Yılın üçüncü çeyreğine ait büyüme rakamı, beklentilerin üstünde geldi. Tam yüzde 6,7...
"Demek ki Berat Albayrak haklıymış" diyenler var.
Albayrak'a yakınlığı ile bilinen Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, onlardan biri.
Güngör büyümeyi, Albayrak'ın kamu bankalarından kredi musluklarını açmasına bağladı.
Aslına bakarsanız, yeni Hazine ve Maliye Bakanı Lütfü Elvan'ın Twitter'dan paylaştığı büyüme yorumuyla da örtüşüyor.
Elvan, sürpriz büyümeyi iç tüketimdeki artışla açıkladı.
Kredi pompalayarak, borç parayla tüketimi şişirmeye dayalı büyüme hesabı tutmuş.
Sadece Dilek Güngör'ü değil, Berat Albayrak'ın geleceğe dair iddiasını da doğruluyor bu.
Albayrak, Instagram istifasında müjdeyi vermemiş miydi? Ekonomide ektiği tohumların, ilerde koca çınarlara dönüşeceğini söylememiş miydi?
Dolayısıyla, Albayrak ayrıldıktan sonra onun ektiği tohumların meyvesini mi toplamış oluyoruz?
Yani o üç ayda, kredi olarak dağıtılan yaklaşık 160 milyar liranın semeresi...
Çokça eleştirildi, ekonomideki kötüleşmelerden bizzat sorumlu tutuldu. Ama aslında başarılıydı da Albayrak'ın hakkı mı yendi, günahı mı alındı bu durumda?
Böyle düşünebilirdik. Tabii şu ikisi bozmasaydı.
Bir: Albayrak'ın gidişine sevinenler oldu.
"Gideceğinin duyulması bile doların ateşini düşürdü, borsayı yükseltti, Türkiye'nin risk puanını aşağı çekti" diye arkasından teneke çaldılar.
Fakat Cumhurbaşkanı Erdoğan da ekonomi yönetimindeki değişikliğin hemen olumlu sonuçlar verdiğine katıldı. Doları düşürdüğünü, borsayı yükselttiğini, risk puanımızı aşağı çektiğini o da anlattı. Bu işaretlerin, doğru yolda olduğumuzu gösterdiğini ısrarla vurguladı.
Demek ki daha önce doğru yolda değilmişiz. Ekonomi yönetimindeki değişimle yanlıştan dönmüşüz.
İki: Albayrak, istifasından 40 gün kadar önce yeni ekonomi programını açıklamıştı.
Bu yıl için öngördüğü büyüme hedefi ise binde 3'tü.
Daha evvel IMF ile girdiği iddiayı revize etmişti böylece.
IMF, bu sene yüzde 5 küçülme, Albayraksa yüzde 5'lerde bir büyüme yaşayacağımızı tahmin ediyordu.
Ama eylül sonunda açıkladığı yeni programla bu iddiasından vazgeçmiş, havlu atmıştı.
Artık, binde 3 büyümenin bile mevcut şartlarda Türkiye için bir başarı olacağını anlatmaya başlamıştı.
Salgını fırsata çeviremeyeceğimiz, bütün dünya çökerken bizim şahlanamayacağımız anlaşılmıştı. İlk ağızdan da itiraf edilmişti.
TÜİK'in üstün gayretleri bile IMF'yle girilen iddiayı kazanmaya yetmemişti.
Albayrak için kolay bir itiraf olmadığı ortada.
Ektiği tohumlar sayesinde, Türkiye'nin yılı yüzde bir civarında bir büyüme ile kapatacağını öngörse...İki hafta daha dayanıp o meyveleri kendisi toplamaz mıydı? Büyüme tahminini binde üçe kadar düşürür müydü?
Albayrak'a bile inandırıcı gelmeyecek bir büyüme rakamı elde etmişiz. Hem de halkın boğazına kadar battığı kredi borçlarıyla.
Yediğimiz tatlı meyvelerin acısı sonradan çıkacak demektir.
Dolduruşa, galeyana kim getirdi?
Kılıçdaroğlu’nu hain ve terörist, CHP’yi de PKK gibi gösterip kim hedefleştirdi?
Çubuk’taki linç girişiminin sanıkları, milli duygularının galeyana getirildiğini söylediler. Kimin galeyanına geldiklerini ise söylemediler.
Kılıçdaroğlu’nun sığındığı evi onun için yakmaya çağırmışlar. İçerde PKK var zannetmişler.
Ama kendilerini kışkırtan provokatörün kim olduğundan, kimin içerde PKK var sandırdığından bahsetmediler. Saldırı sonrasında kimler tarafından sırtlarının sıvazlandığından da...
Halkın bir bölümünü diğerine karşı kin ve düşmanlığa tahrik, kanunlarımıza göre suç.
Suçu ve suçluyu övmek, kahramanlaştırmak, teşvik edip korumak da suç.
Sanıkları provoke eden kimse, o gün ateşle oynadı. Şakası yok. Hafife alınacak, önemsizleştirilecek, geçiştirilecek gibi değil.
Anlatılanlara bakınca, Madımak Katliamı gibi korkunç bir facianın eşiğinden kıl payı dönüldüğü çıkıyor.
Mahkemede, bu kısmının sorulduğuna, sorgulandığına dair bir detay da göremedim haberlerde.
Cezasız kalırsa tekrarını ne caydıracak, nasıl önlenecek?
Herhalde verilmiş sadakamız olduğuna güveniliyor.
Komşusunu tartaklayan şarkıcı Halil Sezai, bir buçuk ayda tutuklu yargılanıp cezası kesilmişti.
Ana muhalefet liderine linç girişiminin 36 sanığı ise tutuksuz yargılanıyor. 20 ay sonra ilk kez duruşmaya çıktılar. O da 1 Mart’a ertelendi.
Hukuk ve ekonomi reformu çok gecikmez inşallah! Başka ne denir, bilemedim.