Tarih: 02.10.2018 15:58

Belediyeciliğin Konuşulmadığı Belediye Seçimleri Maratonu

Facebook Twitter Linked-in

02. 10. 2018 Salı

(Image processed by CodeCarvings Piczard ### FREE Community Edition ### on 2014-03-31 11:42:47Z | http://piczard.com | http://codecarvings.com·ÔàU¥´L_?)

Yerel seçimlere zaman olsa da, konu seçim olduğu için, partiler ittifak görüşmelerine başladılar bile. Seçimlere ilgili olan bir milletiz. Demokrasinin yaygınlaşması ve kalıcı olması için çok önemli. Seçimleri sevdiğimiz kadar demokrasiyi de sevsek çok daha iyi olur tabi. Demokrasiyi ve demokrat olabilmeyi. Şimdilik seçimleri sevmemiz bile umut verici.

Partiler süreci başlattılar, ittifaklar konusu sanıyorum en önemli maddelerden birisi.

Hangi parti kimle ittifak yapacak, adaylar nasıl belirlenecek ve hangi parti ittifak sebebiyle hangi şehirde aday göstermeyecek. Konu ittifaklar olunca da, bir önceki seçimlerdeki ittifaklar gözden geçiriliyor ve hedef ?seçimin kazananı´ olmak.

Maraton başlayınca bildik konular da ardı ardına açılmaya başladı.

ABD gezisi ve McKinsey şirketiyle yapılan anlaşma ve bunun IMF ile kıyaslanması, Suriye´de etkin olan Türkiye, ?Beka sorunu´ ve bölgemizde aktif rol alan ülke olma, terör örgütleri vb.

Gündemi meşgul eden ekonomi, hem halkımızın hem de yöneticilerin gündeminde. Cumhurbaşkanı Meclis açılış konuşmasında ?biraz daha sabır´ mesajını verdi.

Bu konulara yenileri eklenerek süreç hızlanacak. Görünen o ki muhalefet, yönetimi ve Ak partiyi ekonomi noktasından köşeye sıkıştırma peşinde. Ve ardından gelen konular da zamlar, işsizlik, sıcak para ihtiyacı ve McKinsey-IMF benzerliği gibi konular. Kendi pencerelerinden bakınca da haklılar. Ak parti genel başkanı ve Cumhurbaşkanı; Ak partiyi ve belediyeleri almak için yönetimi eleştirme ve en kolay yolu da: ?Ekonomi´.

Acaba böyle mi olmalı diyorum.

Bir taraf, beka sorunu merkezli söylemle dini ve milli duygular üzerinden giderken; diğer taraf halkımızın merkezindeki sorun olan ?ekonomi´ den yola çıkıyor.
İyi de seçimlerin sebebi ?yerel yönetimler´.

Yani seçimlerin yapılma sebebi, yerel yönetimlerin başına kimlerin geçeceği. Konu bu olunca da ilk sorulması gereken soru: ?Acaba seçilecek başkanların istifa ile görevden ayrılma ihtimalleri olacak mı?´

Ya da ?başka partiler başkanlıkları alırsa, oralara kayyumlar atanarak belediye el değiştirecek mi?´

Yerel yönetimler seçimlerine giderken demokrasi adına sorulacak öncelikli sorular bunlar.

Arkasından da, ?belediyecilik´.

İlk defa 1835 yılında İngiltere´de kullanılan ?yerel yönetim´ kavramı, ülkemizde Cumhuriyet´in kurulmasından sonra gündeme gelerek ilk defa 1930 yılında belediyecilik yasası yürürlüğe girmişti.

Bugün ise bırakın 1930´ların şehirlerini, 1990´ların şehirlerinden bile çok uzak bir zamanı yaşıyoruz.

Seçimlerin konusu belediyeler ise partilerin ve adayların siyasetin konuları olan kulvardan çıkıp, şehirlerin ve belediyeciliğin konuları olan rotaya girmeleri gerekir kanaatindeyim.

