Bir medeniyet yürüyüşü: Hicret

ŞAKİR TARIM- 11.09.2018

Bir medeniyet yürüyüşü: Hicret

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM;

İSLAM tarihinin en önemli olaylarından biri olan ?hicret?in hayatımıza ne ölçüde girdiği konusunu hiç düşündük mü? Hicret, en çok ihtiyacını duyduğumuz ilahi mesajın insanlığa ulaşması için yapmamız gereken fedakârlığın derecesini öğretiyor. İnsanlığın baskı, zulüm, işkence ortamında yaşayamayacağını da! Zulmü yeryüzünden silmek her Müslüman´ın görevi. Hicret muazzam ve mükemmel bir ?medeniyet tasavvuru? koyuyor önümüze.

?Medine? kelimesi ?şehir? anlamında! Bu kelimeden türemiş ?medeniyet? ise ?şehircilik? demek. İnsanlığın ?âdil düzen? ortamı, huzur ve barış ikliminde bir arada yaşaması. İdeal insan hayatının nasıl olması gerektiğini öğreniyoruz hicretten. Toplumsal barışın nasıl sağlanacağını da.

?Evet, o zorlukla beraber bir kolaylık vardır? (İnşirah, 6). Çile ve sıkıntıları göğüslemeden nimete ulaşılamıyor. Külfet ve nimet bir arada! Medine´ye ulaşmak için Mekke´nin sıkıntılarına direnmek ve sabretmek gerekiyor. Çünkü her oluş bir ?çile? sonucudur.

 

Hicret, Efendimizin (S.A.V.) şahsında, yaşanmaya değer ideal İslami hayata kavuşma yöntemlerini gösteriyor insanlığa. Zorluk ve baskının şiddeti hangi noktaya ulaşırsa ulaşsın, cevherimiz özelliğindeki ?inancımız?dan kesinlikle vazgeçemeyiz. Efendimiz (sav) ve sahabesinin kararlı duruşunda olduğu gibi. Çünkü dünya ve âhiret saadetimiz o kadim değerleri hayat tarzı haline getirmemize bağlı.

Efendimiz (S.A.V.) zulümden çıkış yolları aradı. Tebliği, sahabesini üniversite özelliği taşıyan Dar´ulErkam´da yetiştirme çalışması, Habeşistan´a hicret, Akabe biatları hep bu arayışın ürünü.

ÜZÜLME! ALLAH BİZİMLE

YÜCE Resul (S.A.V.) Medine´den hac vesilesiyle gelenlerle gizlice buluşuyor Akabe Tepesi´nde. Medine´ye ?tohum? olsunlar diye. Dar´ulErkam´da yetişmiş bir ?genç? olan Mus´ab Bin Umeyr´i (R.A.), İslam´ı öğretmesi için gönderiyor Medine´ye. İslam´ı temsil edecek bir ?merkez? olarak hazırlanıyor Medine.

İdeal hayat tarzına ulaşabilmek için sağlam bir iman, sadık bir dava adamlığı ve fedakârlıktan kaçınmayan yüksek bir ruh sahibi olmak şart. Allah´ın yardımı bu özellikteki kişilerle! Yolun önündeki engelleri aşmak için ?tedbir? gerekli. Hz. Ebubekir´in (R.A.) yolculuk için ?iki deve? hazırlaması; düşmanı şaşırtmak için; önce Medine´nin ters istikametindeki Sevr Mağarası´na sığınmaları bu ?tedbirler?in gereği.

 

Sebeplere sarılırsak, yardım Allah´tan. Rabbimiz o ?iki dost?u korumak için sebepler yaratıyor. Mağaranın girişine örümcek ağ örüyor; güvercin yumurtluyor. Mağaraya yaklaşan müşriklerin sesinden Hz. Ebubekir (R.A.) tedirgin. Efendimiz (S.A.V.) Ebubekir´i (R.A.) teselli ediyor: ?Üzülme! Allah bizimle beraberdir? (Tevbe, 40). Allah kendi yolunda olanlara yolda bırakmaz.

Allah Resulü (S.A.V.) Medine´ye ulaşınca ilk işi; Mekke´den hicret eden Muhacirlerle, Medine´de onlara yardım eden Ensar arasında ?kardeşlik? oluşturmak oldu.  Onlar ?kardeşlik?in ideal örneğini yaşadılar. Ensar, Muhacirlere çorbalarına, ekmeklerine, gönüllerine, mallarına ortak etti. Muhacirler de edebi, iffeti bırakmadı.

Medine´de 3 Yahudi kabile, bir miktar da Hıristiyan yaşıyordu. Efendimiz (S.A.V.) hem Medine´de iç barışı sağlamak; hem de ?şehri birlikte savunmak? için onlarla ?Medine Sözleşmesi?ni yaptı.

HİCRET DEVAM EDİYOR

HİCRET, yalnız Efendimizle (S.A.V.) sahabesinin yaşayıp bittiği bir olay değildir. Şirkten Tevhid´e, kötülüklerden iyiliklere, haramlardan helâllere yönelmektir. İyiyi, doğruyu, güzeli, faydalıyı, adil olanı hayata hâkim kılma çabasıdır.

Bugün ülkemizde ifsadı bitirmek, ıslahı sağlamak için imkânsızlıklar, zorluklar içinde ?ısrarla? cihadını sürdüren bir kuruluşumuz var: Anadolu Gençlik Derneği. Genel Başkanı Salih Turhan hicreti; ?kaçış değil, bir diriliş; ifsada karşı ıslah çalışması? olarak değerlendiriyor: ?Canımız Allah´a; Allah´ın dini de insana emanet. Hicret; Kur´an´ı, Kâbe´yi, Sünnet-i Seniyye´yi hayatın merkezine almaktır.?

Anadolu Gençlik kadroları dünyalıklardan geçerek, ?Fani bedene kefen gerektir? anlayışını benimsemişler. AGD Niğde eski Başkanı İlhami Altıparmak bir konuşmasında anlatmıştı: ?Hafızlık icazeti törenlerinde hocaları öğrencilerine, ?Evladım! Âlim oldun; âlim kal!´ derlerdi. Biz de kitap ve sünnetten beslenen Milli Görüşçü kalmaya kararlıyız.?

AGD Sivas Başkanı AbdülmetinSüslüoğlu hatırasını paylaştı: ?Divriği´deki görevime gidince AGD´yi kurduk. 4 kişiydik; 5 olamıyorduk. Lisede okuyan, evlerinde İslam´ın yaşanmadığı bir ailenin kızı organizesini yaptığımız Siyer-i Nebi yarışmasına katıldı. Yarışma yapılacak kitaptan etkilenerek günlerce tefekküre dalmış. Ailesi ergenlik problemi yaşadığını sanmış. Bir gün tesettürüyle gelmiş eve: ?Bugüne kadar İslam´ı tanımadan yaşamışız. Bundan böyle İslam´ı yaşayacağım´ demiş ailesine. Bir süre sonra annesi namaza; babası da cumaya başlamış.?

 

Batıldan Hakk´a hicrete ne güzel bir örnek!