İstanbullu’nun CHP’li İBB’yle imtihanı sürüyor. 2019’da göreve gelen yeni yönetim ulaşımda sınıfta kaldı, vatandaş toplu taşımada büyük eziyet çekiyor. Ayrıca yeni proje üretemeyen CHP’li İBB, AK Parti döneminde temeli atılan önemli projeleri de iptal ederek İstanbul’u adeta 90’ların başındaki CHP’li döneme geri götürüyor. Uluslararası derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings’in iflasın eşiğinde olduğunu açıkladığı üç CHP'li belediyeden biri olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi başarısızlığını algı operasyonlarıyla örtmeye çalışıyor. CHP’li İBB’de yaşanan çıkmazı Siyaset Bilimci Onur Erim ile İBB Meclis Üyesi ve Ulaşım ve Trafik Komisyonu Başkanı Abdullah Özdemir Milat’a değerlendirdi.
Tanıtımla reklamla sözde İBB
Ekrem İmamoğlu başkanlığındaki İBB’den bir başarı hikayesi beklenirken yeni yönetimin başarı yerine hikâyeye odaklandığını ifade eden Onur Erim, “İstanbul Büyükşehir Belediyesi, dünyada 100’ün üzerinde ülkede haklı olarak faaliyet gösteren Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’ndan daha fazla reklam ve tanıtım bütçesine sahipse bunun mutlaka bir sebebi olmalı. İmamoğlu’nun feryat figanının nedeni, kendi başarısızlığını şu ana kadar yaptığı gibi çeşitli algı operasyonları yönetmeye çalışmaktan ibaret. Türkiye Cumhuriyeti’nde 30-40 yıl geriye gidilse hiçbir zaman merkezi bir hükümetin başka bir belediyeyi engellediğine şahit olamazsınız. Eğer olsaydı yatırımlar açısından ne İzmir ne de Eskişehir bu noktada olurdu” dedi.
Rakamlarla her şey ortada
Bir belediye başkanının hizmete yakın, siyasete uzak durması gerektiğini fakat Ekrem İmamoğlu’nun bunu yapmadığını vurgulayan Erim, “Ekrem İmamoğlu ve CHP’nin yürütmekte mahir olduğu algı operasyonuna rağmen gerçekler daima ortaya çıkıyor. Çünkü rakamlar konuşur, kâğıt üzerinde her şey ortada. CHP birçok konuda olduğu gibi metro, metrobüs alımı konusunda da müfteri yaklaşıma devam ediyor. Hiçbir devlet, belirli bir borç yekününün üzerinde olan bir belediyeye kendi hazinesinden veremez, verse bile bunun bir uluslararası geçerliliği olmaz.” diye konuştu.
Özkaynak yerine borçlanma peşinde
Borç stoğu dolan CHP’li İBB’nin yeterli borçlanma limiti kalmadığı için daha fazla borçlanamayacağını kaydeden Abdullah Özdemir, “Örneğin CHP’li İBB’nin kapatmaya çalıştığı Sancaktepe metrosu çatal şeklindedir; bir kısmı Çekmeköy- Sancaktepe-Sultanbeyli, diğer parça da Yenidoğan-Hastane kısmıdır. Burası AK Partili İBB döneminde ihale edilirken Çekmeköy-Sancaktepe-Sultanbeyli kısmının yüzde 66’sı borçlanmaya uygun, diğer kalan yüzde 33’lük kısım da özkaynakla yapılacak şekilde ihale edildi. Her projenin bildirildiği Ankara’ya yazı gönderilir, müsaade edilirse borçlanılır, borçlanmaya izin vermezse tamamen özkaynakla yapılır. CHP’li yönetim ise özkaynakla bu işi yapmayacağını, borçlanma olursa devam edeceği yönünde karar aldı. Seçim öncesi ‘her şeyi özkaynakla yapacağız, borçlanma ihanettir’ diyen CHP’li yönetim, seçimden önce özkaynakla yapılan bir yatırımı durdurup özkaynaktan ziyade borçlandırmayla devam etmeye çalışıyor” ifadelerini kullandı.
Var olanları bile kullanamadılar
Vatandaşın Ekrem İmamoğlu’na verdiği kredinin bittiğini belirten Özdemir, “CHP’li İBB’nin Fazilet Durağı söylemlerinin yalan olduğu ortaya çıktı; tescillendi, toplum vicdanında bu durum değerlendirilecektir. Yaklaşık 30 yıllık mazisi olan tramvay ulaşımının AK Parti döneminde yolda kalması, arızalanması söz konusu olmazdı. Hatta kendi raylı sistem aracımızı da ürettik, M1 hattında hala kullanılıyor. CHP’li İBB yönetimi ise var olan raylı sistem hattını işletemez hale getirdi. Ayrıca kendi sinyal sistemimizi kullanıyorduk, yeni yönetimle birlikte o da akamete uğradı” şeklinde konuştu.
İBB hizmet yerine algı derdinde
İstanbul’un dünyanın en büyük şehirlerinden biri olduğuna dikkat çeken Özdemir sözlerini şöyle noktaladı: “İstanbul bir dünya metropolü olarak konum ve turizm bakımından üst sıralarda. Her gün yapılan çalışmalarla bu şehirde durum ancak stabil tutulabilir. Hizmetlerde en ufak bir aksamaya İstanbul çok kötü bir şekilde cevap verir. Çünkü İstanbul yaşayan bir organizma gibidir, devamlı koşmak lazım. Yürümeye başladığınız an sorunlar sizi geçmeye başlar. İstanbul’daki idarecilerin toplumun algısına değil, toplumun rahatına, konforuna katkı sunacak çalışmalar yapması lazım.”
