Beklenen ‘Mesih’ Sanal Aleme Geldi

Yayımlandığı günden bu yana tartışmalara neden olan Amerikan yapımı Mesih dizisi, modern zamanlarda yeryüzüne gelen Hz. İsa’nın Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam’ın değerlerini post-modern kültürün kıskacında yeniden harmanlamasını ele alıyor.

Beklenen ‘Mesih’ Sanal Aleme Geldi

Haksozhaber.net'ten Yahya Fırat'ın Amerikan yapımı Mesih dizisine dair analizi...

Kadim zamanlardan günümüze kadar adeta bir mitos haline gelen kurtarıcı ya da Mesih/Mehdi inancı, Mecusilik/ Zerdüştlük, Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam’da önemli bir yer işgal ediyor. Modern zamanlarda gelişen teknolojik imkanlarla beraber hayatımızda önemli yer tutan sinema sektörünün de bu temayı görmezden gelmesi düşünülemezdi tabi.

Ocak 2020’de dijital platformlar üzerinden Türkiye’de yayımlanmaya başlayan Mesih dizisi, kadim inançlardaki Mesih/Mehdi fenomenine yeni bir boyut kazandırdı. Senaristliğini Michael Petroni’nin yaptığı dizi, “Günümüzde Hz. İsa yeryüzüne inseydi ne olurdu?” sorusuyla başlıyor. Bazı rivayetlerde anlatıldığı gibi Mesih rolünde olan kişi sarı cübbeyle Şam’da ortaya çıkıyor. Daha sonra Suriye topraklarındaki IŞİD saldırılarını bertaraf eden kurtarıcı, etrafına topladığı kişilerle birlikte İsrail sınırına gidiyor. Buradan Mescid-i Aksa’ya giden kurtarıcımız, hangi inanca ait olduğu belli olmayan birkaç aforizmik cümle sarf ettikten sonra “modern uygarlığın beşiği Amerika”ya hicret ediyor.

Dizi boyunca “Kurtarıcı rolündeki kişi Mesih mi? Yalancı Mesih mi? Yoksa rivayetlerdeki deccal mi?” sorusu akla geliyor. Senaristin Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam’daki Mesih/Mehdi rivayetlerini incelediği hemen göze çarpıyor. Amerika’ya giden kurtarıcının fırtınalı bir günde ortaya çıkması Hristiyanlığın Mesih inancının adeta bir yansımasıdır.

Dizi boyunca farklı bir hakikati aradığı anlaşılan Mesih’in aslında Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam’ı aynı potada eritmek istediği görülüyor. Bu bağlamda bakıldığında mevcut İslam da Tanrının hakikatini yansıtmıyor! Dizinin bazı bölümlerinde Ortadoğu’da olduğu belli olan bir bölgede “intihar komandoları” yetiştiren Müslümanların nasıl masum insanları hedef aldığı teması yine, yeniden önümüze servis ediliyor. Batının Müslümanlara yönelik oryantalist bakış açısı ve ötekileştirici tezlerini tekrarlamaktan geri durmayan dizide, post-modern paradigmanın retoriği kurnazlıkla işleniyor.

Siyasi emelleri peşinde Yahudiliği ile manevi boşluk içinde olan Hristiyanlığı ve İslam’ı cihattan ibaret gören anlayışı ancak kurgusal anlayışın ürünü olan Mesih birleştirebilirdi! Bir çeşit dinler arası diyaloğun gizlice pompalandığı dizide, Mesih’e tabi olanlar arayış içinde bocalayan ve “işte aradığımız hakikat buymuş” edasıyla hareket insanlar. Sanal dünyanın Mesih/Mehdi’si üç dinin de beklediği kurtarıcı fakat, üç dindeki rivayetleri birleştirerek yeniden yorumlayan seküler bir kurtarıcı.

Dizi içeriğinin yanı sıra tercih edilen isimler de ayrı tartışma konusu oldu. Mesih rolünde olan kişinin aslında “deccal”, Cebrail isimli gencin ise gerçek Mehdi olduğu, Eva isimli karakterin “Havva”yı temsil ettiği, İsrailli Aviram’ın Hz. Musa’ya baş kaldıran kötü adam olduğu iddia ediliyor.

İçeriğinin tartışma konusu olduğu dizi, kurgusal açıdan da birçok eksiklik barındırıyor. Düşünsenize biri Hz. İsa iddiasıyla ortaya çıkıyor, bazı mucizeler gösteriyor ve olay sadece birkaç Arap ülkesi, İsrail ve Amerika’da yankı buluyor. Diğer ülkeler herhalde Mesih’in gelmesinden haberdar edilmemiş! Dizideki Mesih/Mehdi, rivayetlerin sahih olup olmadığı bir yana Müslümanları inandığı ya da beklediği kurtarıcı olmadığı kesin. Dizideki karakterin rivayetlerde anlatılan mitosun gölgesinde kaldığı söylenebilir. Dizinin dünyanın birçok yerinde tepkiyle karşılanmasından dolayı 2. Sezon çekimlerinin iptal olduğu belirtildi. Sanal dünyanın Mesih’i de sahte çıktı anlaşılan.