Siz siz olun periyodik olarak bankadaki paranızı kontrol edin. Hesapta duruyor mu, yoksa buhar mı olmuş?
Çağla Şikel olayını hatırlayın. Muhasebecisi meğerse sahte faturalar keserek 1 milyon liranın üzerinde vergi borcu çıkarmıştı.
Ya Altıntop Kardeşler...Hani şu meşhur futbolcular. Milli takımdan aldıkları primleri bankaya yatırıyorlardı. Sonra bir de baktılar ki, o paralar tanımadıkları kişiler tarafından çekilmiş.
BDDK hemen müfettiş göndermiş ve olayı incelemişti.
Siz de eğer meşhur biriyseniz, belki BDDK sizin için de müfettiş gönderir. Ama meşhurluğunuz yetmiyorsa, yaklaşık 4-6 yıllık yargı sürecinin bekleyeceksiniz demektir.
***
Bandırma´da bir bankanın şube müdürü iş adamının hesaplarını başka hesaba yollamıştı. Sonra da kayıplara karışmıştı...
Adana´da ise bir şube personeli, müşterilerinin hesabından sevgilisine paralar yolluyordu. Bankaya giden müşteriler, hesaplarının sıfıra gittiğini gördüler.
Geçen gün bir TV kanalı dolandırıcılık haberi vardı. Bir kişinin telefon dolandırıcılığı ile bilgileri alınmış. Dolandırılan adam ?Eğer banka parayı öderken bilgilere azıcık baksa dolandırılmayacaktım? diyordu.
Bir dostum bundan bir kaç ay önce aradı: Muhasebecim benim adıma imza yetkisi olmamasına rağmen banka hesaplarımı boşaltmış? dedi.
?Nasıl olur? Banka imzaya bakmıyor mu?? diye sordum. Meğer bakmıyormuş...Muhasebeci güvene dayalı olarak aylarca fotokopi kağıdını fakslayarak paraları iç etmiş. Banka aylarca ıslak imza istememiş. Hesap sahibini arayıp aylarca bir teyit bile almamış.
Olay ortaya çıkınca da zaten emekli olarak çalışan şube müdürünü yılsonunu beklemeden kapıya koymuş.
İyi ama ya giden paralar ne olacak?
Meşhursan BDDK şubeye belki müfettiş yollar. Ama meşhur değilsen ortalama 4 - 6 yıl sürecek yargıyı bekleyeceksin.
İyi ama bu süre zarfında iş yaptığın müşterilerinde bekleyecek mi? Gecikme cezaların silinecek mi?
Hani Milletin parası bankalara emanetti... Evet emanete sahip çıkan bir çok iyi banka var. Ya emanete özen göstermeyen bankalar ne olacak? Vatandaş ayrımı nasıl yapacak?
17-25 Aralık süreciydi. Henüz FETÖ örgüt ilan edilmemişti. Ama ülke istim üzerindeydi. Seçimle gelmiş siyasi yapı, başka gerekçelerle tasfiye edilmek isteniyordu. O günlerde her gün sayısız TV kanalında hep şu ortak cümleyi kurduğumu hatırlarım: ?Bu operasyonda gerekçeler birer bahanedir. Asıl amaç siyaseti dizayn etmektir. Eğer siyaset dizayn edilecekse bunu Türk Milleti gerçekleştirir.?
İşte o günlerde uğraştığımız bir başka mesele daha vardı. FETÖ yapılanmasının finans ayağı olan Asya Bank...
Halka açık bir şirketti ve bankaydı. Bir çok bilgiye rağmen gazeteciler olarak BDDK ve SPK elimizi bağlıyordu. Nitekim bir kaç kelime yazan gazetecilere de davalar açıldı...
***
Şimdi bunu neden hatırlattım: Bankaları 2001 krizinde ?batacak mı-batmayacak mı? söylentisine karşı korumaya aldık. Kaydi para üreten bankaların en sağlam olanı bile söylenti ile devrilebilir. Bu çok doğru bir karadı.
Ama sonradan BDDK olsun, SPK olsun devlet kurumları, gazetecileri haberler konusunda köşeye sıkıştırdı. Açık açık dolandırıcılık haberlerini bile yazamaz hale geldik. Banka adı söyleyemez olduk.
Habertürk Gazetesinden Sefer Yüksel arkadaşımızın genel sektör riskleri açısından haberi bile suç olarak görüldü....BDDK ve SPK açıklama yaptı.
O vakit sorarım: Müşteri hesapları boşalan, gerekli özeni göstermeyen bazı bankalar nasıl ayrılacak? Nasıl gerçekler ortaya çıkacak ve Millet bilgilenecek?
Bank-Asya olayı ders olmadı mı?
O günlerde bu bankanın da illegal yapı içinde olduğu konusunda Milleti uyarabilseydik acaba bugün hapishanede daha az insan olmaz mıydı?
Veya bugün bazı bankalarda paraları iç edilen insanlar (sayı her geçen gün artıyor) daha yüksek güvenceye ulaşmaz mıydı?
Siz bilirsiniz!