Ben-i Saide Gölgeliği’ndeki anayasa taslağı

Mehmet Ali Verçin Analiz Etti...

Ben-i Saide Gölgeliği’ndeki anayasa taslağı

Miladi takvimle 8 Haziran günü Peygamber Efendimiz vefat edince Medine Ensar’ı, Peygamber Efendimizin yerine bir Emir seçmek için Ben-i Saide Gölgeliği denilen mevkide toplanırlar.

Bunu duyan Hz. Ömer ve Hz. Ebu Bekir’de oraya giderek toplantıya iştirak ederler.

Ensar, Hazrec kabilesinin reisi Sad b. Ubâde’yi emirliğe seçmek için toplanmıştı ancak Hz. Ömer’in üstün müzakere yeteneği sonucunda, topluluk, Sad b. Ubâde hariç ittifakla Hz. Ebubekir’i seçmişti.

Buraya kadar ve bu miktarda bilgi herkesçe malumdur. 

Toplantı devam ederken, Sahabe‘den biri ayağa kalkıp şu önerilerde bulunsaydı dünya tarihi acaba nasıl evirilirdi?

“Ey Mümin Kardeşlerim,

Peygamberimiz (SAV) vefat etti, Allah Rahmet eylesin. Anlaşıldığı kadarıyla yerine kimseyi tavsiye etmemiş ve yeni bir Emir’i nasıl seçeceğimizi de belirtmemiş.

Bu da gösteriyor ki Resulullah (SAV) başta Ensar ve Muhacirler olmak üzere ümmetin aklına ve ferasetine güvenmiş. Biz de onu mahcup etmemek için sükûnetle ve aklederek karar verelim.

Öncelikle, Emir seçmeden önce, ümmeti temsilen Emir seçecek olan bu HEYET’e katılmaya hakkı olan ve şu anda burada olmayan tüm şahısları tespit edelim, bilgilendirelim ve davet edelim. Seçime geçmeden önce de bu Heyet’in görev, yetki ve sorumluluklarını belirleyelim.  

Önerilerim,

1- Bu heyet, önümüzdeki üç yıl için aşağıda görev, yetki ve sorumlulukları belirlenmiş bir “Emir” seçsin. 

2- Seçerken çoğunluğun oyu yeterli olsun ve oybirliği şart olmasın. Bir Emir ömrü boyunca en çok üç defa seçilebilsin. Süresi dolan Emir tekrar seçilmeyebilir ve bu Heyet onun yerine başka birini Emir olarak seçebilsin. Emir vefat ederse vefat eden Emir’in yerine aynı esaslarla yeni bir Emir seçebilsin.

3- Emir kendisine üç yardımcı (vezir) seçsin. Biri ordunun işleri için, biri vergi, zekât ve ganimetler için ve üçüncüsü de yardım ve ganimetlerin paylaştırılması için

4- Emir, atayacağı her bir yardımcıyı bu Heyet’in onayına sunsun. Heyetin onaylamadığı bir atama mümkün olmasın.

5- Keza, Emir, atayacağı Ordu Komutanları ve Eyalet Valilerini de bu Heyet’in onayına sunmak zorunda olsun. 

6- Emir’e, Vezirlerine, Ordu Kumandanlarına ve Valilere ne kadar maaş verileceğini de bu Heyet belirlesin. 

7- Emir, tek başına Cihat kararı vermesin. Her defasında Heyet’ten onay alsın.

8- Emir vergileri artırmak için Heyet’ten onay alsın.

9- Emir Cihat’a gidenlerin hak ve maaşlarını Heyet’e onaylatsın.

10- Kadı yetiştirmek ve atamak Heyet’in görev ve yetkisindedir. Emir buna karışamaz. Ehli Suffa üyelerinden, dört yıllığına, Kadı Yetiştirme ve Atama Komisyonu kurulsun. Başkanları Heyet’in tabii üyesi olsun. Komisyon üyelerinin maaşlarını da Heyet belirlesin.

11- Her ayın son Cuma günü Emir Heyet’e meydana gelen gelişmeler hakkında bilgi versin ve sorulan soruları cevaplandırsın.

12- Heyet her Hacc döneminde, dünya Müslümanlarını dinlesin ve Emir’e tavsiye raporu hazırlasın”

İslamın ilkelerini teyit ve ikrar eden bu on iki madde elbette çoğaltılabilir ve daha ayrıntılı hale getirilebilir. Görüldüğü gibi sınırlı da olsa, yasamanın merkeze alındığı, yürütmenin denetlendiği ve yargının bağımsız ve özerk olabileceği bir “güçler ayrılığı mekanizma”sı İslam’a aykırı değil hatta İslamın talebidir.

Diğer çıkarımlar, 

Hz.Peygamber (SAV) halef olarak hiçbir Sahabe’yi işaret etmeyerek; Halef olarak Ümmet’i belirlediğini göstermiştir. Ümmetin, aklederek doğru tercihler yapabileceğine inanmış ve bunu ima etmiştir.

“Seçilecek Emir” ümmet tarafından bir Şura’da, yani Heyet’te müzakereyle seçilmelidir.

Üçüncüsü, Emir sınırlı bir süre için seçilmeli ve tekrar seçilmesi yönetimdeki başarısına bağlıdır.

Dördüncüsü, Emir’in belli başlı bütün üst düzey yöneticileri ve maaşları Ümmet’in vekili olan Heyet tarafından onaylanmakta ve keyfilik ortadan kalkmaktadır.

Beşincisi bütçe Heyet’in denetimine tabidir.

Elbette bu öneriler gündeme gelmedi ve müzakere edilmedi. Sonuçta katılımcı bir yönetim tarzı da oluşmadı.

Sorunlarımızın kök sebebini bulmak için çok mu geri gittik bilmiyorum fakat konuyu sürdürecek ve bugüne kadar getireceğiz.