Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Kişilerarası İletişim Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serhat Ulağlı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye karşıtı politikalar yürüten Batılı medya kuruluşlarının 24 Haziran genel seçimlerdeki tavrını, 31 Mart´ta yapılacak yerel seçimlerde de gösterdiğini anlatarak, Batı medyasında şu anda Türkiye karşıtı ciddi bir kara propaganda ortamı oluşturulduğunu söyledi.
Söz konusu medya organların haberlerinde, Türk ekonomisinin kötü durumda olduğu, insan haklarının ihlal edildiği ve yaklaşan seçimlerin çok ciddi bir değişim yaratacağına dair izlenim oluşturmaya çalıştığını belirten Ulağlı, bazı medya organlarının yerel seçimleri "Hükümet için bir güven oylaması" olarak nitelendirmesinin ülkede siyasi bir kriz olduğu algısı oluşturulmaya yönelik sinsi bir oyun olduğunu dile getirdi.
Orta Doğu coğrafyasını yeniden şekillendirmeye çalışan emperyalist politikaların Türkiye tarafından engellendiğini anlatan Ulağlı, Türkiye´nin bölgedeki stratejileri belirleyen esas aktör olması nedeniyle Türkiye´deki siyasal iktidarın güç kaybetmesinin Batı için önem arz ettiğini kaydetti.
Ulağlı, Türkiye´nin bölgedeki siyasal gücünün, Batılı bazı güçlerin bu coğrafya üzerindeki siyasi oyunlarını gerçekleştirmesine engel olduğunu ifade ederek, "Bu nedenle yabancı kamuoyunun Türkiye´deki seçimlerle yakından ilgilendiğini söyleyebiliriz. Mevcut hükümetin iktidarı kaybetmesi için manipülasyona yönelik çok ciddi haberler yapıldığını görüyoruz." dedi.
Bazı Batılı yayın kuruluşlarının şu anda seçime birlikte giren Cumhur İttifakı´na yönelik eleştirilerini yoğunlaştırdığını aktaran Ulağlı, bu medya organlarının, "Ülkede ekonomik kaosun ve siyasal bir boşluğun bulunduğu, AK Parti içinde yeni yapılaşmaların olduğu" yönünde haberleri kasıtlı olarak dolaşıma soktuğunu kaydetti.
Ulağlı, buradaki temel hedefin AK Parti iktidarını düşürmenin ardından ülkede bir siyasal istikrarsızlık izlenimi oluşturarak Türk kamuoyunda siyasal bir infial yaratmak olduğunu dile getirdi.
Belli başlı Batı medyasının Türkiye´deki yerel seçimlerle gereğinden fazla ilgilendiğini anlatan Ulağlı, "Bu medya organları, yayınladıkları haberlerde tarafsızlığını kesinlikle korumuyor ve AK Parti´nin uygulamalarını olumlu olarak yansıtmıyor, bilgi eksikliği ile dolu haberler servis edilerek Türkiye karşıtı bir izlenim oluşturulmaya çalışılıyor. Bazı Batılı yayın organlarının yerel seçimlere yönelik bu tarz tarafgir haberleri açıkça ve direkt olarak Türk seçimlerine bir müdahaledir." ifadelerini kullandı.
"Seçimler yaklaştıkça Türkiye karşıtı görüşler artmaya başladı"
Kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye için verdiği notlara da işaret eden Prof. Dr. Ulağlı, bu kuruluşların Türkiye hakkındaki olumsuz görüşlerinin seçimler yaklaştıkça artmaya başladığını ifade etti.
Ulağlı, bu gelişmelerle ülkede ekonomik bir krizin kapıda olduğu, Türkiye´nin IMF ile gizli görüşmeler yaptığı yönünde yayınlanan birçok haber üzerinden algı oluşturulmaya çalışıldığına vurgu yaparak, "Bu, seçmen kitlesinde iktidara karşı olumsuz bir geri dönüş olacağı mantığıyla yapılıyor." diye konuştu.
Son olarak Avusturya Başbakanının "Başka bir ülkede oy kullanan insanların artık ülkelerinde oy kullanmayacağı" yönündeki açıklamalarına dikkati çeken Ulağlı, şunları kaydetti:
"Özellikle iktidar partisinin büyük oy potansiyeline sahip olduğu yabancı ülkelerde yaşayan Türk vatandaşlarının seçim için ülkemize gelerek oy kullandığını biliyoruz. Bu da ülkemizdeki seçimlerin sonuçlarını etkileyebiliyor. Yapılan açıklamayı, bu potansiyel oyların önüne geçmek için yapılmış bir açıklama olarak değerlendirebiliriz."
"Yerel seçimlere aşırı ilgi, izah edilir bir durum değil"
Uluslararası yayın yapan Batı merkezli bazı yayın organlarının yerel seçimler için özel dosyalar açmaya başladığını dile getiren Ulağlı, bu konuyla DeutscheWelle, BBC, Euronews ve Reuters gibi yabancı basın kuruluşlarının son zamanlarda yaptığı haberlerden ve kamuoyu yoklamalarından örnekler verdi.
Prof. Dr. Ulağlı, şu ana kadar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan´ın, girdiği bütün seçimlerden başarıyla çıkmasından, Türk halkının Erdoğan´a olan güven ve bağlılığından rahatsız olan bazı Batılı çevrelerin, bu haberlerle aslında Türk halkının AK Parti politikalarına ve Erdoğan´a olan güvenini yıkmayı amaçladığını dile getirdi.
AK Parti´nin seçimlerde başarılı olması durumunda Batı´nın kendi dış politikasını gözden geçirmek zorunda kalacağını anlatan Ulağlı, "AK Parti politikalarına duyulan güveni özümseyeceği doğal olarak da Batı´nın bölgenin en önemli aktörü olarak Türkiye ile yeniden masaya oturacağı düşüncesindeyim. Öte yandan seçimlerin aksi şekilde sonuçlanması durumunda ise kimi Batılı kamuoyu çevrelerince memnuniyetle karşılanacağından eminim." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye karşıtı lobi ve çevrelerin son dönemde propagandalara daha da ağırlık verdiğini ve terör örgütleriyle iş birliği yaptığını dile getiren Ulağlı, BM´nin Cenevre ofisinde PKK ve FETÖ´nün önderliğinde Türkiye aleyhtarı bir toplantı düzenlendiğini vurguladı.
Prof. Dr. Serhat Ulağlı, şunları kaydetti:
"Ülkemizin yurt dışındaki imajı ile alakalı kurumsal bir çalışmanın yapılması gerektiğini ve Türkiye´nin uluslararası stratejisini belirleyen bir kurula ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Özellikle yabancı kamuoyunda propaganda faaliyetlerini yürütecek, kamuoyu çalışmalarına önderlik edecek ve Türkiye´nin algısını tüm uluslararası alanlarda koordine edilmesini sağlayacak bir üst kuruluşa ihtiyaç olduğu fikrindeyim. Karşı propaganda stratejileri, lobi faaliyetleri ve kamuoyu oluşturma gibi konuları içeren bir iletişim stratejisinin hayata geçirilerek tüm dünyada koordineli olarak yürütülmesinin hem ülke imajımız hem de terör örgütleri ile küresel anlamda mücadelede çok etkili olacağı kanaatindeyim."
"İslamofobi ile mücadelede Türkiye bir misyon üstlenmiştir"
Batı toplumlarında İslamofobinin artık düşünsel bir olgu olmaktan uzaklaşıp, siyasal bir tutum ve kolektif bir reaksiyona dönüştüğünü ifade eden Ulağlı, "Batı kendi içinde yaşadığı olumsuzlukların sorumlusu olarak yabancıları görürken aslında kendi topraklarındaki hızlı Müslüman nüfus artışına karşı tepkisini dile getiriyor." diye konuştu.
Prof. Dr. Ulağlı, Avrupa´da son yıldaki seçimlerde sağ partilerin tümünün ?Müslümanları sınır dışı etmek, Müslümanlara vatandaşlık hakkı vermemek" gibi söylemlerinde, ciddi oranda artış olduğunu gözlemlediklerini söyledi.
İslamofobinin her geçen gün arttığını aktaran Ulağlı, "Bu konuda İslam dünyası maalesef bir suskunluk içinde. Sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye´nin inisiyatifiyle oluşturulan bazı çalışmalar var. İslam dünyasının bu konuda Türkiye´nin çabalarını çok desteklediğini düşünmüyorum." dedi.
Ulağlı, İslamofobinin bir endüstriye dönüştüğünü dile getirerek, bunun üzerinden sinema, dizi ve sanat etkinlikleri gibi organizasyonlarla halkın nezdinde bu algının oluşturulmaya çalışıldığını belirtti.