Hangi adaylarla seçime girersek kazanırız mantığından çok, hangi belediyecilik anlayışı ve ne tür projelerimizle seçime girersek, şehirlerimizi yarınlara taşırız mantığı ön planda olmalıdır.

2000´lerin başında gelişmenin sembolü gibi anlaşılan betonlaştırmanın ve gökdelenleştirmenin şehirleri nasıl kirlettiğine hepimiz şahit oluyoruz.

Artık dünya başka bir yöne doğru evrilmekte, belki önümüzdeki yıllar ülkemizin bunu anladığı yıllar olacak. İşte bu yüzden de belediyeler ve seçilecek başkanlar bu konulara zihin yormalıdırlar.

Bunlar neler olabilir mesela diye düşünürsek:

Başkanlıkları kazanan erkeklerin erkek mantığı ile düşünerek hayata farklı pencereden baktıkları aşikar. Bu yüzden bu seçimlerde, göstermelik değil gerçek anlamda seçilecek yerlerden, kadın adayların ön plana çıkması puan kazandıracak. Kadın bakış açısının belediyecelik anlayışında ve şehre faydalı olma noktasında daha aktif olacaktır.

Metropol haline gelen şehirlerimizdeki nüfus halkı rahatsız eder duruma ulaştı. Bunun sonlandırılması ve şehirlerin daha geniş alanlara yayılması için hangi projeler olmalıdır. İç kısımlara doğru daha fazla hızlı tren sisteminin kurulması, bu bölgelerde ev inşa etmek isteyenlerin desteklenmesi, toplu taşımanın desteklenme adına yarı fiyata indirilmesi, büyükşehirlerdeki istihdam alanlarının çevre illere aktarılarak nüfus sıkışmasının önüne nasıl geçileceği, büyükşehirlerdeki beton yığını haline gelen bölgelerden kurtulmak için iki-üç katlı ve bahçeli konutların inşa edilmesi ve buralara yerleşmenin özendirilmesi adına yapılacak destekler, büyükşehirlerdeki bisiklet yollarının arttırılması ve olmayan şehirlerde ivedilikle kurulması, yaya kaldırımlarının güvenli yürüyüş yapılabilecek hale getirilmesi için yeni projeler oluşturulması, hava kirliliği ve güvenlik açısından şehirlerde cirit atar gibi gezinen kamyonların durumuna çözümler aranması, şehirlerdeki ağaçlandırma-yürüyüş parkurları-spor alanlarının arttırılması, şiddete mazur kalan kadınların ve erkeklerin korunmaları için sığınma evlerinin sayılarının arttırılması ve güvenliklerinin sağlanması, güneş enerjisinden daha fazla faydalanmak için güneş tarlalarının kurulması ve yaygınlaşırılması, kendi evinde güneş enerjisi üreten konut sahiplerinin fazla enerjiyi belediyeye satabilmeleri (Bu konu güneş enerjisinden yararlanan kişi sayısını da arttıracaktır)? Seçimlerde adaylar böyle projeleri seçmenlere aktarmalıdır diye düşünüyorum. Eğer adaylar anlatmıyorlarsa, seçmenler örnekler vererek adayları sıkıştırmalıdırlar.

Önemli olan diğer konu da öğrenciler ve eğitim.

Ülkemizde eğitimden çok bahsediyoruz. Öğrencilerin durumlarının iyileştirilmesi konusu da bunlardan biri.

Almanya´da üniversite öğrencisi olunca elde ettiğiniz kimlik kartı ile bütün eyalette ücretsiz toplu taşımadan faydalanabiliyorsunuz. Mesela belediyeler bu hizmeti sunarlarsa gençlerden ve öğrencilerden çok oy alırlar diye de aklıma geldi. Hedef oy almak mı, öğrencilere (insana) kolaylık sağlamak mı, bu da seçilecek başkanın samimiyetine kalıyor?

Sevgi ve Bilgiyle kalın




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —