'BENİM SARIKLI KARDEŞİME METRODA BAYRAK GÖSTERDİLER'

Veysi DÜNDAR'IN ANALİZİ...

29 Ekim gününde İstanbul metrosunda çekilen bir görüntüyü milyonlarca kez izledi Türkiye.
Sarığı ile mütedeyyin bir duruşu fazlasıyla temsil eden bir beyefendi, metroda şamatalı biçimde bayram kutlayanların arasında sukunetle durmaktaydı.

Görüntünün yorumlanmasında bir miktar taciz dozu tespit edildi.
Sarıklı şahsın haklarına halel geldiği ifade edildi.
Bir kesimin özellikle şahsa nazire yapar gibi Atatürk posteri bayrak vs kaldırılmasına itirazı vardı.

Sağdan ve soldan müştereken yapılan eleştirilerin ortak paydası karşı tarafın hatalı olduğu yönünde idi.
Hatta bu görüntünün üzerinden efkardan 1 paket sigara bitirdiğini yazanlar oldu.

Soldan yazanlar ise yapılanı bir provokasyon olarak tanımladı.
Nitekim hemen karşı cenahtan bir çıkış gördük.
Bu defa selfie kamerası ile metro treni boyunca mukabele yapan bir dindar görüntüsü ile karşılaştık.

Peki işin doğrusu neydi? Malum Gezi sırasında Kabataş’ta türbanlı bacıya tüküren deri ceketliler gündeme gelmişti. Geziden bu yana 300 küsür Cuma geçti ama hala bu deri ceketli tacizciler meydana çıkmadı.

Bu defa durum farklı. Deri ceketli değil sıradan elbiseli teyzeler amcalar sarıklı kardeşimizi sözde “taciz” ediyor. Konu bu şekilde. 

Kameraya yansıyan görüntüde hiç de kutlama yapmadığı belli olan bir şahsın çekim açısına hem dindar vatandaş hem de kutlamacılar girmekte. Dindar vatandaş ayakta kalmış ve aslında trenin ortasında. Kutlamanın göbeğinde. İstese yer değiştirip bu tatavadan uzak durabilir mi? Görüntüye göre bu gayet mümkün.
“Oynat Uğurcum” denildiğinde bu sarıklı vatandaşın kutlama bölgesindeki yerini ne pahasına olursa olsun terk etmediğini görüyoruz.

O zaman tersten okuyacak olursak kutlama yapanların arasında durarak bir nevi aykırı poz verme kaygısı da sezilmiyor değil. Kutlama yapmam ama kutlama bölgesini terk etmem tavrı. Terk edilecek yer de alt tarafı Metro’nun orta yerinde bir sırtlık alan.

Reklam

Toparlamak gerekirse mütedeyyin kardeşimiz de en az kutlama yapanlar kadar kararlı. İştirak etmediği bir kutlamanın alanında kalmak tam olarak ne manaya gelir diye sorulacak olsa bu kişiye bize ne yanıt verirdi bilinmez.

Belki uzun uzun kamusal bir yer olan metronun bu tür nümayişlere uygun olmadığını göstermek istediğini anlatacak. Belki sadece ‘haberim yok ne kutlaması?’ diyecek. Bu iki ucu arasında pek de alternatif yok.
Sonuç olarak zamanında seçim kutlamalarında gördüğümüz pompalı tüfekler falan değil zaten bayraklar resimler kullanılmış. Kimsenin yaralanma riski falan yok. Bayrağa Atatürk resmine değil de aslında bunları biraz da nazire yaparcasına sallandırmaya itiraz ediyor bu konuda kalem oynatanlar.

Bu itirazların gerçekten haklı olması için fiziki temasın ve bireysel alana tecavüzün olması gerekirdi. Burada böyle bir durum yok. Sarıklı kardeşimiz istese rahatlıkla uzaklaşabilirdi. Ancak bunu istemedi. İstemek zorunda değildi. Ama beklenen bu gürültüyle arasına mesafe koymasıydı. Bunun yerine kendine gürültünün tam ortasında bir konumu uygun gördü.

Bir an dindar beyefendiyi Seyrantepe metrosunda üzerinde sarı lacivert formalı bir delikanlı ile ikame edin. Hatta bırakın formayı sarı-kırmızı giymeyen bir vatandaş olarak hayal edin. Sizce bu vatandaş deli gibi tepinen Cimbomluların arasında tek başına tepkisiz durur mu? Pek akılcı bir davranış olmaz. Sataşma mukadder hale gelir.

Cumhuriyeti kutlamak futbol maçına giden fanatiklerin yaptıklarına göre gayet makul bir davranıştır. Yine de katılmadığınız kutlamanın ortasında aykırı olmaya çalışmak şık görünmemektedir.

Cumhuriyet sadece onu metroda da olsa kutlamaya çalışanların değil herkesin Cumhuriyetidir.
Cumhuriyeti kutlamak için 10.Yıl Marşı bayrak poster ise şart değildir.
Cumhuriyet; İhsan Eliaçık’ın deyimiyle kimsesizlerin kimsesi olmak için vardı ve var olacaktır.*
Cumhuriyeti kutladığı içinse hiç kimsenin utanmasına gerek yoktur.
Asıl utanacak olan bu kutlamanın altında komplo arayanlar olmalıdır.

*[Burda ‘şirke giriyorsunuz’ diyenler çıkacaktır ama meramımı anlamak istemeyenlerin itirazıdır bu. Zira bunu siyasetçiler kullandığında itiraz edenler çıkmıyordu.]