Milli Gazete'den Furkan Erten'in "konuya dair" haberi...
Terör örgütü PKK’nın, Erzincan’ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyünde gerçekleştirdiği hain saldırının üzerinden 27 yıl geçti. 5 Temmuz 1993 tarihinde akşam namazı vaktinde köye saldıran teröristler evleri yağmaladıktan sonra köyü ateşe vermiş, yanan evlerde 5 kişi hayatını kaybetmişti. PKK’lı teröristler camiden kaçırdıkları 28 kişiyi de köy meydanında kurşuna dizerek şehit etmişti. Katliamın 27. yıldönümünde Başbağlar Köyü Güzelleştirme ve Kalkındırma Derneği Başkanı Mehmet Ali Dikkaya ile konuştuk.
Güvenlik güçleri 14 saat sonra 6 Temmuz sabahında saat 10’da geldiler. Geldiklerinde teröristlere ulaşmak, müdahale etmek mümkün değildi. Teröristler de gitmişti. Olay yerinde delillerin incelenmediği de doğrudur. 585 boş Kalaşnikof mermisi toplanmıştı fakat balistik incelemesi yapılmadı. Şehitlerimize otopsi yapılmadı.
Olaydan sonra yakılan evler dozerle yıkıldı. Üst akıl konusuna gelince, eski Başbakan Bülent Ecevit 1997 yılında evlerimizin temel atma töreninde “Sivas’ı da, Başbağlar’ı da aynı karanlık güçler yaptı” demişti. Bu katliamda terör örgütlerinin parmağı ve organize bir üst akıl vardı. Aradan geçen 27 yıla rağmen Başbağlar Katliamı’nın faili meçhul olarak kalması da bunu ispatlıyor.
27 yıl önce bugün Başbağlar’da yürekleri yaralayan bir terör olayı gerçekleşti. Başbağlar’da neler yaşandı?
Akşam ezanı vaktinde yaklaşık 150 terörist köye geldi. Köyü dinliyorlar ve ezan bittikten sonra saldırıyorlar. Bir grup terörist Başbağlar köyünün giriş çıkışını tutuyor. Bir grup telefon hatlarını kesiyor. Sonrasında köy camisini basıp namazdan insanları aldılar. Diğer ekipteki teröristler evlere saldırıp, kadınları ve çocukları dereye topladılar. Cami, lojmanlarla beraber 191 hane yakıldı. Köyün çıkışındaki meydanda topladıkları 30 kişiye, 45 dakika boyunca terör örgütü PKK’nın propagandasını yapan teröristler köylüleri kurşun yağmuruna tuttular. 27 vatandaşımız orada şehit oldu. Bir kişiyi yaktıkları aracın içine atmak istiyorlar fakat direnince orada şehit ettiler. Bir kadın ve bir çocuğun olduğu 5 kişiyi de evlerinde yakarak katlettiler. Başbağlar’da o akşam 33 vatandaşımız kurşunlanarak, yakılarak şehit edildi.
Olayla alakalı birçok konu gündeme geldi. Güvenlik güçlerinin zamanında müdahale etmemesi, delillerin incelenmediği yönünde iddialar var. Bir diğer konu da katliamın bir üst akıl tarafından organize edilmesi. Tüm bu konular için neler söylersiniz?
Güvenlik güçleri 14 saat sonra, 6 Temmuz sabahında saat 10’da geldiler. Geldiklerinde teröristlere ulaşmak, müdahale etmek mümkün değildi. Teröristler de gitmişti. Olay yerinde delillerin incelenmediği de doğrudur. 585 boş Kalaşnikof mermisi toplanmıştı fakat balistik incelemesi yapılmadı. Şehitlerimize otopsi yapılmadı. Olaydan sonra yakılan evler dozerle yıkıldı. Üst akıl konusuna gelince eski Başbakan Bülent Ecevit 1997 yılında evlerimizin temel atma töreninde “Sivas’ı da Başbağlar’ı da aynı karanlık güçler yaptı” demişti. Bu katliamda terör örgütlerinin parmağı ve organize bir üst akıl vardı. Türkiye’yi kaosa sürüklemek, çatışma çıkarmak isteyen kökü dışarıda olan terör örgütleri katliamlar gerçekleştirdi. Aradan geçen 27 yıla rağmen Başbağlar Katliamı’nın faili meçhul olarak kalması da bunu ispatlıyor.
Terör örgütünün Başbağlar’da katliam yapmasının sizce sebebi nedir? Son olarak da hukuki durumu sormak istiyorum. Başbağlar davasının son durumu nedir?
Başbağlar, İslami hassasiyeti yüksek bir köydür. Bu en önemli etkendir. Başbağlar tarihi anlamda da önemli bir bölgedir. Barasor Vadisi’nin sonunda, karayolunun bittiği bir noktada. Başbağlar boşalırsa vadideki bütün köyler boşalacaktı. Öte yandan bölge dağlık bir bölge olduğu için eylemi yaptıktan sonra teröristlerin izlerini kaybettirmesi kolay olacaktı. Bu sebeplerden dolayı Başbağlar’da katliam yaptıklarını düşünüyoruz. Hukuki anlamda hiçbir şey yok. 1998 yılında dosya kapandı ve hiçbir sanık ceza almadı.
Başbarlar Köyü Derneği Başkanı Mehmet Ali Dikkaya