Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Bir başka açıdan 15 Temmuz?

Mehmet Ali Tekin´in ´Konu ile ilgili´ analizi...

Bir başka açıdan 15 Temmuz?

Bu gelenek ilk ciddi sınavını 15 Temmuz´da verdi. Tank, top, uçak, helikopter ve zırhlı araçlara yumruklarıyla karşı çıktı. Köprüleri, havaalanlarını, kışlaları işgal etmiş Amerikan uşağı Fethullahçılara kahramanca karşı koydu. Kurşunlara karşı göğsünü siper etti. Tank namlusunun üzerine çıplak elle çıkıp o tankı teslim aldı.

15 Temmuz için çok şeyler söyleyebiliriz.
15 Temmuz 2016, Türkiye ve Dünya Müslümanları için dönüm noktası sayılacak günlerden birisidir diyebiliriz.
Türkiye´de halk, ilk defa askeri bir darbeye karşı sokağa döküldü.
Amerika´nın çocukları ilk defa başarılı olamadı?

Türkiye´de ve dünyanın birçok yerindeki askeri darbelerin arkasında ABD´nin olduğu biliniyordu.

12 Eylül darbesini 1970´li yıllarda CIA´nin Türkiye Şefi olan Paul Henze, ABD Başkanı Jimmy Carter´a ?Bizim çocuklar başardı? diye haber vermişti.
Gençlerimiz için sıralayalım?

1960, 1970, 1980 askeri darbeleri ve son olarak 28 Şubat 1997 Post Modern Askeri Darbelerinin arkasında hep ABD vardı. Her darbeden sonra Türkiye´nin ekonomik ve sosyal durumu en az 20-30 yıl geriye gitti. Türkiye halkı neden bu darbelere karşı çıkmadı da, 15 Temmuz´da sokağa çıktı?

Bu sorunun cevabını bulmak için düşünelim?

Yüzbinlerin desteklediği ve 1950, 1954 ve 1957 seçimlerinde halkın oylarıyla iktidara gelen Adnan Menderes´i deviren askeri darbeye halk neden karşı çıkamadı?

Demokrat Partinin devamı olan ve Çoban Sülü olarak nam yapan, Isparta´nın İslam Köyü´nden Süleyman Demirel´in Adalet Partisi´ne askerler tarafından muhtıra verildiğinde, seçilmiş hükümeti iktidardan indirip yerine CHP´li Nihat Erim´i getiren zihniyete halk neden karşı çıkmadı?
NATO´nun organize ettiği ve hemen hemen tüm NATO ülkelerinde açığa çıkarılan Gladio yapılanması, Türkiye´de neden açığa çıkarılamadı?

Gladio marifetiyle her gün 20-30 gencimizin birbirini öldürdüğü kaos ortamını oluşturup 12 Eylül Askeri darbesine zemin hazırlayan yine ABD değil miydi?

ABD, 12 Eylül askeri cuntacıları eliyle Diyarbakır, Van ve Erzurum cezaevlerinde topladığı anarşistleri yola getirmek için bir dizi eğitim(?) programını devreye soktu. Özellikle Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi´nde Kürt vatandaşlarımıza akıl almaz işkenceler uygulandı. Cezaevine ziyarete gelenler akla hayale gelmeyen uygulamalarla (işkencelerle) canlarından bezdirildi.

Cezaevindeki kadınlara ve erkeklere hafsalanızın alamayacağı işkenceler yapıldı.
İşkencelerin şiddetinden insanlar ölüyordu.

Altan Tan´ın Babası Bedii Tan bunlardan sadece biriydi?
1982 yılının Temmuz ayı Ramazan´a denk geliyordu.

Oruç tutmak serbest dediler. Fakat sahura kalkmak yok, iftar ise saat 20:00´den sonra.

Bu, aslında ?Oruç tutma, istemiyoruz´ mesajıydı.

Benim ortağım ve muhasebecim Bedii Tan Bey oruç tuttu. Bu arada havalandırmada, betonda, üstümüz çıplak halde, dünyanın idmanını yaptırıyorlardı. Bedii Tan´ın oruç tuttuğunu farkettiler. Ne yaptılar biliyor musun?

Kanalizasyon kapağını kaldırdılar, avuçla pislik yedirdiler.

Bedii Tan ishal oldu. Çok hastalandı. Hâlâ hatırlarım. Koğuş kapısının önünde, buz kalıbı gibi ?pat` diye betonun üstüne düştü. Yerde yatıyordu. Bir er ve bir çavuş gardiyan geldi, koğuşa girdiler. Yerde yatan Bedii Bey´in karnına bastılar. Bağırsakları ve böbreği patladı Bedii Bey´in. Elli yaşındaki Bedii Tan oracıkta can verdi.

5 Noluda işkence gören kadınlardan birisi anlatıyor:
?? Ellerimi bağladılar, falakaya yatırdılar. Zaten gözlerim bağlı, tekmeler tokatlar üstüste geliyor? Öyle bir hareket yapıyorlardı ki ?Soyun.? dediler, ben soyunmayı kabul etmediğim için ?Biz seni soyarız.? dediler. Birisi bir elimden tuttu, diğeri öbür elimden. Biri bir ayağımdan tuttu, başkası öbür ayağımdan. Dört kişi dört yöne çekiyor. Bir insan dört yönden çekilirse? Ve ?Soyunacak mısın?? diye bana şey dayatıyor. ?Soyunacak mısın, soyunmayı kabul ediyor musun?? O acılar içinde ben ne diyebilirim? Konuşmaya, cevap vermeye artık dermanım, takatim kalmamış.?

Bu işkencelerin yapılış maksadı daha sonraki yıllarda anlaşılacaktı?
1983-84 yıllarında Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi´nden tahliyeler başladı?

Tahliye olanların çoğu dağa çıkıp PKK´ya katılıyordu.
Böylece ABD´nin yeni bir planı daha başarıya ulaşıyordu.

Türkiye´nin 40-50 yılını heba edecek bir baş belası devreye alındı. 12 Eylül´ün gayrimeşru çocuğu PKK bu şekilde palazlanıp büyütülmüş,Türkiye´yi bölmek için elinden geleni yapıyordu.

PKK´dan istediğini alamayan ABD, hazırladığı piyonlardan Gülen´i devreye soktu.

1970´li yıllarda devreye alınan ve devlet içerisinde gizli gizli güçlendirilen Gülen´in gerçek yüzünü; Tevhid Dergisi´nin 1992 Mayıs sayısında 4 sayfa olarak ve Selam Gazetesi´nin 31 Ağustos 1997 gününden başlayan 10 günlük ?Din ve Devlet Arasında Fethullah Gülen´ başlıklı yazı dizisinde şöyle sergilemiştik:

?Kitleleri Amerikancı İslam´ın hurafelerle örülü atmosferi içinde laik kurumlarla uzlaştırmak; devleti, orduyu, ulusçuluğu, tarihselciliği ve gelenekleri kutsar hâle getirmek; hayatlarına Kitap ve Sünnet´in değil, mistik hezeyanların, rüyaların ve metafizik îmaların yön verdiği ufunetli ve ağlamaklı bir topluluk hâline getirmek için??

Laik Kemalist sistemin Müslümanlara göz açtırmadığı ve her türlü aşağılamayı lâyık gördüğü yıllardı. Müslümanlar Beyazıt Camii´nde Cuma namazından sonra on binlerce kişinin katıldığı Başörtüsü eylemleriyle sisteme kafa tutmaya çabalıyordu. ?Müslümanları sokağa dökenler provokatördür´ diye aşağılayarak; ?başörtüsü teferruattır´ diye emperyalizmin ve onların uşağı laik sistemin işine yarayan bir beyanat vererek Müslümanların hak arama eylemlerini kötülüyor ve ?Gösterilere katılmayın? diyordu.

Oysaki Müslümanlar Beyazıt Meydanı´na çıkarken Peygamber ve Ashabını (arkadaşlarını) örnek alıyordu. Hz Erkam´ın evinde toplanıp Müslümanlara dinlerini anlatan Peygamber Efendimiz (s.a.v.)´i öldürmeye gelen Hz Ömer, 40. Müslüman oluyordu.

Hz Ömer´in Peygamber Efendimize, ?Ya Rasülullah neden böyle gizli gizli ibadet ediyoruz. Çıkalım Kâbe´de açıkça ibadet edelim? teklifine icabet edilir ve Hz Erkam´ın evinden dışarı çıkarlar. Kol kola girip ?Allah-ü Ekber, Allah-ü Ekber? diye tekbirler getirerek Mekke sokaklarını katedip Kâbe´ye varırlar ve orada ilk kez açıktan bir şekilde namaz kılarlar?

Kahrolsun laik diktatörlük!
Başörtüsü namustur!
Başörtüsüne uzanan eller kırılsın!

Beyazıt Meydanı´ndan haykırılan bu sloganlar, Ankara, Konya, Kayseri, Erzurum, Diyarbakır, Sivas ve bütün Türkiye´ye dalga dalga yayıldı?

Bu gelenek ilk ciddi sınavını 15 Temmuz´da verdi?

Tank, top, uçak, helikopter ve zırhlı araçlara yumruklarıyla karşı çıktı. Köprüleri, havaalanlarını, kışlaları işgal etmiş Amerikan uşağı Fethullahçılara kahramanca karşı koydu.

Kurşunlara karşı göğsünü siper etti. Tank namlusunun üzerine çıplak elle çıkıp o tankı teslim aldı.

On binler?
Dalgalar hâlinde Boğaziçi Köprüsü´nde?
İstanbul Emniyet Müdürlüğü´nde?
Büyükşehir Belediye Binasında?
İstanbul Atatürk Havaalanında?
Türkiye´nin hemen hemen tüm şehirlerinde, tüm meydanlarında?

ABD Emperyalizmine ve uşağı hainlere gereken dersi verip tarih yazdı!?



Anahtar Kelimeler: başka açıdan Temmuz

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER