Pazartesi günü televizyonlarda ve dünkü gazetelerde BM’den açıklanan raporda Myanmar’da Müslümanlara yönelik şiddet eylemlerinin ‘soykırım niyetiyle’ yapıldığının yeni delillerle ortaya konuldu. Raporda ayrıca, “Cinayet, toplu tecavüz, işkence, zorla yerinden edilme gibi insan hakları ihlalleri tespit edildi” deniyordu.
BM raporunda dile getirilen bu hususların ilk defa tespit edildiğini söylemek mümkün değil. Raporda yer alan hususlar en az 2 yıldır biliniyor ve devam ediyor. Şimdiye kadar Myanmar konusunda harekete geçmeyen, geçemeyen BM’nin bugün bir rapor yayınlamış olması belki geçte olsa bir gerçeği görebilmiş olduklarını gösterir ancak, gerçeğin görülmüş olması sadece bir rapor yayınlamakla kapatılamaz, kapatılmamalıdır. Birilerinin BM’nin görevinin ne olduğunu hatırlatması gerekiyor. Eğer, BM’nin görevi özellikle Müslümanlara yönelik saldırı ve cinayetler konusunda çetele tutarak liste yayınlamaktan ibaret ise böyle bir uluslararası kuruluşa ihtiyaç olup olmadığının gözden geçirilmesi gerekmez mi? Hemen belirteyim ki mevcut yapısı ile BM’nin kuruluşuna önayak olan ülkeler daha baştan kendi çıkarlarını korumak üzere dizayn etmişlerdir. Hepimizin bildiği gibi BM Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesinden birinin istemediği bir karar uygulamaya konulamaz. Yani BM’nin yapısı dünyanın beşten değil birden bile küçük olduğunu ilan ediyor. Mesela, ABD’nin istemediği bir karar BM üyelerinin büyük çoğunluğu ile alınmış bile olsa, bir anlam ifade etmiyor. Yani, BM hakkı ve adaleti esas alan bir yapı üzerine bina edilmemiş, gücü üstün tutan bir yapıda oluşturulmuş. Böyle olunca da dünyanın BM’den barış ve adaletin tesisini beklemesi ham hayalden öte bir anlam ifade etmiyor.
Böyle olunca BM’nin hazırladığı bir rapor ile Myanmar’da Müslümanlara yönelik soykırım uygulandığını kabul ve ilan etmesi fazla bir anlam ifade etmiyor. Eğer, BM’nin sadece Myanmar’da değil, dünyanın neresinde olursa olsun bu tür soykırımları önleme gücü ve yetkisi yoksa ya da var olan yetki BM Güvenlik Konseyi’nin 5 üyesinden birinin vetosu ile bir şey yapılamıyorsa hiç vakit kaybetmeden BM adı verilen örgütün iptal edilmesi, daha doğru olur. Çünkü bu takdirde dünya üzerinde yeni bir yapılanmaya gidilmesi gündeme gelecektir. Belki o zaman BM’nin yerine birden fazla örgüt kurulacaktır. Bir zaman iki kutuplu dünya denildiği gibi belki iki, hatta üç kutuplu bir dünya oluşacaktır. Böyle olunca da ortaya farklı güç odakları çıkacak, 5 ülke yeryüzünde sadece benim dediğim olur diyemeyecektir. En azından insan böyle ümit ediyor.
Çünkü BM yıllardan beri sürüp giden çatışmalarla ilgili belli periyotlarla kaç kişinin öldüğü, ne kadar insanın yurtlarını terk etmek zorunda kaldığına dair istatistikî raporlar yayınlamanın ötesinde bir iş yapmıyor, yapamıyor. Sanki BM’nin görevi 5 ülkenin çıkarlarını korumak, bunun için bu ülkelerin işgal ve cinayetlerine uluslararası kılıf hazırlamak, ya da dünyanın harekete geçmesini engellemek için gaz almaya yönelik raporlar yayınlamaktan ibaret. Bunun için böyle bir teşkilata ihtiyaç olduğunu düşünmüyorum. Çünkü BM’nin yayınlandığı istatistik bilgileri yıkılan binaları, hayatını kaybeden masumların sayısını vermekten öte gitmiyor. Bu ise dünyanın zenginliklerinin sömürülmesini engellemiyor, akan kanı durdurmuyor. Böyle olunca da mazlumlara, ‘Kurduğunuz bu teşkilatı alın başınıza çalın’ demekten öte bir yol kalmıyor.