Birkaç gün öncesinden bütün TV kanallarının ortak yayın yapacakları duyurulunca, ekranda izleyeceklerimizle ilgili yanlış bir beklentiye kapıldığımı itiraf ederim.
Her zamanki naifliğimle, devlet yetkililerinin ‘asrın felaketi’ diye adlandırılmış depremin ilk 48 saati içerisinde neden yeterince atik davranılamadığını ayrıntılı biçimde kamuoyuyla paylaşacaklarını, hataları kabul edip o hataların kim/ler/den kaynaklandığını gözler önüne sereceklerini, ardından da birkaç sorumlunun canlı yayında istifa ettirileceğini sanmıştım.
‘Tek adam rejimi’ deniliyor ya bizdeki sisteme, dünyanın başka yerlerindeki tek adam rejimlerinde işler öyle yürür de ondan…
Bizdeki ya ‘tek adam rejimi’ değil ya da…
Neyse, ‘Türkiye Tek Yürek’ programı, deprem felaketinin acılarını dindirmek veya hiç değilse hissettirmemek için para toplama amaçlıymış…
Hafızası benden güçlü olanlar, “Elazığ depreminden sonra da aynısı yapılmıştı” dediler.
Ya fark etmemişim ya da unutmuşum.
Değişik kanallarda sabaha kadar sürmesi planlandığı için farklı ünlü sunucu ekipleriyle münavebeli olarak yapılması planlanan ‘Türkiye Tek Yürek’ programını izlerken, bu yayın formatlı bir programı uzun yıllar önce ABD’de izlediğimi hatırladım ama.
Jerry Lewis’in kendisi gibi ünlülerle her yıl bir kez kamusal yayın yapan PBS kanalında düzenlediği yardım toplama programından…
Kendine özgü bir komedi anlayışı olan Jerry Lewis gençlik dönemimin starlarındandı. Sevilen bir artistti. ABD’de çocuklardan yetişkinlere kadar yaygın kas erimesi hastalığı tedavisinde kullanılmak üzere para toplama amaçlı yapılan programı o yönetirdi.
Her yıl işçi bayramı günü yapılırdı program.
Artist güle oynaya sürdürürdü programı, o konuşurken çok sayıdaki telefonların başında oturan ünlü arkadaşları, bağış yapmak isteyenlerle konuşur, onlardan aldıkları taahhüt rakamlarını açıklarlardı.
Programa, Jerry Lewis ve diğer ünlüler için izlenmesi yanında, kas erimesi derneğinin çalışmalarında kullanacağı bir kaynak olarak da önem verilirdi. Diğer kanalların parlak dizileri ile yarışacak kadar çok izlenirdi o gece bağış toplama programı.
“Jerry Lewis ile FDA Telethon” programını birkaç kez gece yarılarına kadar izlediğimi hatırlarım.
Üç kuruş beş kuruş gibi bağışlar da olurdu ama sonuçta iyi para toplanırdı o programda.
Amerika’da ‘telethon’ denilen olaya bizde henüz bir isim konulamamış görünüyor.
‘Bağış maratonu’ diyebiliriz herhalde.
‘Bağış maratonu’nda, gece boyunca gelen taahhütlerden, 115 milyar 146 milyon 528 bin TL toplandığını gazetelerde okudum.
Hiç de az değil.
Yüklü meblağda bağış taahhüdünde bulunanlar yanında herbiri 50 TL olan SMS mesajlarından da yükte ağır pahada hafif olsa da azımsanmayacak sayıda katılım olmuş. 9 milyon 10 bin SMS mesajı alınmış program boyunca. Bu rakamı 50 TL ile çarpın, halkın bağışının toplamına ulaşırsınız.
Diğer büyük bağışlar yanında küçük kalsa da az bir meblağ sayılmaz halkın katkısı.
Esas bağışlar iş dünyasından geldi.
Milyarlar bağışlayan iş insanları oldu.
Kendisi de bir maaşını ekranda bağışlayan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na “Bu akşamki bağış performansınız gözlerimi yaşarttı. Dekontları mutlaka saklayın” mesajı yayınlatacak çapta bağışlar…
Cengiz Holding 3 milyar TL.
Doğuş Holding 1 milyar TL.
Kalyon Holding 950 milyon TL.
Turkuvaz Medya’nın da içerisinde yer aldığı Zirve Holding 700 milyon TL.
Fettah Tamince 120 milyon TL.
Gece boyunca hepsi de alanlarında ismi duyulmuş kişilerden milyon TL’lik bağışlar aktı.
Bir galericinin ağzından çıkan “50 milyar TL” rakamı şaşırttı, ancak hala 15 yıl öncesi 6 sıfırlı TL’nin etkisi altında sarf edildiği, galericinin bağışının 50 bin TL olduğu ortaya çıktı.
Listemde çok daha büyük bağışlara yer vermediğimi fark etmişsinizdir.
Merkez Bankası, Ziraat, Vakıflar ve Halk bankaları da her biri 10 ila 30 milyar TL arasında değişen taahhütlerde bulundular.
Toplam meblağı 100 milyar TL’nin üzerine tırmandıranlar onlar ile diğer devlet kurumlarının bağışları.
Devlet adına Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan daha önce 100 milyar TL’lik bir kaynağın depremden zarar görenler için ayrıldığını açıklamıştı.
Milyar TL’leri başında bulundukları devlet kurumları adına taahhüt eden memurların kendilerinin ne kadar bağış yaptıklarını merak ettim tabii.
Bir de şunu: Toplamı 80 milyar TL’yi aşan devlet kurumları adına yapılan taahhütler, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın duyurduğu 100 milyar TL’lik kaynağa ek mi, yoksa bu taahhütler o 100 milyar TL’nin içinde mi?
Madem meraklarımı paylaşıyorum, birini daha aktarayım: Acaba o gece bağışlar için yalnızca iki devlet kurumu adres olarak verilmeseydi de, Amerikalı şarkıcı Madonna’nın bile ‘yardımlar için en iyi adres’ olarak gösterdiği bir sivil girişim de bağış yapılabilecek yer olarak tanıtılsaydı, toplanan bağış rakamı çok daha yüksek olur muydu?
Eskiler “Çok veren maldan, az veren candan” derlerdi. O gece Anadolu’nun dört bir yanından gelen candan verme hikayeleri herkesin gözlerini yaşarttı.