´Beka´yı Seçmek...

D. Mehmet DOĞAN

´Beka´yı Seçmek...

Mahallî seçimlere gereğinden fazla anlam mı yükleniyor? Alt tarafı muhtarları, belediye meclis üyelerini ve belediye başkanlarını seçeceğiz.

Bu bakışın yetersizliği ortada. Her seçim bir gösterge. Seçim sonuçlarında iktidarın içinde bulunduğu ittifak ciddi oy kaybına uğrarsa?İzmir´le birlikte İstanbul ve Ankara´yı kaybederse?

Bunu eski siyasetçilerden, son defa CHP İstanbul il başkanlığı yapan Murat Karayalçın´a sorarsak, İstanbul´u kaybetmek bile yeter! Muhalif ittifak cenahının liderleri ?seçimle bekâ arasında ilişki yok? derken gerçek fikirlerini mi dile getiriyorlar?

Bu noktada ?siyaset asıl düşündüğünü söylememek sanatıdır? diyebiliriz!

İstanbul´da ve Ankara´da mahalli seçimleri kaybeden bir iktidarı zor günler bekliyor demektir. Her seçim öncesinde yapılan yanıltmacalardan olan anketleri konuşturmak bu defa da revaçta. Biz yine de iktidar partisinin seçimi önde götüreceği düşüncesindeyiz.

Bize göre, iktidar için kazanmakla kaybetmenin sorumluluğu aynı değerde.

Türkiye´nin 21. yüzyılını başlatan siyasî hareket, 16 yıllık iktidar; geçmişini gerçekçi şekilde değerlendirerek, bunun seçim sonuçlarına yansımasını da doğru görerek bir istikamet tayini yapmak mecburiyetinde.

Siyasî iktidarla ilgili eleştirilerimizi seçim havasının sert estiği günlerde gündeme getirmenin rahatsızlık doğuracağından şüphe yok. Hadi bunu göğüslesek bile seçim hayhuyu içinde bir işe yarayacağı şüpheli.

Bir de şu noktadan bakalım: Bugüne kadar iktidarın uygulamaları ile ilgili bir hayli eleştirimiz oldu. Millî Eğitim, kültür, bazı belediye reislerinin sakil uygulamaları...Bu mealdeki yazılarımız ilgililerde sonuç alıcı bir merak uyandırmadı. ?Ne demek istiyorsun be adam, derdin ne?? diyen olmadı. Buna karşılık ne maarifle ne de kültürle ilgili yeni bir ufuk ortaya konulduğunu göremedik. Tek parti idaresinden devralınan ve darbe dönemlerinde pekiştirilenin sürdürüleceğine dair en ciddi emare bu.

Bizim hükümetin iktisat siyaseti ile ilgili, kalkınma uygulamaları ile ilgili söyleyecek fazla bir şeyimiz yok. Fakat stratejik tercihlere itiraz hakkımız var. Bütün muhafazakâr iktidarlar, 1950´den beri aynı modeli uyguluyorlar: Oy toplamak için kültüre, maneviyata vurgu yapıyorlar, iktidar olduktan sonra ekonomi ve maddî kalkınma esaslı siyaset belirleyici oluyor.

/resimler/2019-3/4/0901415023117.jpg

Tek boyutlu kalkınmanın doğurduğu sosyal çalkantılar dikkatten uzak tutulmamalı. Yetişmekte olan nesillerin zihnini besleyecek, gençlerin benliklerini yenip kendilerini aşmalarına, idealizme yükselmelerine zemin oluşturacak vazife ve sorumluluk aşılayacak ciddi çalışmalara ihtiyaç var.

Bunları seçimden sonra daha ayrıntılı gündeme getirmek gerektiği düşüncesindeyiz. Siyasetin tavan yaptığı bir dönemde neden siyasetten uzak durduğumuz soruluyor. Aslında siyasetten uzak değiliz. Bizim uzak durduğumuz günlük siyaset. Günlük siyasetin iğvasına kapılmadan uzun vadeli, kalıcı siyaset için düşünmek ve yazmak doğru tercihtir.

Türkiye geçen sene Cumhurbaşkanlığı sistemine geçme kararını verdi. Aradan geçen zaman içinde neler olup bitti? Geçiş sağlıklı olarak gerçekleştirildi mi? Bürokratik direnç gerçekten kırıldı mı? Cumhurbaşkanlığı hükümeti ile başbakanlık hükümetinin farkı hissediliyor mu?

Cumhurbaşkanlığı sistemine geçmeden de Cumhurbaşkanı sistem üzerinde gücünü gösterebiliyordu. Şimdi aradan başbakan çıkınca ne gibi gelişmeler oldu? Görünüşe bakarak şunu söyleyebiliriz: Sadece başbakan aradan çıkmadı, bakanlar da sistem dışı kaldı. Bakan unvanının hâlâ kullanılıyor olması görev ve yetkilerinin aynı olduğu anlamına gelebilir mi?

Ülkemizde yayın kuruluşlarının kahir ekseriyeti başkanlık sitemini destekledi ve gazetelerde başkanlık sisteminin önemine ve Türkiye´nin geleceğini sadece onun kurtaracağına dair birçok parlak yazılar yayınlandı. Aynı yayın kuruluşları bir yıl sonra gerçek anlamda bir değerlendirme veya muhasebe yapmak gücünde midir? 

Tahminimize göre, önümüzdeki seçim büyük sarsıntılara yol açan bir sonuç ortaya koymayacak, fakat millet iktidara ve muhalefete ufuk açıcı mesajlar verecek. Milletin ortaya koyduğu sonuca göre muhalefetin kendine çeki düzen vermesi yanında, iktidarın da ders aldığını gösterir bir tavır takınması beklenmelidir.