Gazete Duvar'dan Zeki Coşkun yazdı;
Çılgınca istese, uğraşsa da ne yaparsa yapsın bir türlü aktör olamıyor. Poz. Cemal Süreya’nın daha 1987’de çizdiği muhteşem portreden sonra onun için söylenecek pek bir şey kalmıyor. Süreya’dan hareketle gölge oyuncusu diyelim biz ona. İflah olmaz iktidar bağımlısı. Parti genel başkanı sıfatı kazandığı 1990’lardan beri, son otuz yıldır bu bağımlılık, onun gölgesini ülkenin, toplumun, hayatımızın üstüne karanlık darbeler olarak nakşediyor.
Siyasal pratiği rol çalma üzerine kurulu. Başından beri. Bu pratik ona siyasal kimlik olarak hizipçi unvanını kazandırdı. Ansiklopedilere geçecek kadar tescillenmiş bir unvan: Meydan Larousse, hizipçilik maddesi.
Meslekten hukukçu. Hukukun iğdiş edildiği 1950’lerin ikinci yarısında Ankara Hukuk öğrencisi. Kurucu ve yazarları arasında bu fakülte hocalarının başı çektiği Forum dergisi yayımlanıyordu o yıllarda. İlk sayısı 1 Nisan 1954’de çıkan Forum çevresi, Baykal’ın üniversitenin yanı sıra Baykal’ın ilk siyasal eğitim kanalı oldu. Babadan CHP’liydi zaten. 1959’da mezun olduğunda avukatlık stajına Forum yazarlarından Turan Güneş’in yanında başladı.
Güneş, siyasal yaşamına DP’de başlamış, 1955’de kendisi gibi DP’den ihraç edilen arkadaşlarıyla Hürriyet Partisi’ni kurmuş, 1958’de HP lağvedilmiş, o da birçok arkadaşıyla birlikte CHP’ye katılmıştı. Kandıralı namıyla anılan Güneş, Baykal’ın her iki anlamda meslek rehberi, hocası olacaktır: Hukukçu ve siyasetçi. Hocası, kendi çapını, kararını, en fazlası “ikinci adam” olabileceğini görüyor, ona göre pozisyon alıyordu. Öğrenci için birden aşağısı kurtarmazdı. Bedeli ne olursa olsun!
Efsanelerden beslendi, gölgelerden yararlanarak efsane olmaya çabaladı. 555 K bunlardan ilki.
DP miadını doldurmuştu. Muhalifler 555 K koduyla büyük bir protesto mitingi düzenliyordu: 5. Ayın 5’i, saat 5’de Kızılay Meydanı’nda!
Şifre çözülmüş, Menderes kalabalığın arasına dalarak sormuştu: Ne istiyorsunuz?
Öfkeli gençlerden biri yakasına yapışıp haykırmıştı: Hürriyet!..
Menderes gelişine vurmuştu topa: Başbakanın yakasına yapışıyorsun, bundan büyük hürriyet olur mu?
1970’lerde CHP’de Ecevit’e karşı muhalefete geçtiğinde, o gencin Baykal olduğu rivayetleri yayıldı. Kendisi yıllarca dek sessizlikle karşıladığı rivayeti 2000 yılında tekzip edecekti. Menderes çoktan “demokrasi şehidi” unvanını almış, unvan Topkapı’da anıtkabirle taçlanmıştı. Yakaya yapışma söylentisi prim yapmazdı artık.
27 Mayıs 1960 darbesi, büyük ölçüde Forum çevresi damgasını taşıyan 1961 anayasasını getirdi. 1961’de Baykal da avukatlıktan akademisyenliğe yönelir. Mülkiye olarak anılan SBF’de Anayasa Hukuku kürsüsünde Mümtaz Soysal’ın asistanıdır. Parlak başlangıç. Doktora sonrası Rockefeller Bursu’yla ödüllendirilir. ABD’nin önde gelen üniversiteleri Columbia ve UC Berkeley’de iki yıl araştırmacı olarak bulunur.
Ülkeye döndüğü 1965’de CHP, ortanın solu sloganıyla girdiği seçimden hezimetle çıkmıştır. Zafer DP mirasını devralan Adalet Partisi’nindir. Sosyalizm–sınıf kavramlarını ilk kez seçim meydanlarına, radyo mikrofonlarına taşıyan TİP, 15 milletvekiliyle meclise girmiştir. Ortanın solu tezinin mimarı ve sözcüsü dönemin CHP Genel Sekreteri Bülent Ecevit ve sloganı, yenilginin baş sorumlusu olarak hedef tahtasındadır. Doktora tezini Siyasal Katılma üzerine hazırlayan Baykal, dikkat çekici ilk siyasal hamlesini tam o noktada yapar: ABD’deki incelemelerle de beslenen bir seçim analizi kaleme alır.
Söylenen özetle şu: DP ve onun devamı AP gibi “muhafazakar” partiler, seçmenlerin maddi taleplerine yönelik politikalarla hareket ederken CHP, halkı–toplumu değiştirmeye yönelik politikalar izlediğinden geleneksel–feodal yapının hakim olduğu kırsal kesimde oy kaybına uğramaktadır.
Turan Güneş raporu Ecevit’e götürür. Devamında aynı rapor, 1968’de Türkiye’nin Siyasal Eliti Üzerine teziyle doçent olan Baykal’ı, ortanın solu hareketiyle kendi liderliğini inşa eden Ecevit’in çağrısıyla CHP Yüksek Danışma Kurulu’na taşıyacaktır. Partililerin “Mülkiyeliler Cuntası” olarak andığı takımın ağırlığındaki bu kurul, Ecevit’i 1972’de CHP genel başkanlığına taşıyacaktır.
Milli Şef İnönü’yü deviren Ecevit ve ekibi 1973’de, 1950’den beri CHP’ye ilk seçim zaferini yaşatır. Baykal milletvekili ve sonrasında zamanın en genç Maliye Bakanı’dır.
Sağdan sola ya da sol görünümlü sağ
Görülüyor ki Baykal’ın siyasal kariyerinde Güneş rehberliği hep var.