Tarih: 27.08.2018 17:06

Biz bu çocukları kaybediyoruz

Facebook Twitter Linked-in

27. 08. 2018 Pazartesi

İslam coğrafyasının içine düştüğü vahim durumu düşündüğümüzde zihinlerimizde iki soru beliriyor. Birincisi, masum insanlar acımasızca katledilirken nasıl oluyor da İslam toplumlarının liderleri bu soruna müşterek bir çözüm getiremiyorlar. İkinci ise bilim ve teknolojide beklenen başarıyı gösteremeyen İslam toplumları aklı çalışan çocuklarını değerlendirmek yerine tahsil için neden Avrupa´ya gönderirler. Nitekim ülkemizde beyin göçü 1960´lı yıllarda başlamış ve halen devam ediyor. Bu dönem doktorlar, mühendisler ve eğitim yaşamında başarı gösteren öğrenciler Batı´ya akın etmiş ve başarılarına burada devam etmişlerdir. Ülkemiz ne yazık ki, beyin göçü en fazla olan 34 ülke içinde 24. sırada yer almaktadır. Buna Hindistan, Pakistan, Çin, Filipinler, Cezayir, Fas, Tunus, İran, Nijerya gibi ülkeler dâhil oluyor. YÖK´ün hazırladığı bir rapora göre 24 bini Almanya´da, 15 bini ABD´de olmak üzere 50 binden fazla Türk genci yurt dışında eğitim görmektedir. Ülkemiz yurt dışına en çok öğrenci gönderen ülkeler arasında 24. sırada yer almaktadır. Öğrencilerimiz Almanya, ABD, İngiltere, Kanada, Belçika, Avustralya, Fransa gibi ülkelerde lisans ve lisansüstü eğitimlerine devam etmektedirler.

 

Batı´ya akın eden beyin göçü büyük bir kayıptır. Müslüman çocuklar, kendi topraklarında kendi kültürel değerleri içinde ilerlemeli, bilim ve teknolojide Batı´ya bağımlı olan İslam toplumlarını bu bağımlılıktan kurtarmak için çaba göstermelidirler.

Bilindiği üzere geçtiğimiz dönem Antalya´da özel bir kolej öğrencisi olan Mehmet Can Dursun ile İrfan Efe Boztepe adlı öğrenciler TÜBİTAK´ın hazırladığı bir projeye katıldılar. Karides kabuklarının iyileştirmeyi hızlandıran normatif etki yaptığını öngören proje TÜBİTAK tarafından kabul görmedi. Fakat öğrenciler aynı proje ile ABD´de yapılan bir proje yarışmasına katıldılar. İki gencin hazırladığı proje burada 2 bin 450 proje arasından birincilik ödülüne layık görüldü. Öğrencilere destek veren öğretmen Gülay Demirci, atık yengeç ve karides kabuklarından iyileştirmeyi hızlandıran bir nanolif yaptıklarını ve özellikle diyabet hastalarını geç iyileşen yaralarında yanık ya da yatalak hastaların vücutlarında açılan yaraların iyileşmesi için etkin olduğunu belirtti. Fakat öğrenciler hak ettikleri desteği göremediler.

 

Katıldığı alanda dünyanın en prestijli fizik proje yarışması olarak kabul edilen Nobel Fizik Ödülü´ne Doğru İlk Adım adlı yarışmada ise İlayda adlı kızımız jüriden tam puan aldı. TÜBİTAK tarafından beğenilmeyen projesinin uluslararası alanda kabul görmesinin kendisine büyük mutluluk verdiğini belirten İlayda, mezun olduktan sonra bir süre ABD´de çalışacağını söylüyor.

Gönül isterdi ki çocuklarımız ürettikleri projelerini kendi ülkelerinde değerlendirme imkânı bulsunlar ve hak ettikleri desteği görsünler. Fakat olmuyor?




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —