Bir yaşıma daha girdim

Hüseyin AKIN

Bir yaşıma daha girdim

Bundan mesela yirmi yıl evvel 2019 yılına gireceğimin hiçbir garantisi yoktu. Birisi bana 2019 yılı için bir proje teklif etseydi ?hele o günler önce bir gelsin? der, konuşmasına müsaade etmezdim. Geçen sene de bu zamanlar 2018 yılının heyecanını yaşıyordum. Şimdi o heyecandan eser yok. Sevindiklerim gözlerimin önünden bir yıldız gibi kayıp gitti. Ondan önceki yıllar da aynı şeyi yaşamıştım. Bugün 1 Ocak 2019 Salı. Bir yaşıma daha girdim. Şimdi 2020 yılı sadece bir temenniden ibaret. 2020 yılını göremeden dünyadan ayrılacak kim bilir ne kadar insan var. 2018 yılını gördük de ne oldu? Dediğinizi duyar gibiyim. Yine kahır, yine acı, yine kayıp, yine yenilgi?2019 yılı için de şimdiden güzel temenniler dört bir yandan yağmaya başladı. Dedim ya bunlar hep iyi dilekler ve hayır dualar. Her şeyi 2019 yılı Aralık ayının sonu gösterecek. Bu dünyada ne kadar misafir olacağını bilen kimse yok? Fakat yaşadığımız her an bilgi dünyamızı aydınlatıyor. En azından 2018 yılında ölme ihtimalimiz sıfırlanmış oldu. Talihimiz tarihimizle teşekkül ediyor. Bugün elli yaşına giren bir adam bir daha 49 yaşında ölme endişesi taşımayacak. Ne de olsa bir nehirde iki kere yıkanmamak gibi bir kaderi var insanın.

 

YAŞAMAK GÜZEL ŞEY BE KARDEŞİM!

Dünya nimetleri ebedi cennet hayatının bir fragmanı gibidir. İnsanın dünyada tattıkları güzellikler mutlak güzelliğin çok ufak bir parçasıdır sadece. Bu yüzden Allah Kur´an´da bize cennet nimetlerini tanıtırken dünyada benzerini gördüklerimizi örnek verir. Ahireti kazanmanın özü dünyadaki yaşama sevincimizdir. İnanan insan dünyayı kavrar, fakat asla ondan kaçmaz. Dünyası olmayanın ukbası da olmaz. Bir yıl daha yaşamış olmak muhasebe gerektiren bir durum olmakla birlikte gelecek yeni bir yıl ihmal ettiğimiz ödevlerimizi tamamlama noktasında bir fırsattır. Gelen yeni bir yıla insan niçin sevinir? Geçmiş yılların söküklerini dikmek için elbette. Dünyayı sevmek başkadır, dünyaya kanmak başka. Yeryüzünde dünyayı ve de yaşamayı en çok seven insanlar müminlerdir. Çünkü mümin insan yaşamayı o kadar çok sever ki dünya ile yetinmez daha ilerisini -yani ebedi mutluluk mekânını- ister. İnsan nefsini yönetebildiği takdirde nefsi onu sonsuz lezzetler yurduna taşır. Şayet insan nefsinin yönetimine girmişse ve onun elinde oyuncak haline gelmişse hangi dehlizlerde kaybolacağı belli olmaz.

YILBAŞINDA NE YAPTIM?

Yılbaşı için insan ne yapar ki? Ben böyle şeylere uyum sağlayabilen bir adam değilim. Bir şeyin başı ortası ve sonu kişinin kendi hayat serüvenine bağlı olarak şekillenir. Bu anlamda herkesin hayatına milat olarak seçtiği birtakım olaylar ve de gelişmeler vardır. Sigaraya son verir, hayatını bir sisteme oturtur, çalışma düzenini değiştirir, yeme içme alışkanlıklarını yeniden düzenler vb. Yılbaşı yaşını belli etmeyen insanlar için parmak uçlarına basarak, sessizce gelip gider. Bu sinsi bir trafiktir. Mübarek kılınmış olanlar hariç hiçbir günün bir diğerinden bir farkı yoktur aslında. Bir günü anlamlı hale getiren onu yaşama biçimimizdir. Ülkemizde muhafazakâr çevreler yılbaşına özel muamele karşısında olağanüstü bir hassasiyet gösterirler. Sanırsınız günlük yaşamın her tarafı baştan sona geleneksel değerlerimizle donatılmış da bir tek yılbaşı kutlamaları bunun dışında kalmış. Hâlbuki bu kutlamalar mevcut Batılılaşma serüvenimizin bir parçasından ibarettir. Değerlerimiz kolektif bir yaşam coşkusuna dönüşmediği sürece bu yılbaşı kısır döngüsü böyle devam edip gidecektir. Yılbaşı gecesi ne bu geceye karşı ?üzerime gelme? dercesine özel bir vaziyet aldım ne de mutat bir akşamı yaşama biçimimi değiştirdim.