Tarih: 04.11.2021 12:23

Ben Kemal; Geliyorum

Facebook Twitter Linked-in

Tezkerede iki ayrı kulvarda yarışan ortaklar, bu defa aynı noktada buluştu:

Milliyetçilik.

Hani bir ara iktidarın küçük görünümlü büyük ortağı ile büyük görünümlü küçük ortağını karşı karşıya getiren milliyetçilik.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Siirt ziyaretinde yaşanan ‘Kürdistan’ gündemiyle ilgili şunları söyledi:

“Bir HDP çalışanı, ziyaret ettiğimiz bir esnafa gelip ‘burası Kürdistan’ dedi. Birden, İçişleri Bakanı ve küçük ortak mensupları, şoke olmuş bir biçimde, feveran etmeye başladı.

Neymiş?

Nasıl olur da ‘burası Kürdistan’ dermiş.

Neye şaşırıyorsunuz kardeşim?

Söylesenize, neye şaşırıyorsunuz?

Bu kişi, bir HDP çalışanı. Biz aylardır ne söylüyoruz? ‘HDP, PKK ile arasına mesafe koymalıdır.’ diyoruz. ‘Kürdistan’ söylemi kimin? Terör örgütünün. Dolayısıyla, bu durumda bizim açımızdan, şaşırtıcı bir şey yok. Ama işin asıl acınası tarafı ne biliyor musunuz? Cumhur İttifakı mensupları, sırf bize sallayacaklar diye PKK’nın ajandasını, Türkiye’nin gündemine taşıdılar. Cuma’dan beri, Kürdistan aşağı, Kürdistan yukarı.”

‘Kürdistan’ın ne zaman, nasıl ortaya çıktığını, kimler tarafından kullanıldığı meselesine girecek değilim.

Merak edenler, yazarımız Deniz Elin Deniz hanımın konuya ilişkin makalesine bakabilirler.

(https://www.ocakmedya.com/sahi-kurdistan-nerede/)

Benim bu açıklamada dikkatimi çeken ‘HDP çalışanı’ ifadesi.

Ötekileştirici, ayrıştırıcı bir dil.

‘HDP çalışanı’ denince mesele çözülmüş mü oluyor?

HDP çalışanıysanız bir fikir beyan etme hakkınız olmayacak mı?

Hemen size gözaltı mı yapılacak?

Siz de gelişmeleri sessizce izleyeceksiniz.

Ne güzel siyaset.

HDP’ye oy veren 6 milyon seçmen var.

Acaba bunların kaçı ‘burası Kürdistan’ diyor.

‘Burası Kürdistan’ diyenler partinize oy verseler kabul etmeyecek misiniz?

Bu savrulmaların nedeni “HDP’yi istemem yan cebime koy” siyasetidir.

Yavaştan yavaştan ‘eve dönüşler’ başlamış da haberimiz yok.

Kim bilir belki de yeni dönem iktidarını AK Parti, MHP ve İYİ Parti ittifakı kurar.

İşte o zaman tam uçarız.

HDP’yi PKK’yla birlikte konumlandıran Akşener’e, HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar’ın cevabı da şöyle:

“HDP’yi bilmem nereye konumlandıranlara da hatırlatalım. HDP tam da halkın içine konumlanmıştır. Anlatacak hikayesi kalmayanlar, hemen eski düzenin ve bu düzenin en amansız temsilcisi olan bugünkü iktidarın güvenli gölgesine sığınıyorlar ama unutuyorlar bu gölgenin herhangi bir güven sağlayacak bir gücü kalmamıştır. Kim ki boş sözlerle HDP’ye saldırmak adına iktidarın diline ve politikalarına yanaşırsa aynı kaderi paylaşacaktır.”

Yeşilçam’ın efsane isimlerinden Cüneyt Arkın.

Oynadığı bir sinema filmindeki diyaloğu şöyle:

– Aloo!.. Ben Abbas

– Ben Kemal; Geliyorum

Filmin sonunda Abbaslar yolcu ediliyor.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Yozgat’taki “Kanaat Önderleri, Muhtarlar ve STK Temsilcileri Buluşması”nda şöyle dedi:

“Terörle mücadeleyi bunların dediği gibi yapmayacağız. Söz veriyorum söz, o Kandil denen yuvayı yerle yeksan etmezsem Kılıçdaroğlu demesinler.”

Cumhurbaşkan Erdoğan: “Kandil’i çökerteceğiz ve Kandil’i kandil olmaktan çıkaracağız. Onlar için karanlık olacak.”

Açıklamalardaki 7 farkı bulun!..

Şimdi Kılıçdaroğlu’na sormazlar mı o zaman tezkereye neden ‘hayır’ oyu verdiniz?

Allah’tan onların dediği gibi mücadele etmeyeceksiniz.

Çok rahatladık.

Her gün ayrı bir savrulma yaşıyoruz.

Bu açıklamalardan benim anladığım; iktidara kim gelirse gelsin tek değişim isimler olacak.

Oysa bizim iktidar değişikliğine değil iktidarıyla muhalefetiyle toplumuyla fikir değişikliğine ihtiyacımız var.

Rahmetli Cem Karaca ne güzel söylemiş:

Yol dediğin yol gibi

Ulaşmalı bir yere

Biz dön baba dönelim

Geliyoz aynı yere

Bu döngü kısır döngü

Başı var da sonu yok

Dönüyom dönemiyom

Sonunda bir cıgış yok

Amanieyynn




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —