Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Mor Beyin yazılımı nedeniyle ByLock´a yönlendirilen ve mağdur olanların durumuna ilişkin, "2 bin 168 kişinin durumları tek tek kurumlarınca inceleniyor." dedi.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla TBMM´de Parlamento Muhabirleri Derneği (PMD) Başkanı Göksel Bozkurt´u ziyaret etti.
Gazetecilerin olağanüstü hal ile ilgili sorularını yanıtlayan Bozdağ, "Hızlı karar almak, alınan kararları hızlı uygulamak, FETÖ başta olmak üzere diğer terör örgütleriyle etkin bir şekilde mücadele etmek ve devletin içerisindeki terör sızıntılarını ve uzantılarını ayıklamak ve ülkemizin güvenliğini daha güçlü bir şekilde sağlamak, demokrasimizi güçlendirmek, insan haklarına dönük saldırıları ortadan kaldırmak ve kısa sürede olağanüstü hal sürecini sonlandırmak, olağan döneme dönmek maksadıyla ilan edildi." diye konuştu.
Başlangıçta olağanüstü halin, en kısa sürede bitirilmesi konusunda kamuoyunda açıklamalarda bulunduklarını anımsatan Bozdağ, OHAL´in ülkenin ihtiyaçlarına binaen ilan edildiğini, süresini de ihtiyaçların belirleyeceğini belirttiklerini kaydetti.
Ancak geçen zaman içerisinde OHAL´in devam ettirilmesini gerektiren şartların varlığını koruduğunu anlatan Bozdağ, "O nedenle olağanüstü hal uzatılma kararları alındı. Olağanüstü hal bir kez daha uzatılacak, bu konudaki usülü de biliyorsunuz, Milli Güvenlik Kurulu toplanıp, tavsiye kararı alıyor daha sonra Bakanlar Kurulu olağanüstü hal ilanına karar veriyor ve Mecliste görüşüldükten sonra olağanüstü hal uzatılmış oluyor. Şimdi yine aynı usulü takip edeceğiz. Muhtemelen 17´sinde Milli Güvenlik Kurulunun gündeminde yer alacak ve Bakanlar Kurulu kararıyla parlamentoya gelecektir. Olağanüstü hal, bir kez daha uzatılacak." değerlendirmesinde bulundu.
Gazetecilerin Mor Beyin yazılımı nedeniyle ByLock´a yönlendirilen ve mağdur olanlarla ilgili KHK hazırlıklarının sorulması üzerine Bozdağ, bununla ilgili hazırlıkların tamamlandığını, yakında KHK´nın çıkacağını bildirdi.
11 bin 480 kişi içerisinden kamudan ihraç edilen kişi sayısının 2 bin 168 olduğunu dile getiren Bozdağ, "Bu 2 bin 168 kişiden durumları tek tek kurumlarınca inceleniyorlar. Eğer bunlar sadece bu Mor Beyin uygulaması nedeniyle FETÖ´nün kurduğu tuzak üzerine Bylock´a yönlendirilmiş, tuzağa düşürülmüş kişilerdense onların iadesi KHK ile yapılacaktır. İade edildikten sonra hakları devam edecek. Ancak başka gerekçelerle onlar atılmışsa onlarla ilgili ayrı bir değerlendirme yapılacak. Şu anda kurumların çalışmaları tamamlanmış durumda. Sayıyı ise KHK yayınlanınca göreceksiniz." diye konuştu.
Bozdağ, hükümet sistemi tartışmalarının 2016 yılında gündeme geldiğini, aynı yıl 15 Temmuz darbe teşebbüsünün yaşandığını, terör örgütü PKK´nın şehir merkezlerinde çukurlar kazarak eylemler yaptığını, terör örgütlerinin eylemlerinin devam ettiğini, Irak ve Suriye´de sıkıntılar yaşandığını anımsatarak, şöyle devam etti:
"Hükümet sistemi değişikliği milletin birliğinin, beraberliğinin, devletin bölünmez bütünlüğü ve bekasını bir nevi seçim sistemiyle de millet iradesine sigortalatan bir sistem değişikliği oldu. Bu değişiklikten sonra hükümet olmanın tek yolu, seçmenlerin geçerli oylarının yüzde 50 artı 1´inin oyunu almaktan geçiyor. Bu şu demektir; bölücü partiler Türkiye´de iktidar olamazlar demektir. Bu ne demektir? Bu milletin dirliğini, birliğini ve ortak aklını yüzde 50 artı 1´inin oyunu alacak dil, üslup, program geliştirmeyenler Türkiye´de iktidar olamaz anlamına gelir. Bu da ülkenin birliğini, dirliğini, bütünlüğünü halk iradesine sigortalatmak anlamı taşımaktadır. Bu bütün siyasi partileri birbirine yaklaştıracağı gibi dilleri, üslupları, programları da değiştirecek, herkes benim mahallemin, benim düşüncemde olanların oyu bana yeter deme anlayışını bırakıp başka siyasi partilerin, başka düşüncede olan kişilerin de reylerini alabilmenin yolunu arayacaktır. Bu toplumsal kaynaşmayı, birbirimize olumlu bakmayı ve bütünleşmeyi sağlayacaktır. Bu açıdan cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, Türkiye üzerinde bölünme senaryoları yapanlara, başka hesaplar yapanlara karşı devleti ve milleti milli iradeyle sigortalayan bir sistemdir."
Bozdağ, "2019 seçimleri, sistem değişikliğine karşı farklı düşünenlerle, bölgesel hesaplarla Türkiye´nin bekasına, istikbaline ve istiklaline karşı hesap kitap içinde olanlara karşı son derece önemli bir duruş olacaktır." dedi.
CHP ve bazı partilerin birlikte hareket edeceklerini açıkladıklarını, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli´nin de çok net şekilde 2019 seçimlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan´ı destekleyeceğini ifade ettiğini belirten Bozdağ, "Sayın Bahçeli çok ahlaki bir duruş da ortaya koydu ve bunun bir pazarlık içinde yapılmadığını söyledi: ´Şu kadar bakan verirseniz veya herhangi bir koalisyon algısına yer alacak beklenti içerisinde de değiliz.´ Bunu tamamen ülkemizin istikbali, istiklali, bekasıyla ilgili milli bir duruş olarak görüyorum. AK Parti, milli ve yerli duruş sahibidir. Milli ve yerli duruşu olan iki partinin 2019 seçimlerinde ittifakı kadar doğal bir şey olamaz. Bunun şimdiden konuşulup, netliğe kavuşturulması bu konudaki spekülasyonları sona erdirme bakımından önemlidir." değerlendirmesinde bulundu.
Bozdağ, 2019 yılının cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin yaşama geçeceği, inşaasının, mimarisinin belirleneceği bir yıl olacağını vurgulayarak, "2019 seçimleri, sistem değişikliğine karşı farklı düşünenlerle, bölgesel hesaplarla Türkiye´nin bekasına, istikbaline ve istiklaline karşı hesap kitap içinde olanlara karşı son derece önemli bir duruş olacaktır. Yeni sistemin inşaa edileceği, uygulanacağı yeni bir dönemi 2019 başlatacaktır." dedi.
Bozdağ, 2019´da seçimlerinin 3 Kasım tarihinde, vaktinde yapılacağına, seçim kararını da Türkiye üzerinde kirli hesapları olanların vermeyeceğine dikkati çekerek, "Bunun kararını net şekilde açıkladık, seçim vaktinde olacak. Seçimin vaktinde olacağını halkımızdan onay aldık. Seçimlerin 3 Kasım 2019´da olacağı anayasa değişikliğinde açıkça yazıyor. Seçimin ne zaman yapılacağına halkımız 16 Nisan halk oylamasında karar vermiştir. Halkın karar verdiği tarihi de kimsenin değiştirme niyeti olamaz." dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan´ın dünkü grup toplantısıdaki konuşmasının, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül´ü hedef aldığı yönünde yorumlar yapıldığının anımsatılması üzerine Bozdağ, şöyle devam etti:
"Sayın Cumhurbaşkanımızın söylediklerini yorumlama ihtiyacı var mı? Gayet açık, çok net. 2019 seçimlerine giderken AK Parti´ye zarar verme ihtimali üzerinde duran çevreler var. 2019 seçimlerinde A´ya, B´ye, C´ye, şuna buna hesaplar yapanlar var. Onlar hani bir şarkı var ya ´ihtimali sevebilme...´ gibi, bazıları AK Parti´ye zarar verme ihtimalini seviyorlar, zarar verme ihtimaline oynuyorlar. Yoksa o kişilere olan muhabbetten yakınında dolaşmıyorlar, onlara değer verdiklerinden onlarla ilgili iş yapmıyorlar. Buradan AK Parti´ye zarar verme potansiyeli var, o potansiyeli sevdikleri için yakın duruyorlar. Ben onlara söylüyorum; AK Parti milletin partisi, millet şimdi kimin nerede durduğunu, nerede pozisyon aldığını, AK Parti´ye kimlerin zarar vermek istediğini gayet iyi görüyor."