Evsli Muaz ile Hazreçli Kebşe çiftinin çocukları olarak 590 yılında Medine’de doğmuşum. Cahiliyenin, kabile
taassubunun çıkmaz sokaklarına mahkûm olmuş bir coğrafyanın çocuğu olarak büyüdüm. Gün geldi kabilemin
reisi oldum. Savaştık, öldük, öldürdük. Ama çıkmaz sokaktı yaşadıklarımız. Allah resulünün Medine’ye eğitim ve davet faaliyetlerini yapmak için gönderdiği Musab ile tanışana kadar bu böyle devam etti.
Müslüman olunca dünyam değişti. Hayata bakış açım farklılaştı. Farklı kabilelerden olsak da kardeş olabileceğimiz insanların varlığını fark ettim. Müslüman olduğumda otuz bir yaşındaydım. Koca bir ömrü boş
yere geçirmiş gibi hissediyordum.
İslam’ı seçtikten sonra geride bıraktığım otuz bir yılın telafisini yapmak niyetiyle büyük gayretler ortaya koyuyordum. Allah ve Resulü’nün sevgisi, adeta tüm hücrelerimde faal bir hal almıştı. Bu saatten sonra
zamanım da malım da makamım da Allah ve Resulü’nün yolunda hizmete amade oldu.