Tarih: 27.09.2018 00:53

?BM Düzeni?nin Sonu!

Facebook Twitter Linked-in

Siz buna ABD hegemonyasının ve onun tüm dünyaya dayatmaya çalıştığı ?küreselleşmenin sonu? ya da ?ulus-devletlerin dönüşü? de diyebilirsiniz. Sonuçta hepsi aynı kapıya çıkıyor: Bir dönem geç de olsa kapanıyor, hem de onun temel kurucu unsurlarından-güçlerinden biri olan ABD´nin kendi elleriyle.

Başkan Trump´ın BM 73. Genel Kurul Toplantısı´na geç gelişini bu noktada sembolik bir gösterge olarak kabul edebilirsiniz. Her ne kadar bu husus ilk bakışta birçoğunuza zorlama bir yorum gibi gelse de son dönem ABD-BM ilişkilerine ve özellikle de Trump´ın BM´ye yönelik yaklaşımlarına, söylemlerine baktığınızda bana hak vereceksinizdir. En azından ABD´nin BM´ye saygı duymadığını ve BM üzerinden tüm uluslara bunu gösterdiğini Trump ile gördük.

Görünen o ki, ABD artık BM´ye ihtiyaç duymuyor. Bir diğer ifadeyle ABD açısından da BM´nin raf ömrü doldu. Peki, bu bir son dakika gelişmesi mi? Elbette hayır! Bu bir süreç ve artık burada son aşamaya gelinmiş görünüyor. Esas olan burada ABD´nin bu karar noktasına gelmesiydi. Şimdi o da oldu.

 

Birçoğumuzun malumu olduğu üzere, düne kadar ABD´nin BM´ye yönelik temel sıkıntısı mali boyutlarıyla ön plana çıkarken, buna süreç içerisinde siyasi boyut da eklendi. Özellikle son dönemde Kudüs kararıyla birlikte ABD açısından BM bumerang etkisi oluşturan bir örgüte dönüşmüş vaziyette.

Dolayısıyla BM teşkilatı, gelinen aşamada bırakın ABD´nin siyaseten istediği kararları aldığı bir örgüt olmayı, artık dünya toplumları nezdinde köşeye sıkıştırıldığı ve karizmasının ciddi bir şekilde darbe alındığı bir yapıya dönüşmüş vaziyette.

Fakat ABD açısından sorunun sadece bu ikisi olmadığı, buna çok daha etkili bir nedenin eklendiği son dönemde netlik kazanmış durumda. Bu faktör, BM´nin her şeye rağmen dünya çapında bir kaosun çıkmasını önlediği ?engelleyici rol?den başka bir şey değil. Bu bağlamda BM, en azından başta ABD olmak üzere, bazı küresel-bölgesel güçlerin saldırgan girişimlerini kör-topal olsa da ?frenleyici bir rol? oynayabiliyordu; şu çok beğenmediğimiz ?veto mekanizması? üzerinden?

 

?Küresel Beşli Çete? olarak da adlandırabileceğimiz BM Güvenlik Konseyi 5 Daimi Üye arasındaki çıkar çatışmalarının artık ayyuka çıkmasıyla beraber, İkinci Dünya Savaşı sonrası oluşturulan düzenin en azından ABD açısından daha fazla sürdürülemeyeceği anlaşılmış durumda.

Bu yapı içerisinde düne kadar Rusya-Çin ikilisinin ABD karşıtı tutumuna Avrupa Birliği (daha doğrusu Almanya) adına Fransa´nın da dahil olacağının görülmesiyle birlikte, ABD neredeyse bu beşli içerisinde yalnız kalmış bir aktöre dönüşmüş durumda. ABD açısından İngiltere´nin de açıkçası çok güvenilir bir aktör olmaktan çıkması, burada önemli bir husus olarak kendisini gösteriyor.

Daha da ötesi, ?BM Düzeni?nin lağvedilmesi düşüncesi ABD´nin çok daha tehlikeli bir projesi/planı hayata geçirmeye çalıştığını akıllara getiriyor. Bu noktada BM düzeninin yıkılmasıyla birlikte ABD´nin dünyadaki kaosun daha da derinleşmesi ve genişlemesini arzu ettiğini iddia edebiliriz.

Bu bağlamda BM´nin aşamalı bir şekilde etkisizleştirilmesi, (olmayan) itibarının bitirilmesi ve onun lağvedilmesi, 11 Eylül´den bu yana uygulamaya koyduğu ?kaos düzeni?nin bir parçası olarak karşımıza çıkıyor. Zira savaş isteyen bir devlet, onun önünde engel olarak gördüğü bir yapının daha fazla devam etmesini istemez.

BM´nin gelinen aşama itibarıyla ABD´nin Soğuk Savaş sonrası hedeflerine yöntem ve araçlar itibarıyla uygun düşmemesi, ABD açısından bu örgütü aynen NATO, Avrupa Birliği gibi lağvedilmesi gereken ?Soğuk Savaş artığı örgütler? listesine dahil edilmesinin çok derin ve anlamlı nedenleri var.

Sonuç olarak, bir kez daha ifade etmek gerekirse; ABD açısından da BM´nin raf ömrü doldu, BM artık uzatmaları oynuyor. Süreç yeni bir Cemiyet-i Akvam´a (Milletler Cemiyeti´ne) ve dolayısıyla da kaçınılmaz olarak insanlığın son savaşı olabilecek bir dünya harbine gebe. Ve tüm bu gelişmeler, Trump´ın uzunca bir süredir ?Tanrı´yı kıyamete sürükleme? çabasının bir parçası. Bilmem anlatabildim mi?




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —