BİR insan; ah var ya o bir insan! Bir müdrik olabilsek ne kadar önemlidir bir insan. Yakalamamız gereken bir imkân, sakınmamız gereken en büyük musibetin sebebidir “bir insan”.
Hani kitabımızda diyor ya “bir insanı kurtaran bütün insanları kurtarmış gibidir” yine “bir insanı öldüren bütün insanları öldürmüş gibidir” diye.
İşte burada müşahhaslaşıyor “bir insan”.
Tek önderimiz bizlere ne tembih ediyor: “Bir insanın hidayetine vesile olmak, yüz kızıl tüylü deveden veyahut üzerinde güneşin doğup battığı bütün toprakların fethinden daha hayırlıdır”
Yine: “güler yüz sadakadır” .
İşte size “bir insan”lık imkânlar.
Bediüzzaman’ın meşhur bir cümlesi var:
“Cehennem lüzumsuz, cennet ucuz değil”... Sonra ekler:“ Yaşasın zalimler için cehennem”
Al işte burada da karşımıza çıktı “bir insan”.
Cehennem lüzumsuz değil; bir insanın dinine, canına, aklına, namusuna, malına göz diken mütecavizler için.
Cennet de ucuz değil; bahası: “ bir insan”.
Acaba bizler hangi “bir insan”larla muhatap olduk. Hangi bir insanın karnını doyurduk, derdine çare olmaya çalıştık, hangi bir insanın imanına vesile olduk.
Yahut hangi bir insanı kırdık, derdine gücümüz yettiği halde çare olmadık yahut bencil tavırlarımızla din ile arasına perde olduk.
O’nu, şahsımızla, yobazlığımızla, ahlâkımızla ve dilimizle İslam’dan soğuttuk!
Tekrar Peygamberimizden aktaralım:
“Komşusu açken tok yatan bizden değildir”
Bu erdemi yerine getirmek için öyle çok varlıklı olmaya da gerek yok.
Efendimiz, Ebû Zer Gıfârî’ye bir gün şöyle hitap etmiş:
“Ey Ebû Zer! Çorba pişirdiğin zaman suyunu çok koy ve komşularını gözet!”
Yine der ki: “ Bir hurma tanesi ile bile olsa kendinizi ateşten koruyun”
Aman Allah’ım! Şu inceliğe bir bakın: İmkânın ne olursa olsun başka “bir
kişi”leri gözet. Bu, ne bir ideolojidir ne de bir devlet sistemi; ne mülkiyetin
dağıtımı ile alakalıdır ne de hürriyetin tanımı... Sadece ve sadece insan
olmanın, “fail” olarak insan kalmanın formülü; “merhamet” faal olmanın
muharrik gücü; çarkı bir dönmeye başladı mı tüm topluma domino etkisi
yaratacak bir güç.
Cemiyeti “bir insan”, “bir insan” merhamet ağı ile örmenin teşvikidir çağrının gayesi. Hani internet ağı var ya, işte öyle vicdandan vicdana iyilik ağı ile sarmalamaktır toplumu...
Sahi, hayatımızda hangi” bir insan”ın sayısı daha fazla?
Allah’ım bunun çetelesini ancak sen tutabilir ve hesabını da ancak sen görürsün. Ama biliyoruz ki Allah’ın merhameti var. O Rahman ve Rahimdir.
Peygamberimiz buyuruyor: “Bir kadın bir kediyi hapsederek yemesine mani oldu ve cehennemi hak etti.”
Yine bir hadiste “susuzluktan ölmek üzere olan bir köpek bir kuyunun etrafında dolaşıp duruyordu. İsrail oğullarından fahişe bir kadın onu gördü, hemen çizmesini çıkardı ve onunla köpek için kuyudan su çekerek onun susuzluğunu giderdi. Bu yüzden o kadın bağışlandı.”
O fahişeyi Allah affetti; ya onu “bir insan” olarak fahişe kılanlar. Onlar ne
yapacak?
Evet, hayatımızda hangi “bir insan”lar daha çok.
Zulmettiklerimiz mi, merhamet ettiklerimiz mi?
İşte hayatın en çetin muhasebesi... Nefs kendi kötülüklerini görmede pek
isteksiz... Ama konu başkası olunca çok yaman bir ahlak bekçisi.
Şu merhamet ayı yüzüsuyu hürmetine Allah bizleri affetsin.
Ramazan ayımız tüm insanlık âlemi için hayırlara vesile olsun.