Başbakan Binali Yıldırım, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi´nde düzenlenen İstihdam Şurası´nda yaptığı konuşmaya, kalp krizi nedeniyle hayatını kaybeden İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar´a Allah´tan rahmet, ailesine ve iş alemine başsağlığı dileyerek başladı.
Ülkenin aydınlık yarınları için çalışan, ekmeğini, aşını büyütmek için uğraşan iş camiasının mensuplarıyla bir arada olduklarını ifade eden Yıldırım, ülke için ürettikleri her katma değerden dolayı iş adamlarını tebrik etti.
Yıldırım, bu yılın başında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetin çağrısı üzerine, iş aleminin de etkin katılımıyla düzenlenen Ekonomi Şurası´nda istihdam seferberliği başlattıklarını, bu çerçevede Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin (TOBB) üyelerini en az 1 ilave istihdam sağlamaya davet ettiğini anımsattı.
"Önemli teşvik kararları aldık"
Bugün de buna benzer bir çağrının Cumhurbaşkanı Erdoğan´ın çağrısıyla gerçekleşeceğini belirten Yıldırım, şöyle devam etti:
"Bu sefer artık 1 olmaz, daha fazla olacak. Onun kararını burada Cumhurbaşkanımız verecek. Türkiye genç ve dinamik nüfusa sahip. Genç nüfusumuza yeni iş ve aş imkanları hazırlamamız lazım. Son 1 yıl içinde bu istihdam seferberliği başlatıldığı andan itibaren 1,5 milyon vatandaşımıza yeni iş, aş bulduk, imkan sağladık. Hükümet olarak bu seferberlikte sizin yükünüzü hafifletmek için önemli teşvik kararları aldık. Teşvik ve tedbirleri hayata geçirdik. Sonuçta muhteşem bir toplumsal dayanışma ortaya çıktı. Asgari ücret desteğinden vergi istisnasına, borçların ertelenmesinden iş kurma ve ilave istihdam desteklerine kadar reform niteliğinde birçok kararı hemen o toplantı sonrası hayata geçirdik."
Yıldırım, TOBB´un "Bu iş olur" sloganıyla sahaya indiğini, bütün oda ve borsa başkanlarının elini taşın altına koyduğunu, esnafla, çalışanla bir araya geldiklerini, aynı şekilde 81 ilde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ve ekibinin bu çalışmaları titiz bir şekilde sürdürdüğünü bildirdi. 1 yıl geçmeden 1,5 milyon yeni istihdam oluşturulduğunu belirten Yıldırım, "1,5 milyon istihdam demek 1,5 milyon ailenin mutluluğu demektir. İşte bu güzel ve anlamlı törende, istihdamda artış sağlayan illerimizi, firmalarımızı ödüllendiriyoruz. Buradan genç, kadın ve engelli istihdamında duyarlılık gösteren firmalara ülkemiz ve milletimiz adına şükranlarımızı sunuyorum. TOBB´un şeref listesine giren iş adamlarını tebrik ediyorum. Cumhurbaşkanımız ´hadi´ dediğinde sağına soluna bakmadan tam bir güvenle bu dayanışmayı sergilediğiniz için Allah hepinizden razı olsun." ifadesini kullandı.
Yıldırım, ülkenin çok zor dönemlerden geçerek bugünlere ulaştığını, bunu en iyi iş camiasının bildiğini dile getirdi.
"2017 yılımız kazanımlarla dolu bir yıl oldu"
Başbakan Yıldırım, önceki dönemlerde yatırım, üretim, istihdam ve ihracatın önünde büyük engellerin olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:
"O günlerden bugünlere geldik. Elde ettiğimiz bu başarının, bugünlerin kıymetini iyi bilmemiz gerekiyor. Bu kazanımlarımızı artırarak devam ettirmek için 15 yıl boyunca Türkiye´nin imkanlarını, kabiliyetlerini yine Türkiye´nin, milletin geleceği için sarf ettik, hasrettik. 2017 yılımız kazanımlarla dolu bir yıl oldu. Kötü ve karamsar senaryoların hepsi, yazanların, çizenlerin elinde kaldı. Karamsarlık değil, umut ve gelecek kazandı.
16 Nisan halk oylaması ile Türkiye yeni bir yönetim sistemine geçiş yaptı. Bir ülke düşünün ki milli geliri 80 yılda 236 milyar dolara ancak ulaşmış ama bunun üzerine geçen 15 yılda 3 kat artış sağlayarak 863 milyar dolara çıkmış. İşte iktidarlarımızın farkı bu. İstikrar ve güven. Güçlü siyasi iradenin olduğu Türkiye bunu başardı. İhracatımız 36 milyar dolardan 4 kat artışla 155 milyar doların üzerine çıktı. Bu sene ihracatta bütün dönemlerin üzerinde bir rakama ulaşırsak şaşırmayın. Kişi başı milli gelir 11 bin dolar seviyelerine çıktı. Bu da 3,5 kat artış demektir. Bunları 15 yıl gibi bir sürede başarabilen bir ülke var mı? Elbette yok. Çünkü 2018´den beri dünyada kavurucu bir küresel kriz var. Bütün bunlara rağmen bu başarıları her şey süt liman olarak sağlamadık. Bu başarılara ağır ekonomik ve insani krizleri yaşarken ulaştık. Ülkeler israf bayrağını çekerken Türkiye büyümeye, gelişmeye dünyanın parlayan yıldızı olmaya devam etti."
Yıldırım, bölgede, var olan kaos ve iç savaşla, ülkede ise darbe girişimi, çeteler ve terörle mücadeleye rağmen bu başarıları ortaya koyduklarını aktardı.
"Mesele samimiyetle ülkeye ve geleceğe sahip çıkmak"
Hafta başında üçüncü çeyrek büyüme rakamlarının açıklandığını anımsatan Yıldırım, şu görüşlere yer verdi:
"Yılın üçüncü çeyreğinin büyüme rakamı yüzde 11,1. Dünyada bir rekor. Çin´i de Hindistan´ı da geride bırakarak, Türkiye listenin başına yerleşti. Türkiye´ye yakışan da budur. Aynı şekilde ihracatta da rekora gidiyoruz. Yıllık bazda aralık ayında 155,5 milyar dolarlık ihracatı yakaladık. Yıl sonu itibarıyla da bütün dönemlerin rekoruna ulaşmayı hedefliyoruz. Bu başarıda Sayın Cumhurbaşkanımızın liderlik iradesi, hükümetimizin ekonomi politikalarının, güven ve istikrar ortamının olduğu kadar sizlerin de çok büyük katkısı var.
15 yıldır hiçbir zaman küçük hesaplar yapmadık, kısa vadeli düşünmedik. Türkiye´ye bir bütün olarak baktık, emeği ve alın terini sosyal adaletle, bölgesel adaletle, gelir dağılımı adaletiyle birlikte ele aldık. Bizim gündemimizde yeni kavga alanları meydana getirmek değil, ülkemize zaman kaybettiren, enerji kaybettiren hususları süratlice çözmek var. Bizler üretimin, yatırımın önünü açmak, sizler de adeta daha fazla üretmek için çaba gösteriyorsunuz. Bütün mesele samimiyetle ülkeye ve geleceğe sahip çıkmak. Bütün meselemiz ne istediğini bilerek hedefe emin adımlarla gitmektir. Hedefimiz karamsarlığın kökünü kazımak, Türkiye´nin enerjisini Türkiye´ye kazandırmaktır."
"İstihdamı artırmak yetmiyor"
Yıldırım, 2017´de olduğu gibi 2018´e girerken de felaket senaryolarının ve benzer oyunların tekrar edilmeye çalışıldığına dikkati çekti.
Türkiye´nin yarınlarının bugünden daha güzel olacağını belirten Yıldırım, şunları kaydetti:
"Türkiye sürekli büyüyen bir ülke. 10 yıl önce istihdama katılım yüzde 45´ti. Bugün bu oran yüzde 54´e yükselmiştir. Bir yandan istihdama katılım bir yandan istihdamda artış Türkiye´nin en kadar dinamik ve üretken bir ülke olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Sadece istihdamı beklenen düzeyde artırmak yetmiyor. İstihdama katılımın arttığını da dikkate alarak bir yerine iki, iki yerine üç, üç yerine dört ilave istihdam için her türlü seferberliği yapmamız gerekiyor. Gün bugündür, hükümetiniz arkanızda, Cumhurbaşkanımız arkanızda, artık söz sizin, iş sizin."