Tarih: 13.10.2018 07:13

Barzani Lobisi Yine Yeniden?

Facebook Twitter Linked-in

13. 10. 2018 Cumartesi

Galip Ensarioğlu, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu´nun, Irak ziyaretini değerlendirirken, Kuzey Irak´ta yapılan referandumun Türkiye´ye karşı yapılmadığını, Türkiye tarafından durumun yanlış anlaşıldığını söyledi.

Sayın Ensarioğlu´na sormak lazım.

Eğer kendisi Türkiye tarafında ise, Türkiye´nin yanlış anladığı bir durumu, nasıl oldu da kendisi yanlış anlamadı acaba?

Gerçi sözün devamında bu sorunun cevabını veriyor Ensarioğlu?

Diyor ki: Barzani ailesi, Türkiye´de yaşayan Kürtler için de bir semboldür.

Barzani ailesi, Türkiye´de yaşayan Kürtler için bir semboldür?

Barzani ailesi, Türkiye sınırında, bağımsız bir Kürt devleti kurmak için referandum yapar?

Türkiye bu durumu yanlış anlar?

Öyle mi?

Birbirimize karşı dürüst olalım.

Başta Galip Ensarioğlu olmak üzere, hepimiz biliyoruz ki, Barzani´nin referandumu meşruiyet kazansaydı, ilk etapta Suriye´ye uzanan, daha sonra da İran´ı ve Türkiye´yi tartışmaya açacak olan bir Kürt devleti kurulacaktı.

Barzani´yi, Ensarioğlu´nun gözünde sembolleştiren şey, bu planı şu aşamada gerçekleştirmeye en yakın adam olması, başka bir şey değil.

Tablo açık ve net?

Türkiye, Cerablus´a, Afrin´e müdahale ederken Barzani ne düşündü, Türkiye´nin haklılığına inandı mı, iki çift laf etti mi?

Türk hukukuna göre Abdullah Öcalan teröristtir, PKK terör örgütüdür, yaptığı eylemler suçtur.

Bu sebepten dolayı Öcalan üzerinden konuşulamayanlar, Barzani üzerinden dile getiriliyor.

Daha açık söyleyeyim?

PKK´nın silah kullanarak Türkiye´den istediği şeyi, Barzani sandık yoluyla Irak´tan istiyor, olay budur.

Sayın Ensarioğlu, AK Parti´den Diyarbakır milletvekilliği yapmadı mı?

AK Parti, çözüm sürecini başlatmadı mı?

Ensarioğlu, o süreçte aktif rol oynamadı mı?

Çözüm süreci devam ederken PKK şehirleri köstebek yuvasına çevirmedi mi?

Binaların altını, menfezlerin içini silahla doldurmadı mı?

Dolmabahçe´de masa devrilmedi mi?

Kan akmadı mı?

Bunlar yaşanmadı mı?

O zaman Ensarioğlu çıksın, bütün bu yaşananlarla ilgili bir açıklama yapsın, hepimizi ikna etsin.

Yıllardır, kültürel haklarımız verilmiyor, dilimizi konuşamıyoruz, türkülerimizi söyleyemiyoruz, deyip devlete savaş açanların, çözüm süreci devam ederken şehirleri ne hale getirdiğini anlatsın.

Şehir çatışmalarında, PKK istediğini alabilseydi, aynı Kuzey Irak´ta olduğu gibi bağımsızlık referandumu yapacaktı.

Yapmayacak mıydı, Ensarioğlu, buna ?hayır? diyebilir mi, dese bile buna direnebilir mi?

Yine söylüyorum, birbirimize karşı dürüst olalım, birbirimizin aklıyla alay etmeyelim.

Bu ülkede, muhafazakar siyasetin laik devletle tutuştuğu kavgadan istifade ederek genişletilen ve beslenen ayrılıkçı hareketler, devletin paradigma değişikliği ile çırılçıplak ortada kaldı.

Barzani´nin referandumunu, ümmet bilinciyle açıklamaya çalışanların tezleri devlet ve millet nezdinde çöktü.

Bu işler böyledir?

Seni bir taraftan din özgürlüğü, vicdan özgürlüğü diye bağırtırlar, öteki taraftan vatanını altından çekip alırlar.

PKK´nın Türkiye´de, PYD´nin Suriye´de sol şeritten, KDP´nin de Irak´ta sağ şeritten yürümesi, tesadüf değildir, çok ciddi siyasi mühendislik çalışmasıdır.

Bu ülkede iktidara kim gelirse, o iktidara yakın siyasi görüşte bir ayrılıkçı hareket de örgütlenir, canlanır.

Neden?

Devlete sokulmak, içeriye yerleşmek, sistemi uyuşturmak için?

Irak´ta, Saddam´a karşı Kürtlük/Araplık üzerinde yürütülen bölünme faaliyetleri, Saddam devrilince, iktidar Şiilerin eline geçince, Şiilik/Sünnilik hattına savruldu.

Kimse yanlış anlamasın ama şunu söylemek zorundayım.

Türkler, başlarına gelecek olan şeyi, başlarından geçen şeylerden bilir.

Türkiye´nin, İran, Irak ve Suriye sınırındaki Kürt politikası, Azerbaycan ile arasını kesen Ermenistan gerçeğinden yola çıkarak oluşturduğu bir politikadır.

İran´ın, Türkiye sınırına Azerileri yaklaştırmaması, o bölgeyi Kürt bölgesi olarak tanzim etmesi, Pers aklının üç boyutlu hamlesidir.

İşin içinde iş vardır ve Galip Ensarioğlu da bunu gayet iyi bilmektedir.

Bu durumun iş arkadaşımızın ya da komşumuzun Türk veya Kürt olmasıyla bir alakası yoktur.

Dünya düzeni Türkiye´yi bunu mecbur kılmıştır, Türkiye de, bu düzenin gerçeklerinden hareket ederek Kuzey Irak referandumunu kendisi için tehdit olarak görüp müdahale etmiştir.

Eğer Türkiye, Barzani´yi yanlış anlamış ve o referanduma yanlışlıkla müdahale etmişse, yanlışlıkla doğruyu yapmış demektir.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —