı, bu da yetmiyormuş gibi Suriye’de rejim güçleri karadan İdlib ve bazı bölgeleri kuşatmaya çalışırken, Rusların havadan vurarak rejime destek vermesi birlikte düşünüldüğünde bölgemizin huzura kavuşması pek kolay görünmüyor. Buna bir de Trump’ın Siyonist seviciliği ve azat kabul etmez İsrail muhabbeti eklendiğinde aslında varılmak istenen hedefi tespit zor değil.

Trump iş başına geldikten kısa bir süre sonra Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak kabul ettiğini açıklamış, sanki babasından miras kalmış bir Kudüs’ü İsrail’e hediye ediyor yaklaşımı ile bölgemizde yıllardan beri süren çatışmalar, bölge ülkelerinde ABD ve koalisyon ortaklarının terör örgütleri ile birlikte hareketleri ve söz konusu örgütler eliyle vekâlet savaşları yürütüyor olmaları düşünüldüğünde sanıyorum Siyonistlerin Büyük İsrail hayaline giden yolu açtıklarını söylemek yanlış olmayacaktır.

Siyonistlerin ve destekçileri Haçlı ittifakının yaptıklarını bilmek ve görmek gerekli olmakla, hatta bunlara kızmak ve lanetlemek yanlış olmasa da Müslümanlar olarak bizim ne yaptığımız üzerinde durmak ve İslam dünyasının kendisini sorgulaması, özellikle de bölgemizde Müslümanların birbirlerini katletmesi için gerekli silahların parasını bazı Müslüman ülke yöneticilerinin ödediği üzerinde düşünmek gerekiyor. Yani, düşmanı görmek ve bilmek, hatta onlara karşı öfke duymak gerekli ama tek başına yeterli değil. Çünkü biz onlara ne kadar kızarsak kızalım meydanı onlara bıraktığımız, attıkları her adımın ardından bir ceza ile karşılaşmadıkları sürece hedeflerinden vazgeçecek değillerdir.

Bu arada Siyonistler tarafından hazırlanmış, Trump tarafından ilan edilmiş, uygulamaya konulmak üzere harekete geçilmiş, adına da Yüzyılın Anlaşması denilmiş Filistin devletinin varlığına son veren bir anlaşma şu günlerde Filistin yönetimine ve İslam dünyasına dayatılıyor. Buna rağmen sanki bir şey yokmuş gibi İslam dünyası gelişmeleri seyrediyor. Hâlbuki birbirimizle uğraşmak, tüm gücümüzü bu yolda harcamak yerine Siyonistlerin Büyük İsrail hedefinin karşısında birlikte durulabilse bu kadar fütursuzca hareket edemeyeceklerdir. Trump ile Netanyhu’nun İslam dünyasının gözünün içine baka baka Kudüs’ü işgal planını hayata geçirmek için harekete geçmeleri, onları boş bulmalarından kaynaklandığını söylemek yanlış olmayacaktır.

Hâlbuki kendi iç sorunlarımızı bir kenara koyarak, Trump ile Netanyahu’nun Kudüs’ü işgal planı karşısında, “Kimin Kudüs’ünü kime?” diye ayağa kalkılabilse sanıyorum ki, hepsinin burnunu sürtmek imkânsız değildir. Ne var ki, yüz yıllar boyu birlikte yaşadığımız insanlar bir çekişmenin içine girince, onlara hizmet etiğimizin farkına varılamıyor. Trmap’ın sözcülüğünü yaptığı Yüzyılın Anlaşması’nı suratlarına fırlatıp atmak zor değil. Yeter ki, İslam dünyası birlik olsun, üzerlerindeki ölü toprağını atabilsinler.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —