Tarih: 14.06.2021 12:34

Bir Demet İstanbul Modernizmi

Facebook Twitter Linked-in

Kitap Haber'den Ülker Gündoğdu yazdı;

“Şehrin Erguvan’a ihtiyacı vardır. Erguvan pembesinden arındırılmış bir Boğaziçi, baharda gelinini yitirmiş bir duvağa benzer.”

Modernizm çağdaş toplumun şekillenmesinde etkili olmuştur. Toplumsal değişmenin hızı kadar etkisi de gün geçtikçe artmaktadır. Modern toplum bu gün artık bir değişim toplumu haline gelmiştir. Bu değişimin gücü neleri etkisine almaktadır? Geçmişten günümüze toplum, hangi değişimi barındırır? Bu değişimin geleceğe dayandığı ilkeleri nelerdir? sorularına aranan cevaplarla, çağdaş toplumun ekonomik, toplumsal ve kültürel yapısı ele alınarak bu çerçevede dünü, günümüzü ve geleceğimizi etkileyerek çağdaş toplumu ortaya çıkartan temel dinamikler nelerdir? Modernizmin insan yaşantısına ve yaşadığı mekâna dair yaklaşımı nasıl değerlendirilmelidir?

İstanbul aşığı Mustafa Kutlu, yaşadığı toplum üzerine yoğunlaşarak, bize bizi anlatmaktadır. Bunu yaparken de mekân ilişkiselliği içinde insanı mekân ile bütünleştirir. Sokak aralarında, bahçe duvarlarından dışarıya taşan leylaklar, fulyalar, sarmaşıklar, mor salkımlar arasına saklanan güzelliğine hayran olduğu; asalete, incelikle okuru davet ettiği bir eseri olan Bir Demet İstanbul ilk baskısını 2016 yapmış, seksen bir denemeden oluşmaktadır. İstanbul ile ilgili bu denemeler, gazetelerde yirmi beş yıllık bir süre içinde yayımlanmıştır. Eserde, Kutlu’nun düşünceleriyle birlikte mekân/şehir üzerine tavsiyelerini ve fikirlerini görürüz. Kendinden çok sonraki kuşaklara, İstanbul sevdalılarına temel olacak bu eser günümüzde de İstanbul sevgisine dair önemsenecek eserler arasına dâhil olmuştur.

İstanbul'a ruhunu veren, iklimin, coğrafyanın, kültürün, insanların bütünlüğüdür, bir nevi sosyal ve kültürel bir harmonidir. Bu harmoni sokak aralarında koşturan çocuklar olabildiği gibi, bir pencerede raks eden ışık demetleri de olabilir veya kocamış asırlık bir ağaç olarak da kendini gösterir. Kaynak suyu, yöresel lezzetler, halk oyunu, mimari, gelenek, mezarlık, tepe, mesire alanı gibi unsurlar üzerinden fikirlerini sunar Kutlu, bu eserinde. Urfa’da Halilü’r-Rahman, Konya’da Mevlâna ve Meram, Safranbolu’da evler, Erzurum’da Çifte Minare bir şehre sembol olmuş önemli unsurlardır. İstanbul’da ise bu semboller çok fazladır. Bu sembolleri barındırmayan şehirler özünü yitirmiştir. Bu unsurlardan, sembollerden yoksun kalan şehir ruhunu kaybetmiş, modernleşmiştir, içinde yaşayanların duygu ve düşün dünyasına pek bir şey vermez hale bürünmüştür.

Eski ve Yeni İstanbul Tam Olarak Nerededir?

Eski İstanbul diye bilinen tarihi yarımada ve Suriçi bölgesinin ve İstanbul’un tarihi, kültürü zenginliklerinin yanı sıra derdini ve dermanının etkili bir dille ifade etmektedir Mustafa Kutlu. Asıl İstanbul’un Suriçi, Eyüp Sultan, Üsküdar, Boğaziçi ve Cenevizlerden bu yana Pera’yı da İstanbul’un batıya açılan tarihi penceresi olarak görür ve İstanbul’un kültürel varlığı ile bir dünya kenti olduğunu ifade eder.

Suriçi, İstanbul’un imajı ve kimliğidir. Eski İstanbul’un, günümüz modern İstanbul’un ve gelecekte İstanbul’un korunması için kafa yoran bir isimdir Kutlu. Dertlenir bu meseleyle, sorunları ele alır, çözüm önerileri getirir bu eserinde. İstanbul hayranı bir Mustafa Kutlu okuru olarak İstanbul’da, yirmi beş yıl içerisinde yaşanan değişime Bir Demet İstanbul eseriyle Kutlu’nun duyarlılığında yakinen dolup taştım. Kutlu bu eseri ile okuru; mekâna dair düşünmeye sevk eder, yaşadığımız mekanı sorgulamaya, bu mekânların sahip olduğu güzelliklere sahip çıkmaya çağırır.

Mustafa Kutlu gibi İstanbul’a gelen bir taşralı olarak ben de şunu ifade edebilirim; İstanbul, Suriçi, Pera, Galata, Beyoğlu, Eyüp Sultan, Üsküdar ve Boğaziçi, Topkapı Sarayı ve çevresi turistik, bir müze şehir haline bürünmüştür.

İstanbul bir hayal şehridir. Bir şarkıdır, uzaklaşıldığında. İstasyonlarında, otogarlarında hep o hüznün iyot bulaşmış hali mevcuttur. Bunu Hüsrev Hatemi “Otogarda Gece” şiiri şu şekilde anlatır:

“Kaz adımıyla yürür içimde karamsarlık

Ve hayalin salınır onunla karşıt yönde;

Gittikçe uzaklaşan bir şarkı gibisin artık,

Yalnızlık hükmediyor bu çok bulutlu günde.

Sevda sırlı sularla sürüklendi sahile

Kara kumudur kalan kalbimde bozkırların.

Ümitsizdi yolculuk ve dağıldı kafile

Benim içimde çamur ve kar’ı otogarın.”

Eski İstanbul bir baştan bir başa suluboya resmedilmiş bir tablo olarak karşımıza çıkar. Modern İstanbul, havadan veya karadan hiçbir plana, mimariye, şehirciliğe uymayan binaları ile tuhaf, acıklı bir tablo olarak karşımızda durmaktadır. Bir şehrin kimlik ve kişiliği onun siluetinde gizlidir. Siluet; şehrin hangi medeniyete ve zihniyete dahil olduğunu belirleyen en önemli unsurdur. Modern zamanlara kadar kentlerin siluetini tayin eden yapılar dini eserlerdi. Dinin hayata hâkimiyeti sona erdiğinden beri gökyüzüne yükselen gökdelenler seküler medeniyetin sembolleri oldu. İstanbul’da modernleşme Beyoğlu’nda başladı. Daha sonra Teşvikiye, Nişantaşı, Şişli şehre yayıldı. Bu durum, apartmanlaşmanın ilk örneğiyle karşımıza çıkmaktadır.

İstanbul ve Doğa

Zengin ve nadide bir flora barındıran İstanbul, pek çok etken ile bu zenginliğini gün geçtikçe kaybetmektedir. Sahip olmamız gereken ne kadar çok zenginliğimiz var. Ah bir de bunların farkına varabilsek... Modern hayatın ritmi, eski pek çok alışkanlığı yok etti. İnsanoğlunun zaman ile ilişkisi değişti, her alanda olduğu gibi “zaman” ile bir “yarış” başladı. Mahalle yıkıldı, sokaklarda yabancılar dolaşıyor. Eşsiz bir yalnızlık yaşanmakta, herkesin yüzü asık ve mutsuzluk moda oldu. “Dünya bir köye dönüştü” denmektedir. Modern bir köye.

Geleneksel yaşam biçiminin ortadan kaldırılması ve onun yerine modern bir yaşam biçiminin kurulması modernleşmenin özünü oluşturmaktadır. Ancak yeni bir yaşam biçimi kurulurken geçmişe ait olan her şeyin parçalanıp yok olması yeni sıkıntıları beraberinde getirmektedir. Bu anlamda modernleşme bir anlamda yıkıcı olurken diğer yönüyle yapıcı olduğunu aktarmaktadır Kutlu. Oysa geleneksel değerler ile yeni değerlerin çok iyi bir birleşiminin nasıl sağlanması gerektiğini okura göstermektedir Mustafa Kutlu.

 

Mustafa Kutlu, Bir Demet İstanbul, Dergâh Yayınları, Basım Yılı 2016, Sayfa 224




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —