Tarih: 24.09.2019 11:06

BİN SENELİK SÖZDEN NASİPSİZLER VAR

Facebook Twitter Linked-in

AKP ideolojik aparatının sahip olduğu önemli bir payanda dini değerlerdir. Son dönemde buna milliyetçilik aşısı da vurulunca 70’lerin kabus MC’sini dejavu olarak karşımızda gördük. Burada neredeyse sistemin ana aksını besleyen hemen hemen hiçbir ilave başat değer sistemini göremezsiniz, görseniz de bunlar sadece ana aparatın kullanışlı birer parçası olarak işe yarar.

Neo Liberal ve son derece katı bir kapitalizmin tüm seçenekleri 17 sene boyunca denenmiştir. Şehirler AVM’lerin soğuk ticaretine, binalar sakinlerinin birbirinin ölüsünden bile haberi olmayacak kadar yükselmiş irtifasına tabidir. Kapitalizmin özellikle tekelciliğe yakınsayan şekilde az sayıda firmayı dünya kamu ihale rekorunu kazandıran versiyonu da sisteme dahildir.

Devlet kapitalizminden de örnekler sunarak tabloyu tamamlayan bu yapı, ideolojik planda ise belirttiğimiz üzere sınırlı bir kaynağın suyunu içmektedir.

Ancak hayatın diyalektiği tam da burada su yüzüne çıkar. Düşündüğünüz gibi yaşamazsanız, yaşadığınız gibi olursunuz. AKP için de olan bundan farklı değil. Kapitalizmin tüm gerekleri sonuna kadar hayata geçirilir ama tüm bunlar uhrevi bir sosa bulanıp önümüze konur.

Gazeteler, televizyonlar kuruldu bu ideolojik tahakkümü pekiştirmek için. Medyalar neredeyse tamamen iktidar sesine tabi oldu. Üniversitelerin rektörlerini Cumhurbaşkanı belirler hale geldi. Seçimlerin değeri kalmadı. Buna bir de sistemin parasallaşmasının doğal sonucu haline gelen özel üniversiteler eklendi.

Üsküdar Üniversitesi rektörünün Neslican’ın ardından kurduğu “seküler dünyanın dünyasallaşması” rektörü olduğu üniversitenin 35 bin TL’den başlayan fiyatlarla verdiği eğitimin kapitalist bir metaya dönüştüğü gerçeği ile beraber anlatılsa belki makul olabilirdi.

Örneğin ben de seküler dünyanın dünyasallaşmasının kurbanıyım. Şu yaşa geldim ama gelir eşitsizliğinde dünya şampiyonu bir ülkede en ucuzu 1 asgari ücretlinin 1,5 yıllık gelirine karşılık gelen ücretle üniversite eğitimi vermenin acısını çekiyor, derdini yaşıyorum.

Bunların hiçbirini görmüyoruz; üniversitesini ve hastanesinin yanında iktidar kanallarında bolca baş göstermesiyle de tanınan profesör, psikiyatristin sözlerinde.

Reklam

Kimse Nevzat Tarhan’ın sözlerindeki samimiyetin iktidarın ideolojik aparatı ile olan yakınlığı teşhis etmememizi beklemesin.

Tarhan’ın twitlerini geriye doğru taradığınızda aslında ölüme yönelik tevekkül duygusunu ifade ettiğini görebilirsiniz. Neslican’ın arkasından konuşurken; tam da budur yapılan, ölenin arkasından konuşmak…İlk kez mi oldu bu ülkede. Tabii ki hayır. Ölenin, ölenin annesinin, ölen annenin ardından konuşulmadı mı? Ölen anne mezardan kovulmadı mı?

Neyle itham etti onu:
Seküler olmakla.
Seküler olduğu için hastalıkla savaşmakla
Hastalığı ve olası neticesi ölümü düşman görmekle.
Kesbsiz ta o kadar cehl olmaz demiştim kendisine.
(Merak eden kesbin manasını öğrensin.)

Akıl vermek için ‘Neslican bir ölsün’ diye bekleyen Nevzat Hoca, Mevlana’nın dizelerinden habersiz belli ki. Ama illa ki laikliğe sekülerliğe kapak takılacak. İlla ki ideolojik aparata stepne olacak.

Ne diyor Mevlana :
Ölüm sonsuzlukla evliliğimiz diyor. Vuslat diyor.
Ne zaman diyor.
Bin sene önce.

Günaydın diyoruz, beyefendiye. Ölümün vuslat olduğunu sonsuzlukla evlilik olduğunu anlamak için profesör olmaya gerek yoktu. Ortalama insan olsa yeterdi.

Verem Savaş Derneğini kuran münafıklara, sıtmayla savaşanlara da iki laf etseydiniz de çapınızı zamanında görseydik, derler adama…

Nereden baksan tutarsızlık ama bu ilk mi son mu..? Elbette değil

Kız voleybol takımı şampiyon olur da TRT 1. Kanalında yer bulur endişesi ile final maçını 3. kanala postalayan ideolojik aparatın ne ölüme ne ölene ne de değere hürmeti var. Hiç de olmayacak.
Burada vaka ümitsiz.

Çünkü kapitalizme satılmış ruhların bize kutsiyet pazarlamasından daha berbat bir karma olamazdı. Ve olan tam da bu.

17 senedir devam eden bu temaşa şimdi yanına aldığı ortağı ile soğuk savaş günlerini dejavu ettiriyor. Konuşmak bedava, gerçek ise karaborsa.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —